Yüz Tanıma Teknolojisi Bizi Endişelendirmeli mi?

Paylaşmayı unutmayın.

Yüz tanıma, teknoloji ile insan yüzünü tanımaya denir. Bir yüz tanıma sistemi bir fotoğraf veya videodaki yüzleri tarar ve bu yüz özelliklerini eşlemek için biyometrik kullanır. Bir eşleşme bulmak amacıyla burada taranan yüzler daha öncesinde taranmış milyonlarca yüzün bulunduğu bir veritabanında araştırılır. Yüz tanıma teknolojisi belki birçok konuda bize yardımcı olabilir ancak gizlilik ve güvenlik gibi birçok sorunu da beraberinde getiriyor.

Bu teknolojinin adı her ne kadar yeni duyulmaya başlanmış olsa da aslında uzun zamandır birçok firma yüz tanıma teknolojisininin basit özelliklerini kullanıyor. Havaalanlarında, ülke giriş çıkışlarında, akıllı telefonlarda, pazarlama şirketlerinde ve daha nice yerlerde farklı amaçlar doğrultusunda yüz tanıma sistemlerinden faydalanılıyor. 

Artık yüzümüzün birçok alanda farklı amaçlarla kullanıldığını biliyoruz. Peki gizliliğimiz konusunda ne yapacağız? Gizlilik, kişisel bilgilerimizi ve bunların nasıl kullanıldığı ile ilgili her konuyu kapsar. Kısacası yüz de bu gizliliğe dahildir. Gizlilik, yüz tanıma konusunda endişelenmemiz gereken birçok şeyden yalnızca biri. Şimdi gelin bu konudaki diğer ayrıntılara beraber bakalım.

İzniniz olmadan gerçekleşebilir.

Yüz tanıma teknolojisi her gün geliştirilmekte ve bu teknoloji genel olarak insanların rızası olmadan kullanılmaktadır. Aslında bu durum sosyal ağlara verdiğiniz herhangi bir veri için de geçerlidir. Hiç farkında olmadan üye olduğunuz siteler sizin verilerinizi şüpheli yollarla kullanıyor olabilir ve büyük ihtimal kullanıyordur.  

Ama olay yüze geldiği zaman bu durum bambaşka bir hal alıyor. Örneğin IBM, 2019’un başlarında kendi yüz tanıma yapay zekasını eğitmek amacıyla Flickr’dan fotoğraf ayıkladığını gördük. Ek olarak, ABD Gümrük ve Sınır Koruma, yıllardır havaalanına giren insanların fotoğraflarını toplamaktadır. 

Bu fotoğraflar toplanıyor ve veri bankalarında tutuluyor. Peki bu bankalar ne kadar güvenli? Tuttukları verileri ne kadar iyi koruyabiliyorlar? Örneğin mayıs ayında yaşanan bir güvenlik ihlali sonrası bu toplanan fotoğrafların bir kısmı veri bankalarından çekildi. Bu ihlallerin bir daha yaşanmayacağı konusunda ne kadar eminiz? Tüm bu soruların yanıtını henüz net bir şekilde alamıyoruz. 

Her zaman doğru çalışmayabilir. 

Yüz tanımanın filmlerde olduğu gibi hızlı ve hep doğru çalıştığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Maalesef gerçek dünyada yüz tanıma böyle çalışmıyor. 

Yüzlerin öne çıktığı ve makul derecede net olduğu görece kolay durumlarda, bilgisayar algoritmaları insanlardan çok daha iyi sonuçlar çıkartabiliyor. Ancak, yüzler farklı açılardansa veya kötü aydınlatma koşullarındaysa algoritmalar şaşırıyor ve hata oranı %50’lere kadar çıkabiliyor. 

Örneğin geçen sene birçok kişi ebeveynlerinin pasaportlarıyla havaalanı güvenliklerini geçebildiklerini belirttiler. Bu duruma bir başka örnek olarak 2018’de yapılan ACLU araştırmasının sonuçlarını gösterebiliriz: Amazon Rekognition yazılımı, Amerikan Kongre üyelerini polis fotoğraflarıyla eşleştirdi ve tamamıyla yanlış bir sonuç ortaya koydu. İşin ilginç tarafı bu yanlış eşleştirmelerin çoğu beyaz olmayanlara aitti. 

Kısacası yüz tanıma hala kendini geliştiriyor ve çoğu alanda iyi iş çıkartabiliyor. Fakat hala birçok konuda eksik ve tamamıyla güvenilebilir değil. 

Henüz hazır değil. 

Yüz tanıma teknolojisinin birçok avantajı olduğu kesin ama kusurları da yok değil. Güvenlik ve gizlilik bu kusurların en başında geliyor. Veri tabanlarında saklanan yüzler nasıl korunuyor? Bu yüzlere kimler erişebiliyor? Şirketler bu verileri nerelerde ve nasıl kullanıyor? Bu tür soruların cevapları hala çok net değil.

İkinci bir konu ise yüz tanımanın güvenilirliği. Pek çok durumda yüz tanıma sistemleri yanılabiliyor. Bu sebeple iris, parmak izi gibi tanımlama sistemleri daha öne çıkıyor gibi gözüküyor. Fakat yüz tanıma teknolojisi her gün gelişiyor ve yenileniyor. Yüz tanımanın bu büyük potansiyeli ile gelecekte neler başarabileceğini hep beraber göreceğiz. 


Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar