Dünden Bugüne Kahve Kültürü
Küçük bir çiçeğin kiraza, kirazın ise kahveye dönüşerek evlerimize şenlik, damaklarımıza tad getirişinden söz edeceğiz. Kahve kültürü 18.yüzyılda literatüre girmiş, tarlalarda filizlenerek kahve ticaretini başlatmış hemen ardından yaygınlaşması ile sohbetlerimizin vazgeçilmezi haline gelmiştir.
Zengin familyaya sahip kahve aslında toplumların tükettikleri damak zevklerini yansıtmaktadır. Hızla pazar elde ederek sanayi devrimi ile endüstriyel değer kazanması, diğer taraftan da tüketimde kültürel önem taşımasına sebep olmuştur. Sosyalleşmede etkili rol oynayan kahve, tüketici için çeşitliliğinden kaynaklı olarak sofistike tadlara merak salmamıza yön vermiştir. Evlerimizde, ofislerimizde ve en çokta sosyal çevremizde “Bir kahve içelim mi?” sorusuyla yerini tarihten günümüze kadar farkında olmadan sağlamlaştırarak vazgeçilmez hale gelmiştir. Ne de olsa 40 yıllık hatrı var…
Kahve kültürü, kaliteli zaman dilimleri yaratmamıza destek vermektedir. Sağlıklı ve dengeli beslenme içinde büyük öneme sahip. Fakat hatırlatmakta fayda var ki: “Her şeyin fazlası zarar.” Toplumlarca tüketim şekli değişse de kahve kültürü bakıldığında genel bir kültür haline gelmiştir. Kahve dükkanları, kahve çekirdekleri, pişirme biçimleri… Tercihen yok sayamayacağımız gerçeğini hatırlatmaktadır. Her şeyden önemlisi ise kahve, tarihselliğini milyonlarca insana ulaştırmakta ustaca görev üstlenmektedir.
Nesilden Nesile Kahve Kültürü
Birinci, ikinci, üçüncü nesil fark etmiyor, kahveyi kahve yapan tarlalardaki mahsulün ne kadar yüksekte yetişmiş olduğu. Yüksekliği, asit oranında güçlü aroma sağlamaktadır. Nesil nesil sınıflandırılan içim şekli bugün popüler olsa dahi ileride yok olabilir. Anlaşılması gereken, kahvenin kültürel açıdan önemli yere sahip olduğu olgusudur. Faydaları, zararları ile günümüze kadar uzanmış olmasından bunu anlamamız elbette mümkün. Neticede mevzu nesilleşmesi değil damaklarda yerini koruyor olmasıdır.
Nitelikli Kahve mi Trend Kahve mi?
Nitelikli kahve, filizlendiği andan itibaren ürün mahsülünün depolanması ve kavurma şeklinin öğütülerek laboratuvarlar tadım testlerinin ardından fincanlarımıza süzülebilmekte olanıdır. Yetiştiricisinden, tadım ve ticaret aşamasındaki her süreçte aslında hep emek ve sabır ile işlenerek niteliklenen ve bizlerle buluşan yolculuğunda, bir fincan etrafına toplanarak ettiğimiz sohbetler de bu kültürün devamlılık kazanması için önemli yere sahiptir.
Sosyo-Kültürel oluşunun yanı sıra uzmanlarca kahvenin, bireylerde sakinleştirici özellik sağladığı gözlemlenmiştir. Meditasyon uygulamalarında da tercih edilerek, meditasyon içeriklerinin “kahveyi anımsatan” müziksel derlemeler dahi bulunmaktadır. Ruhumuza dahi dokunan kahve kültürünü derinlik kazanması oldukça etkileyici.
Yaşam tarzımızda kalıcı etkiler yaratan kahveyi yakından tanımak isteyenler için müzelerin olduğunu hatırlatmak isteriz. Tarihsel uzantısına yakından tanık olabilme şansına hala sahipsiniz. Ve yine yakın zamanda GASCONFAIR düzenleyeceği fuarda yerinizi alarak yeni damak tatlarını keşfedebilirsiniz.
II. Dünya savaşından bu yana, global ölçekte yerini koruyan kahve kültürünün 2028 yılına gelindiğinde iklimsel değişikliğin neden olacağı kuraklık ile yok olma riski sektörü korkutmaktadır. Bu servüvenin yok olması tiryakileri başta olmak üzere kahve kültürünü yaşam biçimi haline getirmiş tüm insanlığı etkileyeceği kaçınılmaz. Sudan sonra en çok tüketilen içecek olan kahveyi ve kültürünü korumak ise bizlerin elinde.
Önemli olan kültürel değer taşıyan ve yaşam tarzımızı şekillendiren, geçmişten günümüze kadar uzanmış bu tarihsel süreçteki kahve akımını kaybetmemektir. Kahve pazarının ise kaliteli kahveyi bizlerle buluştururken, değişen teknolojilere ayak uydurarak doğru pazar elde etmesidir.
”Benden servet al ama bana iyi bir kahve yap.”
Albert Camus