Toksik Maskülenlik Gezegenimize Nasıl Zarar Veriyor?
Toksik Maskülenlik Gezegenimize Nasıl Zarar Veriyor? – Kaliforniya Eyalet Üniversitesi tarafından 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre kadınlar daha çevre dostu. Çünkü erkeklere kıyasla daha az çöp çıkarıyorlar ve daha az karbon ayak izi bırakıyorlar. Bu çalışmada açıkça belli ki çevre dostu olmak kadınlar arasında daha yaygın bir durum. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: toksik maskülenlik gezegenimizin günden güne yok oluşunda ne kadar büyük bir paya sahip?
Toksik Maskülenlik Gezegenimize Nasıl Zarar Veriyor?
Mevcut Yaşantımızda Toksik Maskülenlik
Maskülenlik aslında bir erkeğin ne ve nasıl olması gerektiğini belirleyen kültürel normlar ya da klişeler. Mesela baskınlık, şiddet eğilimi, saldırganlık, kadın düşmanlığı ve homofobi bu normlar arasındadır. Erkeksilik toksik bir bir seviyede olabilir ve bu durumdaki erkek hem kendisine hem de başkalarına zarar verebilir. Özellikle de ataerkil toplumlarda bir erkeğin kadınsı nitelikler sergilemesi zayıflık olarak görülüyor. Bu da erkekleri daha maskülen olmaya itiyor.
Utah Eyalet Üniversitesi 2016 yılında 2000’den fazla Amerikalı ve Çinli katılımcı ile bir başka araştırma yaptı. Araştırmada alışveriş sırasında plastik poşet yerine bez torba kullanan birinin daha az erkeksi görünüp görünmediği soruldu. Hem kadınlar hem de erkekler, alışveriş yapanın cinsiyetinden bağımsız olarak bez çanta taşımanın kadınsı bir davranış olduğunu savundular. Başka bir deneyde ise katılımcılar çevre için iyi bir şey yaptıktan sonra kendilerini daha kadınsı gördüklerini belirttiler. Sonuç olarak her iki cinsiyet de çevre dostu ürünleri, tüketicileri ve davranışları kadınsı olarak algılıyorlardı.
Çevrecilikle cinsiyet arasındaki ilişki bir de empati yeteneği ile ilgilidir. Kadınlar ekosistemi korumak için daha ilgili davranıp işbirliğine sıcak bakabiliyorlar. Öte yandan erkekler için kaynakların tükenmekte olması aslında yeni bir rekabet sebebi. Ancak bu, empatik erkeklerin empatik olmayan kadınlardan daha fazla çevre dostu oldukları sonucunu da doğurmuyor. Yani aslında cinsiyet, çevre dostu olmakla doğrudan bağlantılı değil. Olayın özünde toplumsal cinsiyet dayatmaları ve erkeklik normu yatıyor. Erkek çocukları kızlara kıyasla daha farklı koşullanmalara sahiptir. Büyürken daha az duyarlı, şefkatli ve duygusal yetiştirilirler. Bu yüzden iklim bilinçleri gelişmeyebilir.
İklim Değişikliği ve Cinsiyet İlişkisi
İklim değişikliğinden çok daha fazla etkilenen coğrafyalara bakıldığında, nüfusun çoğunu kadınların oluşturduğu görülebilir. Bilhassa yoksul insanları %75’i tarımla geçimini sağladığı ve değişen iklim koşulları sebebiyle tarım risk altında olduğu için daha fazla etkilenme söz konusudur. Bu kişilerin daha iyi şartlarda yaşamak için refah düzeyi yüksek başka bir yere göç etmesi de oldukça zordur. Dahası doğal afetler de kadınların ortalama yaşam süresini erkeklerinkinden daha fazla kısaltmaktadır. Kadınlar, doğal afetlere karşı cinsiyete özgü bir çeşit savunmasızlığa sahiptir.
Utah Eyalet Üniversitesi’ndeki çalışma baz alındığında, çevre dostu davranışlar kadınsı kabul edilirse iklim politikaları ile ilgili siyasi eylem eksikliği de politikadaki orantısız erkek sayısıyla açıklanabilir. Her iki cinsiyetten siyasi katılım da eşit değil. Bu da toplumsal cinsiyet eşitsizliğini tetiklediği gibi çevre politikalarının etkili olmasını da engellemektedir. İklim krizi ise günün sonunda cinsiyet, ırk, din veya millet önemsemeyecek. Ayrıca tüm erkeklerin çevre dostu olmayan şekilde yaşadıklarını söylemek de haksızlık olacaktır. Ve kadınların hepsi de çevre dostu Amazon savaşçıları değil. Erkeklere kıyasla daha düşük karbon ayak izine sahip olsalar da aynı zamanda moda endüstrisi için yılda 2,4 trilyon dolar; güzellik endüstri için ise yılda 445 milyar dolarlık harcıyorlar. Her iki endüstri de çevresel açıdan büyük bir yıkıma sebep olmaktadır.
Ayrıca bakabilirsiniz: Algoritmada Gizli Irkçılık ve Cinsiyetçilik
Çevre İçin Uygun Çözümler
Erkekleri daha çevre dostu bir hale getirmek sosyal birtakım değişikliklerle mümkün. Örneğin yapılan araştırmalarda erkeklerin kadınsı olarak algılanmayacak şekilde desteklenmelerinin işe yaradığı görülmüş. Bir diğer yöntem de çevre dostu ürünleri daha farklı pazarlamak. Mesela daha erkeksi yazı tipleri, renkler ve görseller bir çözüm olabilir. Bu noktada böyle bir yolun tercih edilmesi gerekip gerekmediği tartışılmalıdır. Öte yandan maskülen pazarlama bir çözüm değil, kriz için bir nevi yara bandıdır. Uzun vadede toplumsal cinsiyet eşitsizliğini çözmek daha etkili olacaktır.
Günümüzde ne yazık ki cinsiyet kavramı ve iklim birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Ütopik bir dünyada cinsiyetçi politikalara gerek duymadan da çevre dostu davranışları teşvik edebilirsiniz. Ancak zaten ütopik bir dünyada iklim kriziyle de karşı karşıya kalmazdık. Toksik maskülenlik sorunundan bağımsız olarak tüketicileri daha sürdürülebilir davranışlara yönlendirmek hala önemli.
Ayrıca bakabilirsiniz: Gelecek Senin Elinde: Cinsiyet Eşitsizliği