Son Günlerde Adını Sıkça Duyduğumuz Eko Anksiyete Nedir?
Son Günlerde Adını Sıkça Duyduğumuz Eko Anksiyete Nedir?– Küresel ısınmanın bir sonucu olarak iklim değişikliğinin etkilerini nötrlemekten artık çok uzağız. İnsan faaliyetleri gezenimizin iklimini değiştirmiş durumda. Bu durumun etkisi de gitgide daha gözle görünür bir hal alıyor. Çoğu kişi iklim değişikliği sebebiyle kirlilik ve hastalıkların artacağını biliyor. Ayrıca gıda kıtlığı sebebiyle fiziksel sağlığımızın da etkileneceğinin farkındayız, ancak göz ardı ettiğimiz bir husus daha var: eko anksiyete.
Kelime anlamı olarak bu kavram gezegenimizin geleceği ve gezegendeki yaşam hakkında sürekli endişe halinde olmak demek. Kaygının da ötesinde semptomları içeren bu endişe farklı terimlerle de ifade edilebiliyor: eko travma, ekolojik keder, iklim değişikliği endişesi, eko stres ve eko angst bunlardan bazılar.
Son Günlerde Adını Sıkça Duyduğumuz Eko Anksiyete Nedir?
İklim Değişikliği Endişesi Normal Bir Durum Mu?
Canlılık tarihi boyunca kendimizi en kolay şekilde hayatta tutacak biçimde evrildik ve evrilmeye devam ediyoruz. Vücudumuz, hissettiği tehditlere karşı savaş, kaç ya da dona kal gibi farklı tepkiler gösteriyor. Anksiyete de bu tepkilerden biri aslında.
Her ne kadar dünyanın ikliminin değişeceğinin farkında olsak da bunun daha uzak bir gelecekte gerçekleşeceğini düşünmeye meyilliyiz. Halbuki bu değişiklik bir günde olmayacak. Dolayısıyla gerçek bir tehdit olan bu krizin etkilerini bugünden görmeye başladık. Sonuç olarak nadir de olsa bazı insanlarda da eko kaygı ortaya çıkması çok normal. Bu kaygıyı iklim değişikliği için çözümler üretilmesini sağlayacak motive edici bir güç olarak görmek de mümkün.
Sizde Eko Anksiyete Olup Olmadığını Nasıl Anlayabilirsiniz?
Eğer sıcaklık değişimleri, hava kalitesindeki düşüş, insanların yaşam alanlarının bozulması ve hayvanlar için endişeleniyorsanız, bu oldukça mantıklı ve insani bir güdüdür. Doğal ortamların ve türlerin yaşadığı zarardan ötürü derin bir travma da hissedebilirsiniz. Gezegende meydana gelen değişikliklerden ötürü derin bir umutsuzluk yaşıyorsanız muhtemelen siz de eko anksiyeteye sahipsiniz. Kendinizi daha iyi anlamak için şu semptomların varlığını da sorgulayabilirsiniz:
- Eski nesilleri daha bilinçli davranmadıkları için suçlama ve hayal kırıklığı hissetme,
- İklim değişikliğini ciddiye almayan insanlara karşı ileri düzeyde öfke,
- Varoluşsal korku hali,
- Bireysel karbon ayak izinizle ilgili sürekli suçluluk ya da utanç duyma,
- İklim değişikliğinin etkilerini gördüğünüzde travma sonrası stres bozukluğu yaşama,
- Endişeye eşlik eden depresyon ve panik,
- İklim konusunda takıntılı bir düşünme biçimi.
Bu semptomlar ruhsal sağlığınızı tek başına etkilese de bunlara birtakım fiziksel etkiler de eşlik edebilir:
- Uyku bozukluğu
- İştahta artış ya da azalma
- Konsantrasyon eksikliği
Ekolojik sebeplerden ötürü artan stres diğer insanlarla ilişkilerinizi de etkileyebilir. Özellikle de bu konuda sizinle aynı fikri paylaşmayan arkadaşlarınız, aile üyeleriniz ya da partneriniz gerilime sebep olabilir. Hissettiğiniz endişeler bunaltıcı bir hal aldıkça korkularınızdan kaçmak için dikkatinizi dağıtacak şeyler aramaya başlarsınız. Başa çıkma yöntemi olarak madde ve alkol kullanımına da yönelmeniz olasıdır.
Ekolojik Stresin Kaynağı Ne? – Son Günlerde Adını Sıkça Duyduğumuz Eko Anksiyete Nedir?
İklim krizi küresel bir problemdir. Bireysel olarak sorumluluklarımızla bu süreci yavaşlatabileceğimiz için aynı zamanda da kişisel bir sorundur. Gezegenimiz için düşünmeye diğer insanlardan daha fazla zaman harcıyor olabilirsiniz. Ancak gezegenle aramızdaki bağ aslında tüm canlılar için mevcuttur. Toprak ana tabirini kullanmamızın sebebi de bu. Dünya, hepimiz için bir yuva ve yaşamımız için gerekli kaynakların da sağlayıcısıdır. Bu gerçeklik, gezegenin hızlı değişimi karşısında doğal olarak yas tutmamıza yol açar.
Ayrıca ilginizi çekebilir: Orman Yangını Neden Çıkar? Nasıl Engellenebilir?
Eko Kaygıyı Nasıl Yönetebilirsiniz?
İklimimizin değişmesi küresel bir endişe olsa da kendi ruh ve zihin sağlığınızı korumak için adımlar atabilirsiniz. Kişisel alışkanlıklarınızı değiştirmek en büyük adım olacaktır. Daha sürdürülebilir bir yaşam tarzı ile bakış açınızı değiştirebilirsiniz. Kişisel değerlerinizde uyumlu yaşamak benlik duygunuzu da geliştirecektir. Kendi hayatınızdaki değişiklikler çevrenizdeki insanları da teşvik edebilir.
Karbon ayak izinizi hesaplayarak yola koyulabilirsiniz. Dünya üzerinde nasıl bir etkiniz olduğunu anladıktan sonra bunu azaltmanın yollarını düşünürsünüz. Bir yere giderken araba kullanmak yerine yürümek ya da bisiklet binmek karbon emisyonunu ciddi şekilde azaltır. Aynı zamanda da fiziksel ve zihinsel sağlığınızı olumlu şekilde etkiler.
Daha geniş çaplı değişikliklere imza atmak isterseniz bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına dahil olabilirsiniz. Hislerinizin farkında olarak onları kabullenmeniz ve buna göre hareket etmeniz önemlidir. İnkar etmek, görmezden gelmek işe yaramayacağı gibi maskelenen duygular duygunun yoğunluğunu daha da artırır.
Geçmişte iklim dostu olmayan davranışlarınız olduysa bile bu yüzden kendinizi suçlamaktan vazgeçin. Bundan sonraki yaşamınızda daha iyi seçimler yapmaya çalışın. Korumaya çalıştığınız tüm doğal alanlarda zaman geçirin. Doğanın içinde olmak, eko anksiyete ile başa çıkarken kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
Ayrıca ilginizi çekebilir: İklim Krizi ile Nasıl Başa Çıkabiliriz?