Telefonumuzdaki Veriler Sağlığımız Hakkında Ne Söylüyor?

Paylaşmayı unutmayın.

Telefonlarımızla çok fazla vakit geçiriyoruz ve mobil cihazlarımızda bir veri dünyası var. Reklamverenlerimizin, sigorta şirketlerinin ve perakendecilerin Facebook’ta, Instagram’da, Twitter’da beğenilerimizi, hayatlarımızı ve  dijital davranışlarımızı analiz ederek bizi bir kitap gibi okuyabilecekleri çok fazla veri yaratıyoruz. Şirketler, GPS kayıtlarımızla fiziksel hareketlerimizi takip ederek duygu analizi ile duygularımızı ve ruh halimizi inceleyerek  bize daha alakalı ürünler satabilir ve bireyler olarak gerçekten neye benzediğimizi değerlendirebilirler. Ama çevrimiçi verilerimiz daha iyi kullanılsa ne olurdu? Telefonlarımız sadece iletişim için kullanılmasaydı ve onun yerine kendi tıbbi cihazımız olsaydı ne olurdu?  Bu veriler bizi daha sağlıklı hale getirmek için kullanılabilir mi?

Telefonlardan Elde Edilen Veriler ile Sağlığımız Arasındaki Bağlantı

Paul Dagum, bir ABD şirketi olan Mindstrong Health‘in kurucusu ve CEO’su. Kuruluşun misyonu, klinik sonuçları iyileştiren ve hastane ziyaretlerini azaltan daha akılcı, önleyici beyin sağlığı hizmetleri sunmak. Bu nedenle telefonlardan elde edilen veriler ile beyin sağlığı arasında bağlantı kurup bu yönde çıkarım yapabilecekleri bir projeleri var. Çalışmalarının ardındaki fikir, telefonlarımızı her gün kullandığımız sırada sergilediğimiz davranışların (yazma hızımız ve yanıtlarımızın ne kadar hızlı olduğu, hangi uygulamaları ne zaman kullandığımız), her birey için bir duygudurum profili oluşturabilmesi ve kişinin bilişsel işlevini izleyebilmesi.

telefonlarımızdan elde edilen veriler ile sağlık arasında bağlantı kurulması

@brucemars

Üç temel alana odaklanıyorlar:

  • İlki ses izleme duyarlılığı, ruh hali ve ne kadar tutarlı olduğunuz.
  • İkincisi, insan bilgisayar etkileşimleri, sizin ekranı kaydırma etkinliğiniz ve ne sıklıkta dokunduğunuz.
  • Üçüncüsü ise konumunuza ya da aldığınız ve gönderdiğiniz mesajlara göre sosyal olma durumunuz.

Mindstrong tüm bu farklı faktörleri bir araya getirip kapsamlı bir resim çizerek negatif zihinsel sağlık belirtilerini arayabiliyor. Hedefi ise bilinçteki değişiklikleri, anksiyete ve depresyon belirtilerini arayarak bunları evde bir kliniğin aksine her gün daha kolay şekilde izleyebilmek. Böylece Mindstrong, doktorların kronik akıl sağlığı bozukluğu olan hastalarla çalışmasının, nüksü tespit etmenin ve daha erken müdahalenin bir yolunu oluşturmaya odaklanıyor.

Dijital Sağlık Profili

Mindstrong’un öncelikli olarak hedef aldığı iki grup, doğum sonrası depresyona yatkın anneler ve travma sonrası stres bozukluğu geliştirme olasılığı yüksek olanlar. Yani teknoloji, akıllı telefon kullanıcılarının depresyonunun teşhis edilmesine yardımcı olabilir. Minstrong’a göre telefonlarımızda gezinme şeklimiz  ve sosyal medyada yayınladığımız içerik dijital sağlık profili oluşturmanın bir yolu.

depresyon telefon verilerinden tespit edilebilir mi?

@PDPics

Bunun bir örneği de Instagram‘da yayınlanan fotoğraflara bakarak yapılan bir çalışma. Bu çalışma, seçilen filtreden, fotoğrafta bulunan kişi sayısından ve hatta güncellemelerin sıklığından depresyon teşhis edilip edilemeyeceğine yönelik bir inceleme. Çalışma, bu bilginin Instagram şirket bilgisayarlarından bir kullanıcının doktoruna iletilip iletilmeyeceği sorusunu akla getiren umut verici sonuçlar verdi.

telefondan elde edilen verilerden yapılan çıkarımlar

@edar

University College London’da bir veri bilimi doktora araştırmacısı olan Maxine Mackintosh, başka bir örnek üzerinde çalışıyor. Günlük aktivitelerin bir yan ürünü olarak üretilen veriler ile (örneğin 20 yıllık bir süre boyunca doktorunuzu kaç kere aradığınız) bunama arasındaki bağlantıyı araştırıyor. “Bir şey fizyolojik olarak saçma, ama aynı zamanda oldukça öngörülebilir olabilir.” diye açıklıyor. Yazdığınız mesaj dopamin seviyenizi göstermez ama değişimin bir göstergesi olabilir. Aslında Maxine gibi araştırmacıların, telefonlarımızdaki verileri kullanarak sağlıkla ilgili sorunları tespit etmenin yollarını aramalarını sağlayan kavram tam da bu: Değişimlerin tespit edilebilmesi.

telefonlarımızdan elde edilen verilerin kullanımın etik sorunu

@rawpixel.com

Telefon şirketleri, internet sağlayıcıları ve sosyal medya platformları bizlerle ilgili pekçok veriye sahip ve bu verileri sağlığımızla ilişkilendirmeleri mümkün görünüyor.  Ancak bir de bunun etik yönü var. Verilere sahip olan, bunu doğru bir şekilde analiz edebilen bu şirketlerin vücudumuzda neler olup bittiğini bilmelerini istiyor muyuz? Sağlık verilerimizi neden özel tutmak isteyebileceğimizin bir örneği, sigorta şirketlerinin ve gelecekteki işverenlerin, geçmiş sağlık kayıtlarımıza bakarak hakkımızda karar verebilmeleridir. Ancak, telefonlarımızla geçirdiğimiz zaman ve harcadığımız enerji göz önüne alındığında dijital verilerimizi daha iyi kullanmak için önemli bir sorun gibi görünmüyor. Ne de olsa reklam şirketleri bize bu bilgiyi daha iyi satış yapmak için kullanıyor. Öyleyse biz de refahımızı iyileştirmek için kendi bilgilerimizi kullanmanın yollarını bulabiliriz.

Kaynak

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar