“Beyin Fırtınası”nda Bu Hafta: Reklam’ın Sanat Aşkı

art

Paylaşmayı unutmayın.

Neydi O Reklam?

Reklam, pazarlama bileşenlerinden “tutundurma”nın bir parçasıdır. Daha geniş bir tanımlama ile ise; insanların dikkatini bir ürün, hizmet ya da markaya çekme, tanıtımını yaptığı şey hakkında bilgi verme, kişilerin tanıtımı yapılan şeye yönelimini sağlama amaçlarını içinde barındıran bir duyuru, bir çabadır.

Reklamlarla hayatımızın her anında karşı karşıya geliyoruz. İzlediğimiz bir film ya da dizinin arasında, sokaklardaki reklam panolarında, bazen bir dizide ürün yerleştirme olarak bazen ise tam olarak reklamın içinde görüyoruz reklamı(Reklamception).

Reklam Sanatla Nasıl Buluştu?

Göze hitap etmesi gerektiği gibi kulakta da yer bulması gerek reklamların. Sadece işitsel ve görsel duyulara yönelik özenli çalışmaları içinde barındırmasıyla bir reklamın sanattan ayrılamaz bir yönü olduğunu düşünmekteyiz. Gerçekten de reklam ile sanat içiçedir.

Bir reklamın oluşturulma aşamasında senaryo oluştururken kullanılan yaratıcı zekada da, izleyiciye sunulan üründeki detaylarda da sanatı net bir şekilde görebiliriz. Tabii görmek istersek. Bakmak ve görmek arasındaki fark burada da karşımıza çıkacaktır.

sanat

@adamara

Her ne kadar “anlatılmaz yaşanır” tadında deneyimlerle daha net anlaşılacağını bilsek de sanat; hayal gücünün yaratıcılıkla vücut bulmuş halidir diyebiliriz. Sanat bir dışavurumdur. Aşkı bir akorda, nefreti bir tuvalde bulabilirsiniz. Sözsüz iletişimin en bariz örneklerini barındırır bünyesinde sanat. Yüzyıllar önce yapılmış bir tabloya baktığınızda, ressamın acısını şakaklarınızda hissedebilirsiniz.

Sanat, yalnızca bu yoğun duyguları bünyesinde sakince sergilemesi ile değil, aynı zamanda yaratıcılık yönü ile de reklam dünyasının vazgeçilmez kavramlarından biridir.

“Gerçek Güzellik Eskizleri”

Reklamlarda sanattan çok net bir şekilde faydalanıldığına şahitlik ediyoruz.

Dove’un “Gerçek Güzellik Eskizleri” başlıklı reklam filminde, başkalarının bizi nasıl algıladığı ile bizim aslında kendimizi nasıl algıladığımız arasındaki fark araştırılıyor. Bunun için de FBI’dan Eğitimli Adli Ressam olan Gil Zamora ile çalışıyorlar. Hadi önce reklamı seyredelim, sonra devam edeceğiz..

Gil Zamora, izlediğiniz gibi, önce kadınların kendilerini tarif etmelerinden yola çıkarak, sonrasında ise onları gören başka insanların tasvir ettikleri ile iki farklı eskiz hazırlıyor. Burada, yalnızca karakalem’in kağıt üzerindeki dansına değil; aynı zamanda kişilerin sözlerinin, sanatçının hayalinde oluşturduklarına nasıl etki ettiğine de şahit oluyoruz.

Beyin Fırtınası Başlasın

Wolfgang Van Goethe’nin de söylediği gibi: “Düşünce ve deneyim asla bir merkezde buluşamaz, onlar ancak sanat ve eylem sayesinde birleştirilebilir.” Bu sözün ışığında bu hafta sanatla harmanlanmış reklam filmlerine bakıyoruz.

Belki de siz de onlardan birini gördünüz ama ürüne odaklanmaktan sanatı kaçırdınız? Bu sanat, bir tablo olarak karşınıza çıkmış olabileceği gibi, bir beste olarak kulağınıza çalınmış da olabilir… Hatırlıyor musunuz? Hangisiydi?

İkinci bir soru olarak ise sizlere, bir reklam dizayn ediyor olsaydınız senaryonuzda hangi sanatsal öğeyi, nasıl kullanırdınız? diye soruyoruz.

adam

@sebastianmies

Geçen haftaki “Beyin Fırtınası: Minimalizm” temamızda “ürünün ne olduğunu da bilseydik keşke” diyen okuyucularımız için bu hafta şunu söyleyebilir ki: Sınırları unutun! Ürünü de sanatı da reklamın dizaynını da siz yapın.

Brian Aldiss: “İşte sanatçının rolü: her zaman yeni bir şeyin peşinde koşmak, kuralları çiğnemek, meydan okumak, alışılmamışı yakalamak.” demiş. Alışılmamışın dışında buluşalım!!

Fikirlerinizi duymak için sabırsızlanıyoruz…

Küçük bir hatırlatma:

Fikir paylaşımlarınızı aşağıdaki yorum kutucuğundan gerçekleştirebileceğiniz gibi diğer platformlardan da #bublogtafirtinavar etiketi ile paylaşımda bulunabilirsiniz.

Ayrıca bir sonraki “Beyin Fırtınası” teması için fikrinizi yazıp blog@adgager.com adresine gönderebilirsiniz.

Renklerinizi, notalarınızı ve dizelerinizi alın… Hadi başlayalım…

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar