İşte Gagerlar’ın Macera Dolu Amerika Gezisi
”Macera dolu Amerika” diye şarkılar söyleyerek başlıyoruz bu yazıya; çünkü uzun süren bir hayalin, onlarca emeğin ve heyecanlı bekleyişin hikayesi bu! Zamanında çıktığımız yolun kilometrelerce ötesinde yaşananlara tanık olduğumuz, bolca güldüğümüz, güldürdüğümüz Amerika yolculuğunun ardından hissettiklerimizi yazacağımız bir başarı hikayesi!
Eskiler bilirler; Büyük Ödül Çekiliş’i ile aramızdan iki Gager’a çift kişilik Amerika seyahati hediye etmiştik. Los Angeles – Las Vegas! Beklenen an geldi; onlar gittiler ve mucizelerle dolu anılarla döndüler. Kilometrelerce öteden bir Gager’ın kalp atışını hissettik her konuşmamızda…
İlk durak: Melekler Şehri Los Angeles
Dünya sinemasının kalbinin attığı, basketbol takımıyla nam salmış, eğlence merkezlerinin ve müzelerin iç içe olduğu ve neredeyse kışın hiç yaşanmadığı bir şehir Los Angeles. Yol yorgunu Gagerlar ilk olarak dinlemeyi tercih ettiler. Ertesi günü dolu dolu yaşamak için önceden onlar için ayarlanmış arabalarıyla, Hollywood’a Universal Studio’ya gittiler. Birbirinden güzel deneyim elde eden Gagerlar, çok kalabalık olmadığı için birçok gösteriyi izleme şansı buldular. Transformers’a girdiklerini ve filmin içindeymiş gibi hissettiklerini anlattıklarında bir kere daha ”İyi ki!” dedik. Neredeyse her filmi içindeymiş gibi yaşayabilmişler.
Kazanan Gagerlardan Gaye Deveci;
”Her şey çok güzeldi. Öncelikle Adgager’a ve sizlere çok teşekkür ederim. Los Angeles şahaneydi. Porsiyonu bol yemekler, iri sandviçler, ”bizim fast food’larımız fast food değilmiş” dediğimiz yemekler dışında 🙂 Adgager, önceden her şeyi düşünmüş, bizim için kiraladıkları araçla Universal Stüdyoları’na gittik. Her şey çok güzeldi beklediğim kadar kalabalık yoktu ve sıra beklemeden birçok gösteriyi izleme şansı bulduk. İleri de çocuklarımı da götürmek, onların da bu deneyimi yaşamasını istedim.”
İkinci Durak: Santa Monica & Hayran Olunacak Sahilleri
Doğasına hayran kalınan Santa Monica ve muhteşem sahillerine yolculuğa çıkan Gagerlar her günün bambaşka yaşandını söylemişti. Haklılarmış. Burada bir başka maceranın onları beklediğini bilmeden büyülenmişler. Deniz kenarı, rüzgar ve boylu boyunca kumsallar… Gezginler bilirler; Ruth 66 rotasının son durağı da Santa Monica’da. Anıların ölümsüzleştiği anlar! Fok balığı gösterisi, bol huzur ve okyanus…
Üçüncü Durak: Her Anı Başka Güzel Las Vegas
Yolu gezerek ve bol bol fotoğraf çekerek uzatan Gagerlar için yeni rota: Las Vegas. Gecesi gündüzü birbirinden ayrı Vegas’ta ışığa ve müziğe doydular – ki Gaye hala buranın distopik bir ortam olduğunu düşünüyor. Her otelin ayrı bir konsepti var ve Vegas’ta otel gezmek adettendir. Düşünsenize bir adım ötede Mısır Piramitleri’nin içindeyken birkaç adım sonra Venedik’te olabiliyorsunuz. Otel gezme adetini kenara bırakıp, ünlülerle fotoğraf mı çekilsek? Yine önceden biletleri alınan Madame Tussauds müzesine gitmek için yola çıkıldı.
”Madame Tussauds heyecan vericiydi. Gittik ve içeride neredeyse hiç politikacı yoktu. Hollywood yıldızı ve ABD starları ile bir parti teması üzerine kurulmuş bu yerde bol bol fotoğraf çektik ve eğlendik. Bir yanda Elvis Presley diğer yanda Frank Sinatra…”
Gaye Deveci
Peki Amerika ile İlgili Genel İzlenimleri Nelerdi?
”Ben çok fazla yer gezdim. Türkiye’de 7-8 tane görmediğim şehir kaldı. Yurt dışında da 35-40 şehir falan görmüşümdür. Yani Afrika’ya gittim Avrupayı’da neredeyse tamamladım. Ama açıkçası hiçbir yerde bu kadar şaşırmadım. Çok enteresan geldi bana, gerçekten çok enteresan geldi. O Amerikan vatandaşlarının ayrıcalığını o kadar güzel hissediyoruz ki! Yani insana çok değer veriyorlar, o çok net. Çünkü yaşadıkları yerler, ev gibi ev değil tamamen her şey insana göre yapılmış. İnsanlar dolayısıyla mutlu; çünkü orada bir meslek seçmek tamamen tercih. Garson da olabilirsin, CEO da olabilirsin ama hepsi aynı yerde yemek yiyor, aynı yerlere gidiyor.
İlk gittiğimiz yer Universal idi. Bunlar ben zannediyodum ki orada çekilen film setlerini, bazı filmlerin setlerini vs. falan göreceğiz. Hiç öyle değildi. Biraz eğlence parkına dönüştürmüşler. Mesela, gidip de Transformes’ı bakarak izlemiyoruz da roller coster gibi bir şeye biniyorsunuz. Tamamen filmin içine giriyorsun ve sana filmi yaşatıyorlar. Ambiyans öyle. Roller Coster hareket edip bir yere mekana giriyor ve o mekanda tamamen filmin içindesin artık. Devasa bir alan, filmin içindesin uçuyorsun kaçıyorsun. Bunların hiçbirini hissetmiyorsun maceraya kaptırıyorsun kendini.
Harry Potter’ın çekildiği yerde baya küçük bir şehir yapmışlar. Okul vs. hepsini yapmışlar. Oraya girdiğimizde de yine bir Roller Coster benzeri şeye bindik. Harry Potter bizi kurtardı. Çok eğlendik! The Walking Dead vardı ben onu çok seviyorum. İlk zaten oraya koşturduk. Baya gerçek zombiler, ayaklanmış üstümüze üstümüze geldi. ”
Nurgül Usta
Ve Oscar Töreni…
İşte bu bizim planlarımız dahilinde olmayan ama hepimizi sevindiren bir zamanlamanın sonucu. 2019 Oscar Töreni’nde nasıl da orada olmayı başardık. Şansları diyelim! Çekilişteki onca insanın arasından onları sıyıran şans burada da mucizeler yarattı.
”Oscar Töreni’nde de sokağa bir halı seriyorlar. Serdikleri halının üstünde, kırmızı halıyı da seriyorlar. Sokaklar, o bölgeye bu halının serildiği o noktaya gelene kadar sokakları trafiğe kapatıyorlar. Dolayısıyla, kaldırımlarda insanlar birikiyor. Görmek de uzaktan gördüğünü seçmek de çok zor oluyor. Dolayısıyla hangi ünlü kim, nedir hiçbir şeyi seçemedik. Ama çok öndeydik, çok yakındaydık, halı toplandı. Arkasından şunu gördük; burada biz derbi maçlarını nasıl kafelerde, yığınlar halinde seyrediyorsak orada da Oscar’ı öyle seyrediyorlar. İşte adaylar açıklanıyor. Herkes alkışlamaya işte tezahürat yapmaya falan başlıyor. Böyle bir derbi maçı havasında 🙂 ”
Siz harikasınız!
Ve biliyoruz her şey çok daha güzel olacak! Bir sonraki Büyük Ödül için şimdiden heyecanlamaya başladık. Peki siz hazır mısınız?