Taşımacılığın Geleceği – Tam Otomasyon
Taşımacılığın Geleceği – Tam Otomasyon – Gelişmiş ve sanayileşmiş toplumların lokomotifi olan otomotiv sektörü çoğumuzun vazgeçilmezi. Otomobillerimiz yoğun hayat temposuna ayak uydurmamıza yardım eden hizmetkârlarımız adeta. Trafik konusunda dünyanın çoğu ülkesinde çekilmez olsalar da onlarsız bir yaşam düşünülemez. Bazılarımız için birer tutku aslında. 18.yüzyıldan bu yana bazılarımız için ihtiyaç bazılarımız için tutku konumlarında ayrılmaz parçalarımız diyebiliriz. Son yıllarda hem kişisel otomobil sektöründe hem de taşımacılık alanında kullanılan araçlarda (tır, kamyon vb.)otomasyon teknolojilerinin yavaş yavaş kullanılmaya başlanmasıyla bu sektörler ivme kazanmıştı.
Sürücüsüz otomobiller gün geçtikçe popülerleşmekte. Özellikle bu alanda Tesla çağ atladı diyebiliriz. Birçok otomobil üreticisi şirket de bu alana yatırım yapmaya başladı. Ve tabi son dönemlerde drone ‘ların taşımacılık sektörüne dahil olması da yatırım alanlarını değiştirdi diyebiliriz.
Taşımacılığın Geleceği – Tam Otomasyon
Otomasyon Nedir?
Aslında çoğumuz bu kelimeye artık aşinayız. Kelime anlamına baktığımızda ise, ‘’ Bir işin insan ile makine arasında paylaşılmasıdır. Toplam işin paylaşım yüzdesi otomasyonun düzeyini belirler. İnsan gücünün yoğun olduğu otomasyon sistemleri yarı otomasyon, makinenin yoğun olduğu sistemler de tam otomasyon olarak adlandırılırlar.’’ Anlamına geliyor. Şu anki dönemde tam otomasyona geçmek için şirketler var gücüyle çalışıyor. Sadece otomotiv ve lojistik sektöründe değil birçok sektörde bu alana büyük yatırımlar yapılmakta. Nesnelerin interneti (IoT) gün geçtikçe daha fazla alana entegre olmakta. Bir otomobilden ,uçaktan tutun da bir buzdolabına kadar aklımıza gelebilecek her şeyde.
Bazılarımız otomasyon teknolojilerinin hayatımıza bu kadar girmesiyle insanlığın giderek ikinci plana atılacağını düşünmekte. Bir nevi öyle aslında insanlığın sadece otomasyon teknolojileriyle uyumlu ve güvenli bir şekilde yaşamını sürdürmesi hedefleniyor.
Lojistik Alanında Tam Otomasyon
Lojistik alanı bazılarımıza sadece bir malın bir yerden diğer yere taşınması olarak gelmekte. Fakat lojistik sadece taşımacılık işlemlerini kapsayan bir alan değil. Lojistiğin içerisinde depolama, taşıma ve tüm bunlar yapıldıktan sonra sonuç olarak sevkiyat aşaması yer alıyor. Ve tüm bu bahsettiğimiz süreçlerde insan gücü eskiye kadar ne kadar az olsa da yine azımsanmayacak oranda kullanılıyor.
Tüm bu süreçlerin örneğin depolama aşamasında ürünlerin ;
Kayan bantlar üzerinde asorti sorter sistemleri ile gideceği yeri kendi bulduğu, ürünlerin, kolilerin, paletlerin aplikatör ve print’n’apply sistemleri ile kendi kendine etiketlendiği süreçlerdeki insan gücü oranının %75-80 oranında azaldığını bir düşünün. Tam otomasyon sayesinde bunlar mümkün. Lojistik sektörünün ağır bir sektör olması insan yapısını zorlayan birinci etmen. İkinci etmen olarak sevkiyatların süreç gecikmeleri sebebiyle zamanında yapılamaması ve büyük zararlara yol açması var. Üçüncü ve insan sağlığı için belki de en önemlisi ve asıl konumuz olan, taşımacılık yapılan araçlardaki insan şoförlerin bedensel ve ruhsal sağlığı. Saatlerce hatta günlerce farklı bir ortam görmeden yapılan yolcuklar ve sürekli aynı fiziksel konumda bulunma insan sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.
Otomasyonda aslında tam olarak burada devreye giriyor. Örneğin ;
Araçların bir insana ihtiyaç duyulmadan otomatik bir şekilde yüklenip boşaltıldığı, ürün kabul ve sayım işlemlerinin saatlerce ya da günlerce değil sadece birkaç dakika içinde yapıldığı ve siparişlerin robotlarca ilgili araca ya da rafa yüklendiği bir sistem.
Bu nokta da Tesla otomobillerin oto pilot özelliğine çoğu kullanıcı alıştığından bahsetmek istiyorum. Elon Musk ilk oto pilot özelliğini tanıttığında çoğu kişi buna karşı çıkmıştı. Fakat geldiğimiz noktada tabi ki bazı olumsuz durumlarla beraber Tesla bu işi hakkıyla yapıyor diyebiliriz. Artık Tesla sürücüleri sürücü koltuğunda uyuyarak ya da yemek yiyerek yolculuklarını yapıyorlar.
Otomasyon teknolojilerinin taşıma sektörüne entegre olmasıyla birlikte temiz enerji tüketimi de artacak. Birçok otonom teknoloji de olduğu gibi güneş enerjisi ya da rüzgar enerjisi kullanılacak.
