Yürümenin tarihi de insanlığın tarihi kadar eski. Tarihe, filozoflara, sağlığa ve daha birçok şeye anlam katan bu eyleme bir bakalım. Yürümenin felsefesi olur mu diye soruyorsanız gelin birlikte inceleyelim. Antik Yunan filozoflarından bu yana birçok yazar, sanatçı, bilim ve iş insanı yürümekle düşünmek arasında bir bağ kurdu. Frederic Gros’a göre bunun sebebi çok basitti. ‘‘Bir kez ayakları üstüne dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan.” Yürümenin gücü Bundan tam 2 bin 600 yıl önce Hipokrat, “insanın en iyi ilacı yürümektir” demişti. Yaklaşık 120 yıl önce dünyanın en ünlü bilim insanlarından Charles
Adgager, Temmuz ayında FollowAD kapsamındaki araştırmalarına bir yenisini daha ekleyerek ‘’Beslenme ve Sağlıklı Yaşamda Dijitalleşme’’ konusunu ele aldı. Kişiselleştirilmiş bir deneyim bize neler sağlıyor? Uygulamalar ve bu alandaki dijitalleşme süreci kullanıcıları nasıl etkiliyor? Sağlıklı yaşam insanlık için hep önemliydi. Ancak çok uzun yıllar yalnızca fiziksel sağlık tarafına odaklandık ve bunun bir bütün olduğu gerçeğini görmezden geldik. Fiziksel sağlığımızın haricinde zihinsel ve duygusal sağlığımız da gündeme gelmeye başladı. Son yıllarda beslenme ve sağlıklı yaşam söz konusu olduğunda, çok daha fazla insanın bilinçli bir şekilde hareket ettiğini görebiliyoruz. Peki beslenme ve sağlıklı
Nedir bu “glitch”? Kelime anlamı kusur, bozukluk, arıza ve sistemdeki kısa süreli bozulmalar olarak ifade ediliyor. Yidce sürçmek anlamına gelen “glitshn” sözcüğünden geldiğine yönelik bazı emareler var. Bir hikâyeye göre ilk kez, 1962 yılında, Amerikan uzay yolculuğu projeleri sırasında kaydedildi. Astronot John Glenn’in “elektrik akımında ortaya çıkan gerilimdeki artış veya değişim”i tanımlamak için bu terimi ortaya attığı iddia ediliyor. Kusurlardan doğan bu akımı gelin birlikte inceleyelim. Akımın teknolojik sistemlerde ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bilgi aktarımlarında verici ile alıcı arasında yaşanan bu yanlış iletişim, bir kusur gibi görünüyor. Ancak zamanla popüler kültürde
Dünyanın dört bir yanından yükselen ninniler, kaybolmuş uygarlıklardan geriye kalan anıtlar, kil tabletlere yazılmış eserler ve antik zamanların müziği… Arkeomüzikoloji antik dünya hakkında bilgi edinmek için bizlere yeni bir yol sunabilir mi? Bir grup araştırmacı,Toulouse Doğa Tarihi Müzesindeki arkeolojik eserleri incelemek için Fransa’ya doğru yola çıktı. Bu esnada 18 bin yıllık dev bir deniz kabuğuna rastladı. 1931 yılında Pirene Dağları’nın eteklerinde bulunan Marsoulas mağarasında ortaya çıkarılan bu eser, yıllardır sıradan bir deniz kabuğu olarak biliniyordu. Geçtiğimiz yıla kadar… Arkeologlar deniz kabuğunu incelemeye aldı. İlk önce, bazı oyukları fark ettiler. Ardından
Hepimiz ilgi görmekten hoşlanıyoruz. Hoşumuza giden şeylerin daha fazla karşımıza çıkmasını seviyoruz Aynı şekilde sevmediklerimizden de uzak durmaya çalışıyor, onları görmek istemiyoruz. Aslında pazarlamacılar da sizinle aynı şeyi istiyor. Tabii ki farklı şekillerde. Öyleyse gelin kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri nasıl kullanılıyor, ne kadar etkili birlikte inceleyelim. Yapılan araştırmalar insanların kişiselleştirilmiş içeriği sevdiğini göstermiştir. Fakat bu içeriğin kişiselleştirilebilmesi için gerekli bilgiyi vermeye istekli değiller. Evet 10 sene öncesine göre kişisel verilerimiz konusunda çok daha temkinliyiz ve bunun birçok haklı sebebi var. Ancak bu veriler, bir kullanıcı için içeriğin kişiselleştirilmesi açısından oldukça önemli.
Geçtiğimiz günlerde Harvard Business Review’de yayınlanan bir makale İlham Veren Lider isimli kitap için yapılan bir araştırmadan bahsediyordu. Hayatımızın her alanında düşüncelerimizi etkileyen asıl şeyin duygularımız olduğu gerçeğini ihmal edebiliyoruz. Ancak yüksek performans seviyelerine ulaşmak, başkalarına ilham vermek ve onları motive etmenin yolu duyguların gücünden geçiyor. İlham Veren Liderler kitabı için yapılan araştırma da bunu gösteriyor. Araştırma 25 bin lideri ve 360 derece liderlik sorularını kapsıyor. Liderler arasından en ilham verici olanların, yani ilk %10’unun benzersiz bir ortak noktası var. O da çalışanlarıyla güçlü bir duygusal bağ kurma yetenekleri. Duygusal
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan global bir araştırmaya göre, insanların %3.7’sine anksiyete bozukluğu teşhisi koyulmuş. Bir başka araştırma MindMed raporuna göre ise dünya genelinde yaklaşık 284 milyon anksiyete hastası var. Sayılar artıyor bir diğer yandan tüketimin ve endişenin bu kadar artması nevrotik müşteriler doğuruyor. Bu da markaların iletişim stratejilerini, insanların duygu durumuna yönelik şekillendirmesine yol açıyor. Kısacası gündemimize anksiyete çağında korkuyu pazarlamak gibi bir konu giriyor. Korku pazarlaması nedir? Aslında korku pazarlaması adı verilen terime sandığımızdan çok daha fazla aşinayız. Pazarlanan ürünün korkutucu olduğunu değil, korkulan bir şeye çözüm
Netflix, Prime Video, Exxen derken dijital içerik platformlarının sayısı gün geçtikçe artıyor. Dolayısıyla aralarındaki rekabet de her geçen gün büyüyor. Haziran ayında Türkiye’de bu rekabete yeni biri daha eklendi: Disney Plus! Dünyanın en büyük dizi ve film izleme platformlarından biri olan Disney Plus, Haziran ayı itibariyle Türkiye’de de kullanıma açıldı. Marvel filmlerinden Star Wars evrenine, National Geographic belgesellerinden kült filmlere kadar pek çok içeriğin yer aldığı Disney Plus şimdiden kullanıcıların ilgisini çekmeyi başardı. Disney Plus’ın geniş bir kütüphanesi ve birbirinden farklı içerikleri bulunuyor. Fakat birden fazla platforma kayıt olmuşken buna