Vizyona Damga Vuran Film: Müslüm
Ünlü bir sözde yaşamı şekillendiren şeyin hayallerimiz değil, yaralarımız olduğuna vurgu yapılıyor. Bu söze en doğru kişilerden birinin de Müslüm Gürses olduğunu düşünüyoruz. 2013 yılında aramızdan ayrılan arabesk müziğin efsane ismi Müslüm Gürses’in hayatını anlatan Müslüm filmi vizyona iddialı bir giriş yaptı.
İzleyenlerin birçoğunun ağlayarak çıktığı bu filmin ve hissettirdiklerinin neler olduğunu sorguluyor olabilirsiniz. Biz izleyenler olarak size spoiler vermeden biraz düşündürdüklerinden bahsetmek istiyoruz.
Etki her şeyden önemlidir!
Biz bu yazıda filmin ağır eleştirilerinden ziyade, Gagerlar olarak olaya belki de çok yaklaşılmayan, üzerine çok kafa yorulmayan kısımlarından bahsetmeye çalışacağız.
Dilerseniz hemen başlayalım.
Müslüm Gürses Farkı Nereden Geliyor?
Müslüm filmi temel olarak Müslüm Akbaş dönemine odaklanıyor. Yani Müslüm Baba’yı Müslüm Baba yapan döneme. Yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi insanın yaşamını şekillendiren hayalleri değil yaralardır – ki Müslüm Akbaş evresinden Müslüm Gürses dönemine geçişin tramvaları, çocukluğu filmin ana ekseninde yer alıyor.-
Müzik Müslüm için bir çıkış noktası oluyor. Filmin içinde de çok net bir biçimde ifade edildiği gibi O asla yolundan vazgeçmiyor. Pes etmiyor ve ustasının kendisine verdiği öğütleri harfi harfine tutarak yoluna devam ediyor. Müzik kendisi için bir çıkış noktası, bir sığınak ve aynı zamanda kendisini ifade ediş biçimi.
Her ne kadar sosyoloji eğitimi almamış olsak da insanların başlarına gelen ağır tramvalarda kendilerince bir çıkış yolu bulduğunu hepimiz biliyoruz. Müslüm Baba da çok daha kötücül bir yol seçmek yerine, sanatın iyileştirici gücünden yararlanıyor. İçindeki acıları, özlemleri, can kırıklarını şarkıları ile ifade ediyor. Bu noktada da kendisine şarkıcı demekten ziyade yorumcu demek çok daha doğru bir tespit olabilir.
Kendisine benzeyen, kendi içinden geldiği kültür O’nu kendilerinin temsilcisi gibi görüyorlar ve bu noktada bir Müslüm gerçeği ortaya çıkıyor. O bu ülkede bütün ötekilerin, bütün yok sayılanların, bütün kötülüğe bulaşması an meselesi iken iyi insan olmak için kendince yol bulmaya çalışanların simgesi. Belki de bu noktada Müslüm Gürses müziği için New Orleans’dan cazın çıkışı gibi bir söylem olduğu söylenebilir. Nitekim caz müziği de dünyada benzer çıkan bir müzik türü olarak literatüre geçiyor. Dahası başlangıçta caz müziği de saygı görmez iken bugün bir efsaneye dönüşmüştür değil mi?
Zaten Müslüm Gürses’in müziğini birebir arabesk olarak adlandırmak mümkün değil. Filmde görüyoruz ki; onun çıkış noktası türküler ama içinde yer alan öylesine acılar var ki bunu dışarı atarken kendince kullandığı ezgilerindeki dil bugün O’nu bir efsane haline getiriyor.
Son derece özel ve bir kendini yaratış öyküsü bu. Hem kendi çizgisinde giderek ve çok eyvallahsız. Bu noktada sağlam bir girişimci modeli gibi durduğu da düşünülebilir. Elinde çok da imkan olmayan ama bir şeyler başaran herkese inancımızın sonsuz olduğunu zaten biliyorsunuz.
Neden İzlemeli?
Filme genel olarak baktığımızda Müslüm Gürses’i hiç tanımayanların bile muhteşem inanılmaz bir öykü ile karşı karşıya olduğu ve dünya çapında bir öykü olduğu kesin. O yüzden evrensel bir öykü olduğu da rahatlıkla söylenebilir. Bu bir başarı öyküsü, bu bir iyi insan olma öyküsü. ve bu bir aşk öyküsü aslında. Aşka inanmayanlar için de bir adam bir ömür boyu tek bir insanı sevebilir mi derseniz, sevebiliyor. Bu film bize tam da bunu gösteriyor.
Dünya standartlarında yapılan bir film olduğunu düşündüğümüz için her anlamda izlenmeyi hak ediyor. Nitekim siz de üstte belirttiğimiz gerçeklikten de yola çıkarak nasıl bir film yapıldığını gittiğinizde anlayacaksınız. Özellikle müziklere dikkat. Ketche için ise söylenebilecek tek şey ise filme imzasını attığı yönünde.
”Hayatın bizim için ne anlam ifade ettiği, hayatın karşımıza neler çıkarttığı ile değil, bizim hayatın karşısına çıktığımız tavırla belirlenir; başımıza gelenlerden çok, bizim olanlara verdiğimiz tepkiler ile gelişir.” diyor Lewis Dunnington.
Hayatın karşısına çıktığınız tavır sizin en büyük tepkinizdir. Tepkinizi en içten şekilde yaşayabilmeniz dileğiyle…