Oyuncak Evrimi – Oyuncaklar Zamanla Nasıl Değişti?
Oyuncak Evrimi – Oyuncaklar Zamanla Nasıl Değişti? – Bildiğimiz üzere, çocuklar oyuncakları çok sever ve her zaman onlara sahip olmak isterler. Çubuklar, kayalar ve taş gibi doğal malzemelerden oluşan en eski oyuncaklar MÖ 4000 yılına kadar uzanmaktadır. Hatta bazı çocuklar hayvan kemikleriyle bile oynamıştır. Yüzyıllar boyunca, çocuk oyuncakları gelişti ve değişti. Doğal malzemeler yerini plastiğe bıraktı. Konuşan oyuncakların, video oyun konsollarının ve tabletlerin icadı, teknolojiyi oyuncak endüstrisinde ön plana çıkardı. Böylece, çocukların oyun oynama şekli sonsuza dek değişti.
‘Lovevery’, çocuk oyunlarının ve gelişiminin tarihini inceledi. Aynı zamanda, çocukların oyunlarının nasıl geliştiğini göstermek için 15 oyuncak, oyun ve cihazdan oluşan bir liste hazırladı.
Her oyuncak, çocukların hayal gücü, yaratıcılık, ince motor becerileri ve öz kontrol gibi becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu oyuncakların çoğu, gelişmiş ve güncellenmiş bir biçimde olsa da günümüzde hala var.
Oyuncak Evrimi – Oyuncaklar Zamanla Nasıl Değişti?
1817: Kaleydoskop (Çiçek Dürbünü)
İskoç bilim adamı David Brewster, ilk kaleydoskopu metal ve pirinçten yapmıştı. Fakat, Londra’da sadece çocuklar için değil yetişkinler için de çok modaydı. Resim tüpleri yaratıcılığı körükledi ve insanların tüpün içine bakarak harika sanat eserlerini görmelerini sağladı. Örneğin, kaleydoskopları, çocuklara ışığın yansıması gibi bilimsel ilkeleri öğretmek için de kullanabiliriz.
1899: Martha Chase Bebekleri
Bir doktor ve terzi karısı olan Martha Jenks Chase, bebek yapma girişimine girerken pek zorlanmadı. Sert ve ağır Avrupa bebeklerinin aksine, Chase’in bebekleri yumuşaktı. Ayrıca, çocuklara oyuncaklarına gerçekten bebekler gibi davranmaları için ilham verdi. Üstelik, Chase, mekanik Amerikan bebeklerinden de hoşlanmazdı. Çünkü oyun esnasında teknolojinin çocukların hayal gücünü engellediğini düşünüyordu. Cardiff Üniversitesi sinirbilimcileri ve Barbie tarafından yürütülen 2020 tarihli bir araştırma, bebeklerle oynamanın beynin empati duyguları ve sosyal bilgi işleme ile ilgili kısımlarını uyardığı gerçeğini destekleyen kanıtlar buldu.
1915: Raggedy Ann Bebekleri
Bir sanatçı ve illüstratör olan Johnny Gruelle, 1915’te Raggedy Ann bebeğinin patentini aldı. Gruelle’nin, bebeğin ilham kaynağında rol oynamış olan kızı Marcella, 13 yaşında ölmüştü. Raggedy Ann bir oyuncak bebek olarak yaratılırken, ilk kez 1918’de Gruelle tarafından yazılan ve çocuklara nezaket hakkında dersler veren bir dizi hikayeyle halkın dikkatine sunuldu.
1923: Radyo Flyer Vagonu
Bu popüler ve sevilen vagon, çocuklarını mahallelerinde gezdiren ebeveynlerin görüntülerini çağrıştırıyor. Birçok küçük çocuk, bu vagonu gazete dağıtırken onlara yardımcı olması için kullandı. Böylece çalışkan girişimciler ortaya çıktı. Sonra, İtalyan göçmen Antonio Pasin çelik vagonları icat etti.
1929: Üç Boyutlu Çocuk Kitapları
Bu kitaplar 14. yüzyıldan beri piyasadayken, 1929’da S. Louis Giraud ve Theodore Brown tarafından, bir dizi pop-up kitapların ilki olan “Daily Express Children’s Annual No. 1” yayınlandı. Bu kitaplar dünyaya üç boyutluluk getirerek genç okuyuculara yeni bir soluk getirdi.
1936: Parmak Boyası
Amerikalı bir öğretmen Ruth Faison Shaw, çocuk terapisinde bir sanat eğitimi biçimi olarak parmak boyasını geliştirdi. “Parmak Boyası, Kendini İfade Etmek İçin Mükemmel Bir Araç” adlı kitabı, çocukların çocuk olmalarına izin vermeye odaklandı. Bu teori çok tuttu. Parmak boyama popülerleşti ve öyle kaldı. Aynı zamanda, çocukların her yerde kendilerini yaratıcı ve eğlenceli bir şekilde ifade etmelerine yardımcı oldu.
1949: Lego
İlk olarak birbirine geçen kırmızı ve beyaz bloklardan oluşan bir set olarak yaratılan ‘Legos’, Danimarkalı bir marangoz olan Ole Kirk Christiansen’in fikriydi. “İyi oyna” anlamına gelen Lego, Danca “leg godt” deyiminden alınmıştır. Plastik oyuncakların aslında 1958’e kadar patenti alınmamıştı. Legolarla veya diğer blok türleriyle oynamak, çocukların motor becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Ayrıca uzmanlar, blok oyununun STEM eğitimi için bir temel olduğuna inanıyor.
1955: Moda Bebekleri – Oyuncak Evrimi
Modern moda bebekleri, yetişkinlere yönelik olarak pazarlanan Alman moda bebeği Bild Lilli ile başladı. Oyuncak şirketi Mattel, bebeğin haklarını aldı, adını “Barbie” olarak değiştirdi ve 1959’da onu satmaya başladı. Genel olarak, oyuncak bebekler yaratıcı oyunu teşvik ediyor. Hatta birçok kişi tarafından rol model olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz birkaç yılda, bebeğin vücut boyutları ve görünümü daha kapsayıcı hale geldi. Üreticiler, daha çeşitli ilgi alanlarına ve başarılara sahip Barbie’leri tanıttılar.
1955: Oyun Hamuru
Bu bileşim, hala popüler olan ve en çok satan çocuk oyuncağı haline geldi. Çünkü, bu yumuşak, dövülebilir kil sadece yaratıcılığı ve hayal gücünü beslemekle kalmıyor. Aynı zamanda, ince motor becerileri ve kas gelişimine de yardımcı oluyor.
1964: Aksiyon Figürleri
G.I. Joe bebeği ilk aksiyon figürü olarak kabul edildi. Hasbro, bu figürleri, genç erkeklere Barbie versiyonu olarak pazarladı. Aynı zamanda, “Gerçek Amerikan kahramanı” bir televizyon programına da ilham verdi. Erkek çocukları, kız kardeşleriyle birlikte oynayabilirdi. Yıllar boyunca daha fazla aksiyon figürü ortaya çıktı ve genellikle pop kültürüne bağlı oldu. GI Joe, insanların, erkek çocuklarının bebeklerle oynamama damgasını ortadan kaldırmada önemli bir rol oynadı.
1972: Video Oyun Konsolu
Ted Dabney ve Nolan Bushnell bir video oyun konsolu olan Atari ve Magnavox Odyssey’e 1972’de piyasaya sürdü. Video oyun sistemleri popülerliğini hala korusa da, günümüzde kötü bir üne de sahipler. Ancak araştırmalar, video oyunlarının aslında el-göz koordinasyonunu ve tepki süresini iyileştirdiğini göstermiştir.
1974: Rubik Küpü
70’lerde Ernö Rubik, Rubik kübünü icat etti. Fakat, bu üç boyutlu, renk kodlu bulmaca 1980’lerde ikonik hale geldi. Dünya çapında küp yarışmaları günümüzde hala var. Aynı zamanda, bu bulmaca sadece eğlence için değil. Matematik ve bilim ilkelerinin yanı sıra, mekansal farkındalığın geliştirilmesine yardımcı oluyor. Ayrıca, genellikle STEM eğitiminde yararlı bir araçtır.
1983: Devrilen kuleler – Oyuncak Evrimi
Oyuncuların bir kule yapmak için blokları dizdiği ve sonra da tek tek çektiği bir oyun olan Jenga’nın icadıyla, çocuklar ve ebeveynler hem eğlenceli hem de heyecanlı bir oyun oynamaya başladılar. İnce motor becerileri ve el becerisini geliştirmek için duyusal bir araç olarak oldukça başarılıdır. Aynı zamanda, çocuklara öz kontrol ve sabrı öğretmeye yardımcı olabilirler.
2000’ler: Elektronik Tabletler
İlk elektronik tablet icadı aslında 1960’lardaydı. Alan Kay ve Xerox Palo Alto Araştırma Merkezi’ndeki meslektaşları, 1968’de Dynabook fikrini ortaya attı. Aslında, bu icadın, bir daktilo, bir sanat aracı ve bir müzik aleti olarak işlev görmesi asıl amaçtı. Dynabook hiçbir zaman geliştirilmedi. Ancak Amazon, Apple ve LeapFrog dahil olmak üzere birçok şirket elektronik çocuk tabletinin gelişmiş sürümlerini oluşturdu.
2000’lerin Ortası ve Sonrası: STEM Kodlama Oyuncakları – Oyuncak Evrimi
Elektronik aletlerin özellikle eğitim araçları olarak kullanılması ile birlikte dijital okuryazarlığı önem kazanmıştır. Çocuklar artık sadece elektronik cihazları nasıl kullanacaklarını değil, aynı zamanda nasıl programlayacaklarını da öğrenebiliyorlar. Bu oyuncaklar, çocukların bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik becerilerini geliştirmeye odaklanmalarına yardımcı olur.
Bununla birlikte, tabletler ve diğer elektronik cihazlar, öğrenim açısından faydalı olabilecek araçlar sunar. Fakat, uzmanlar, bebekler ve küçük çocuklar için ekran süresinin fazla olmamasını savunuyor. Dünya Sağlık Örgütü, 18 ayın altındaki bebeklerin hiç ekrana maruz kalmamasını ve 5 yaşın altındaki çocukların günde bir saatten fazla ekran başında kalmamaları gerektiğini tavsiye ediyor. JAMA Pediatri’de yayınlanan 2019 tarihli bir araştırma, ekranların önünde daha fazla zaman geçiren çocukların beyinlerindeki bilişsel, dil ve okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olan beyaz madde seviyesinin azaldığını keşfetti.
Günümüz dünyasında, teknolojiyi tamamen sınırlamak ebeveynler için oldukça zor. Bu nedenle ekran tabanlı etkinliklere özel kısıtlamalar getirmek gerekiyor.