Soğuk Algınlığı ve Grip Sezonunu Hastalanmadan Atlatacağınız 10 Alışkanlık

Paylaşmayı unutmayın.

Hava sıcaklığının giderek düşmesi ve soğuk havaların başlamasıyla birlikte soğuk algınlığı ve grip hastalıkları etrafımızı sarmaya başlıyor. Kendimize ne kadar dikkat etsek de tam korunma mümkün olmayabiliyor. İşe giderken toplu taşımada, sosyalleşirken gittiğimiz kafede mutlaka hapşıran ve öksürenlere sık sık rastlayabiliyoruz. Soğuk algınlığı ve grip sezonunu hastalanmadan atlatmanız için 10 etkili alışkanlık var. Bunları hayatınıza uygulamayı deneyin.

Çevresel etkilerin yanı sıra sonbahar ve kış aylarında bağışıklık sistemimizi güçlendirerek önlemlerimizi artırabiliriz. Aynı zamanda gündelik hayatımıza kolaylıkla dahil edebileceğimiz alışkanlıklarla soğuk algınlığı ve gribe karşı sağlığımızı koruyabiliriz. Kolayca hayata geçirerek kendinizi koruyabileceğiniz alışkanlıkları yazımızda bir araya getirdik.

KIŞ AYLARINDA HASTALIĞA DAHA MI YATKINIZ?

Büyüklerimizden duymaya alışık olduğumuz soğuk havalarda hasta olunur cümlesi bir nevi doğru. Yapılan araştırmalara göre sonbahar ve kış aylarındaki soğuk hava, bağışıklık sistemimizi düşürerek hastalanmamızı kolaylaştırıyor. Burnumuzda bulunan koruyucu hücreler, dışarıdan gelen bakteri ve virüslerle savaşarak bir savunma mekanizması oluşturuyor. Araştırmaya göre sıcaklıkta meydana gelen 5 derecelik bir düşme bile fark yaratıyor. Burnumuzda bulunan bu koruyucu hücrelerin yarı yarıya düşmesine sebep oluyor. Bu nedenle bağışıklık sistemimiz güçsüzleşiyor ve hastalanıyoruz.

BOL BOL SU İÇİN

Vücudumuzun en önemli ihtiyaçlarının başında su içmek geliyor. Gün içerisinde su tüketimimizi artırarak respiratuar hastalıklara karşı bedenimizi güçlendirmemiz mümkün. Yeterli su ihtiyacının karşılanması ile birlikte kendimizi koruyabiliriz. Bol bol su içerek burun, ağız ve kulak alanlarını kaplayan mukus tabakasının sağlıklı ve dayanıklı olmasını sağlayabilirsiniz. Böylece dış dünyaya karşı koruyucu olan mukus tabakasının sağlıklı olması bağışıklığınızı da yükselterek korunmanızı kolaylaştıracak.

SIK SIK ELLERİNİZİ YIKAYIN

Dünyada etkili olan COVID-19 salgınından korunmak için doğru el temizliği günlük hayatımızda yerini almış durumda. 15 saniye boyunca bol bol su ve sabun ile ovalayarak ellerimizi temiz tutmaya özen göstermemiz gerekiyor. Aynı zamanda gün içerisinde ellerimizi yüzümüze götürmekten kaçınmalıyız. Eğer ki yıkayarak temizleme şansınız yok ise el dezenfektanı ya da kolonya tercih edebilirsiniz.

TEKNOLOJİK EŞYALARINIZI DEZENFEKTE EDİN

Soğuk algınlığı ve grip sezonu yaklaştığında yapabileceklerimiz sınırlı. Ancak unutmayın ki olay sadece bizde bitmiyor. Cep telefonu, tablet, bilgisayar gibi teknolojik eşyalarımızın temizliği de sağlığımızı etkiliyor. Özellikle en az ellerimiz kadar yüzümüze ve cildimize temas eden cep telefonlarımızın temizliğini kulak arkası etmeyin. Tablet, bilgisayar ve cep telefonlarının yüzeylere milyarlarca bakteriye ev sahipliği yapıyor. Bu yüzeylerin temizliğini sprey temizleyici ya da su ve sabunla nemlendirilmiş bir bez ile yapabilirsiniz. Ancak sonrasında ellerinizi tekrar yıkamayı unutmayın!

SABAHLARI GÜNEŞ IŞIĞI ALMAYA ÇALIŞIN

Sabahları ilk uyandığımızda gözlerimize değen güneş ışığı vücudumuz için oldukça önemli. Her ne kadar kimileri için rahatsız edici olsa da bedenimizin buna ihtiyacı var. Göze gelen güneş ışığı aynı zamanda mutluluk hormonu olarak da bilinen dopamin nörotransmitterinin salgılanmasını sağlıyor. Dopamin mutluluk hormonu salgıladığı gibi ek olarak bağışıklık sistemimiz için de oldukça önemli. Ayrıca bedenimizin hormonal salgısının zamanlamasını yapan sirkadiyen ritmin ve uykumuzun düzenlenmesinin en büyük yardımcılarından biri. Sabah saatlerinde yüksek ilerlemesi istenen kortizolü de destekleyerek hem bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor hem de enerjik bir başlangıç fırsatı sunuyor.

BESLENME DÜZENİNİZE ÖZEN GÖSTERİN

Bağışıklık sisteminin zayıflamasının en büyük nedenlerinden biri düzensiz beslenmek. Bu aylarda değerleri yüksek, gerçek gıdaları barındıran bir beslenme düzeni uygulamak oldukça önemli. Buna ek olarak düzenli kan tahlilleri yaptırılarak değerler kontrol edilmelidir. Eğer gerekiyorsa doktor kontrolünde takviye kullanabilirsiniz. Bu aylarda genel olarak magnezyum, D vitamini, C vitamini ve çinko değerlerinde düşüş yaşanabiliyor. Değerleri ideal seviyelerde tutabilmek için takviye formunda kullanmanız sağlığınıza fayda sağlayacaktır.

GRİP AŞISI HER ZAMAN BİR ALTERNATİF

Salgın sonrasında toplum olarak aşılardan uzak durmaya çalışsak da COVID-19 sürecinden de hatırlayacağımız gibi aşı olmak bir adım öne geçiriyor. Soğuk algınlığı ve grip sezonunda viral hastalıkların önlenmesi için etkisi kanıtlanan grip aşılarını tercih edebilirsiniz. Hangi aşıyı olabileceğinizi doktorunuza ya da aile hekiminize danışabilirsiniz. Yaptırabileceğiniz grip aşıları senede 1 kez yapılıyor. Aşı olunduktan sonra etkisini ise takip eden 2 hafta içerisinde gösteriyor.

SOĞUĞA KARŞI DAYANIKLILIĞINIZI ARTIRIN

Soğuğa karşı dayanıklılığı artırabilmek için soğuk maruziyetini çoğaltmak uzun yaşam çalışmalarında da sıkça karşımıza çıkıyor. Bilinçli olarak yapıldığında bedensel dayanıklılığı ve bağışıklığı olumlu etkilediği gözlenen soğuk maruziyetini vücudunuza uygulamak gayet basit. Örnek olarak duş alırken, çıkmaya yakın suyun sıcaklığını yavaş yavaş düşürerek vücudunuzu soğuğa karşı alıştırın. Böylece dayanıklılığınızı artırabilirsiniz. Yapılan bir çalışmada 30 gün boyunca sıcak duşun hemen peşi sıra soğuk duş yapılması hasta olunan gün sayısını azaltıyor. Soğuk duş uygulamasını yapanlar sadece sıcak duş alanlara kıyasla %29 oranında daha az gün hasta oluyor. Buradaki en dikkat edilmesi gereken nokta bu soğuk duş uygulamasını hastalanmadan önce önleyici bir etken olarak uygulamak.

KALABALIK ORTAMLARDAN UZAK DURUN

Respiratuar hastalıkların kolayca bulaşabildiği yerlerden biri de kalabalık ortamlardır. Bu nedenle özellikle yeterince havalandırılamayan iç mekanlar uzak durulması gereken alanların başında geliyor. Eğer bu tarz ortamlarda bulunmanız gerekiyorsa maske kullanmayı tercih ederek, kendinizi korumaya alabilirsiniz. Salgın döneminden de hatırlayacağınız gibi aynı maskeyi tekrar tekrar kullanmaktan kaçınmalısınız. Yanınızda yedek maske bulundurmayı alışkanlık haline getirebilirsiniz.

ALIŞKANLIKLARINIZA HAREKET EKLEYİN

Havaların soğumasıyla birlikte daha hareketsiz sedanter bir düzen isteyen zihnimiz ve ağırlaşan, katılaşan bedenimize rağmen günlük rutinlere eklenebilecek egzersizlerle esneklik elde edebilirsiniz. Fiziksel aktiviteler ve egzersizler sağlam bir bağışıklık sisteminin olmazsa olmazları arasında. Özellikle yürüyüş, yoga, yüzme ya da pilates gibi aktivitelerle hem bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir hem de zihninizi yavaşlatan alışkanlıklar kazanabilirsiniz.

STRESTEN UZAK DURMAYA ÇALIŞIN

Neredeyse hemen her hastalığın oluşumda payı olan stres, hormon dengesini ve uyku düzenini bozarak bedensel ve zihinsel sağlığımızı tehdit ediyor. Günlük yaşantınıza dahil edebileceğiniz egzersizlerle stresten uzaklaşabilirsiniz. Mindfulness egzersizleri, nefes pratikleri, yoga ve meditasyon ile stresinizi kontrol ederek, zararlı artçı etkilerinden korunabilirsiniz. Bahsetmiş olduğumuz pratikler size göre değil ise günlük tutmayı deneyebilirsiniz. Stresin azaltılarak kontrol altına alınması ile bağışıklık sistemine verdiği büyük zararlardan uzaklaşabilirsiniz.

Bonus: Hayatınızdan Acilen Çıkarmanız Gereken En Sağlıksız Gıdalar

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar