Tinder Sponsorluğunda Bir Sergi: Aşk Nedir?
Binlerce yıldır elinde kıvrandığımız, acısı da olsa peşinden ayrılamadığımız, dilimizden düşmeyen, hazzından gözümüzü kör eden aşk… Sanatçıların yüzyıllardır en büyük ilham kaynağı olan; insanın diğer yarısını, hayatına ortak edeceği insanı yahut yalnızca hazzı arayışı ile bütünleşiyor ve aşkın sanatı ile sanat aşkı ortaya çıkıyor.
Aşkın Sanatta Yeri
Aşk, hemen her yüzyılda farklı biçimlerde yaşanmış ve dönemin sanatçılarının eserlerinde o günkü anlamlarıyla vücut bulmuştur. 21. yüzyılın insanı ise, arayışını teknolojinin yardımıyla çevrimiçi gerçekleştiriyor olduğundan, çağdaş sanatçılar bu yeni biçimin peşine düştüler. Sanat ise kendi içinde zor sorulara anlam arıyor: Aşk nedir? Kişinin kendini sevmesi ve sevilmeyi istemesi nedendir? Erotizm nedir? Güzellik nedir?
Bugünlerde Almanya’da yer alan yeni bir sergiden bahsetmek istiyoruz; çünkü bu sergi tüm bu sıraladığımız zamansız sorulara, sanatçıların yorumlarıyla cevap arıyor. Bremen Kuntshalle’de yer alan Aşk Nedir? sergisi, konuyu çağdaş ve tarihi eserlere dayanarak inceliyor. Kunsthalle Bremen koleksiyonundan çeşitli dönemlere ait yaklaşık 40 eserin yanı sıra, çevrimiçi randevu olgusunu araştıran çağdaş sanatçıların beş eseri de sergide yer alıyor.
Aşkın Zamanda Yolculuğu
Prototip Çiftler, Gerçek Çiftler, Narsizm, Güzellik Ve Erotizm isimli beş farklı bölümden oluşan sergide evrensel soruların yanı sıra felsefi, sosyolojik ve ekonomik tezler konusunda sunulan sanat eserleri inceleniyor.
Adriaen Isenbrant- Adam and Eve- Kunsthalle Bremen
Prototip Çiftler isimli ilk bölüm, Adem ve Havva gibi orijinal çiftlerin yanı sıra Cupid ve Psyche gibi mitolojik rol modellerle ilgili. İkinci bölüm olan Gerçek Çiftler bölümünde görülüyor ki; efsanevi ilkel çiftler kendileri için rol model olmuş. Serginin bu ikinci bölümü 1800’lerde ortaya çıkan romantik aşkın ilişkilere dair fikirleri nasıl değiştirdiğini inceliyor. 18. yüzyıl öncesinin siyasi yahut maddi amaçla yapılan evliliklerinin yerini romantik aşkın aldığı, dönemin eserlerinde gözlemleniyor. Bugün flört etmede önemli rol oynayan çevrimiçi arkadaşlık sayesinde 18. yüzyılın romantik aşk anlayışı çok değişmiş olmakla beraber çalışmalar gösteriyor ki; çeşitli sınıflandırma ve eşleme noktaları ile çalışan portallar kişileri arzu ettikleri romantizmi yaşatmıyor.
Carl Friedrich Demiani’nin 1806’daki aile portresi- Kunsthalle Bremen
Çevrimiçi randevudan bahsetmişken, tüm dünyada milyonlarca kullanıcısı bulunan popüler uygulama Tinder’ın, çağdaş sanatçılar için diğer tanışma uygulamaları ve portallarıyla birlikte konuyu daha ayrıntılı bir şekilde keşfetme konusunda motivasyon sağladığını belirtip, ardından şu ilginç bilgiyi de not düşelim; 2017’den bu yana “tindering” tabiri Almanca dil kullanımının bir parçası haline gelmiş.
Kronolojiyi takiben, serginin üçüncü bölümünde sosyal medya zamanlarında popüler olan “öz-sevgi” konusu, ilişkideki önemi ile ilgili olarak daha fazla araştırılıyor.
Sergi, bir sonraki bölümde güzelliğin neredeyse korkutucu özelliği ve idealleştirilmesine odaklanıyor. Fiziksel görünüşün çevrimiçi randevudaki önemi serginin bu bölümünü de önemli kılıyor ve son bölüm ise, erotizme ayrılmış durumda. Erotizmin aşka komşuluğu, erotizmle ilişkili seks ve bekaret gibi konular üzerinde geçmişten bugüne inceleme yapılıyor.
Çevrimiçi arkadaşlık/ randevu konusunda temel kaynakları Tinder olan eserler Avustralyalı sanatçı Tully Arnot, Türk fotoğraf sanatçısı Eylül Aslan, Bremen sanatçılar Katharina Dacrés / Lena Heins / Jakob Weth, Hintli ressam Indu Harikumar ve Hollandalı sanatçı Dries Verhoeven’ın imzasını taşıyor. Eserler, aşkın tasvirleri ve beklentiler değişmiş olsa da geçmiş zamanlar ile modern zamanların deneyimleri arasında şaşırtıcı paralellikler olduğunu ortaya koyuyor.
Berlin’de yaşayan Türk fotoğraf sanatçısı Eylül Aslan, kendi çalışmaları olan fotoğraflarından oluşan kitabı Trompe- L’oeil için Tinder’ı kullanmış ve söze konu çalışmasında çevrimiçi tanışmanın görsel yanılsaması ile ilgilenmiş. Tinder üzerinden 25 kişiyle bağlantı kuran Eylül Aslan, her birinin kendisinde çekici bulduğu ve beğenmedikleri özelliklerini söylemesini istemiş ve bir kişi çenesini beğenmezken, diğer kişi karnına odaklanmış. Aslan, güzelliğin öznel olduğunu, çok fazla gencin mükemmel görünmek gerektiği baskısı altında olduğunu ama böyle bir mükemmellik olmadığını, birisi için cazip olanın diğerine çirkin görünebileceğini düşünüyor.
Fotoğraflar: Eylül Aslan
Hepimizin çok iyi bildiği Çığlık tablosunun yaratıcısı Edward Munch, 1895 tarihli The Kiss isimli eseriyle Hintli sanatçı Indu Harikumar’a ilham vermiş.
The Kiss- Edward Munch- Kunsthalle Bremen
Harikumar, uygulamayı kullanan insanlardan deneyimlerini kendisiyle paylaşmalarını istemiş ve hikayelerden esinlenerek 100 Tinder Hikayesi isimli bir illüstrasyon yayımlamıştır.
Christiaen van Couwenbergh”in 1632 tarihli resmi serginin erotik bölümünde yer alıyor- Kunsthalle Bremen
Video sanatçıları Katharina Dacrés, Lena Heins ve Jakob Weth, bir flört uygulaması aracılığıyla bağlantı kurmayı deneyen herkese içgüdüsel olarak tanıdık olan diyaloğu okurken karşılıklı oturmuş çiftleri filme alarak bu dolambaçlı süreci taklit ediyor. Sanatçılar, dijital alanda iletişimin bodurluğunu da gösterme amacında olduklarını belirtiyorlar.
Hollandalı sanatçı Dries Verhoeven’in Grindr, camlarla dolu bir konteynırda 10 gün geçiriyor ve bu süreçte mahremiyetleri keşfetmek istiyor. Eşcinsel arkadaşlık uygulamaları aracılığıyla erkeklerle iletişim kuruyor. Verhoeven, çevrimiçi alemin çevrimdışı olandan daha az gerçek olduğunu düşünmediğini ama bize kim olduğumuza dair farklı bilgiler verdiklerini düşünüyor.
(Fotoğraf: Studio Dries Verhoeven / Willem Popelier)
“Cinsel olarak açık bir alan kullansaydı, başka ihtiyaçları da ifade ederse” ne olacağını merak eden sanatçı, birlikte yemek pişirmek veya dans etmek gibi cinsel olmayan faaliyetlerde bulunmak için kişilerle iletişim kuruyor ve bu çalışmanın süreç ve sonuçları sergide yerini almış bulunmakta.
21 Ekim 2018’e kadar devam edecek serginin küratörü Jasmin Mickein, insanların saklandıklarını, gerçek benliklerini açığa çıkarma korkularının çevrimiçi arayışlara neden olduğunu düşünüyor.
Hedef kitlesi daha çok gençler olan serginin sponsorları arasında Tinder’ın bulunduğu bilgisini de verelim.
Sergiye ve dijital çağda aşka ilişkin en kısa ve öz bilgi yine sergide yer alan Cupid’den Tinder’a isimli bir alt yazı yer alıyor: Cupid’den Tinder’a adlı altyazı şu öne sürülüyor:
“Cupid’in aşk okunun geçmiş zamanlarda başardığını, dijital çağda parmaklarımız sağa ya da sola kaydırma hareketiyle, mükemmel eşleşmeyi arayarak yapıyorlar.”
Aşkın sanatla, sanatın da aşkla bir ilgisi olduğu kesin. Çevrimiçi aşklarımızda sanatla buluştuğuna göre sormaya devam edebiliriz:
Sizce aşk nedir?