Dünyanın En Sıra Dışı Müzik Enstrümanları
Dünyanın En Sıra Dışı Müzik Enstrümanları – İyi bestelenmiş bir müzik ve enstrümanın en eşsiz özelliği, insanlar üzerinde ki kusursuz etkisidir. Birçok insan duygularını dile getiremez ve Müzik aletleri ile insanlar arasında paylaşılabilir bir duygu oluşturur. Dünya üzerinde enstrümanların tarihi insan kültürünün başlangıcına kadar dayanır ve gelişen teknolojiyle beraber gelişmişlerdir. Gelenek, zevk, doğal ve farklılık bakımından dünya üzerinde birçok ilginç müzik aleti, bu uzun tarihin bir parçasıdır. Kendini diğerlerinden ayıran garip ve sıradışı enstrümanlar, bu tarihin gelişen teknoloji ve doğal olayların bir sonucu oluşmuşlardır. Bu farklı enstrümanları sizin için derledik.
Sıra Dışı Müzik Enstrümanları
Deniz Orgu
Hırvat dilinde Morske orgulje olarak bilinen heykel veya enstrüman. 2. dünya savaşı sırasında yıkılan tarihi eserleri geri canlandırma sonucu oluşmuştur. Bu proje nicola Bašić tarafından 15 nisan 2005’de halka açıldı.Bir dizi büyük mermer adımın altındaki suda bulunan bir dizi farklı boyutta tüpten oluşur. Tüplerin arasından geçen dalgaların hareketi, biraz rastgele olsa da güzel bir müzik yaratır. Denizin kendisi müziğin bestecisidir.
Büyük Stalacpipe Orgu
Virginia’da Shenandoah Vadisi’nin içinde, Luray Mağaraları’nda bulunan Büyük Stalacpipe Orgu. Bu dünyanın en büyük müzik aletidir. Org, çevredeki mağaraların yaklaşık 3 dönümünü kaplayan sarkıtlara sahiptir. Ek olarak, enstrümanın kauçuk uçlu tokmakları da vardır. Bu lastik uçlu tokmaklar sarkıtlara elektronik olarak dokunduklarında, en güzel senfoniyi yayarlar. Bu enstrümanın yaratıcısı Leland W. Sprinkle. 1954’te Pentagon’da matematikçi ve elektronik bilimci olarak çalışırken bu orgu yaptı. Adını sonsuza dek tarihe koyacak bir miras ile yaşamına devam ediyor.
Müzikal Testere
Adından da anlaşılacağı gibi, bu müzik ile el testeresinin bir birleşimidir. Görünümünü el testeresinden alır ve çoğu şarkı söyleyen testere olarak adlandırır. Sıradan bir el testerenin müzik üretebileceğini kimin bulduğunu kimse bilmiyor. Testere, genellikle bacak arasına sıkıştırılıp, bir elinde yayla tırtıksız yerinde titreşim oluşturarak çalınır. Gövde ne kadar büyük olursa ses o kadar az çıkar. İdiofon sınıfında kabul gören bu alet maliyeti yüksek ve öğrenmesi kolaydır. (İdiofon: Tel veya zar kullanmadan melodi çıkaran müzik aleti)
Hydraulophone
Adından da anlaşılacağı gibi, basınçlı hava kullanmak yerine su gibi bir sıvı kullanır. Delikleri olan bu enstrümanda hava yerine deliklerinden su çıkar.her fıskiyeye karşılık gelen bir nota vardır.su, klavye gibi bir mekanizmada bulunan deliklere pompalanır.ses, parmakla su akışını kapattığınız fıskiyenin enstrüman içinde başka yöne gitmesiyle oluşur.başka yöne giden su üzerinde delikler olan bir diske çarpar ve diskin üzerindeki delik sayısı ve diskin dönüş hızı çalınan notayı belirler.bir başka özelliği, delikleri tam kapatarak ya da etrafında tutarak aynı anda iki farklı nota çıkartabilmesidir.
Yaybahar
İstanbul da bir müzisyen olan Görkem Şen tarafından 6 yıllık bir süreç sonunda icat edilmiştir. Sesin “direk” ten yayılmasına izin veren bir dizi uzantı sayesinde düz tefe benzeyen yüzeye ulaştırarak bir frekanslı melodi yaratır. Canlı dinlenmesi gerektiğini belirten sanatçı kayıt sırasında bazı frekansları almadığını belirtiyor.
Birbirinden farklı bu enstrümanların dışında da birçok alet bulunmaktadır. Bazıları geçmişte kalmış rahatsız edici, bazıları tedavi amaçlı kullanılan icatlar. Bunların hepsi bize eşlik edecek tarihin küçük ama etkili ayrıntılarıdır.
