Marka Kişiselleştirme ve Geleceği

Paylaşmayı unutmayın.

Marka kişiselleştirme, potansiyel müşterilerinizin işinizi bir insan gibi görmesini ve benimsemesini sağlar. Gelin pazarlama dünyası için önemi giderek artan bu kavramın geleceğine kısa bir göz atalım.

Marka kişiselleştirme nedir?

İlk olarak marka kişileştirmenin tanımı ile başlayalım. Tüketici güvenini ve himayesini kazanmanın en kesin yollarından biri olarak karşımıza çıkıyor marka kişiselleştirme. Pazarlama dünyasına da önemli katkı sağlayan Carl Jung ve David Aaker insan arketipleri belirlediğinde markaların birçoğu bundan habersizdi. Bir süre sonra markaların bir karaktere bürünmesinin sunduğu diğer avantajlar fark edildiğinde işin boyutu da değişti. Bu durum markalama için iş vizyonu ile uyumlu olarak insani özellikleri barındıran yeni arketiplerin türemesine vesile oldu. Böylece oluşturulan arketipler, günümüzde markalar tarafından deneyim tasarlamak ve katılımını artırmak için kullanılmaya başlamıştır.

Geleceğin teknolojisi

Marka kişileştirme, günümüzde iletişimde ve hikaye anlatımında ses ve renk tonu oluşturmanın ötesine geçtiği aşikar. Gelin bunlara birkaç örnek verelim.

UBA’dan Leo

UBA, 2018 yılında marka maskotu ve chatbot olarak çalışan bir yapay zeka kişiliğini piyasaya sürdü. Banka, sohbet robotuna bir isim ve yüz verdi. Bu chatbot, bazı hikayeler ve deneyimler yarattı. Leo – denildiği gibi – sadece bir sohbet robotu değil, markanın kişileştirilmiş hali olarak karşımıza çıktı.

@uba

Kişileştirmeyi daha da ileri götüren marka, “Ben Bir Aslanım, Sanal Bankacınız” şeklinde müşterilerini karşıladı.

“Beni burada bulabilir ve bana her şeyi sorabilirsiniz. Cevap vereceğime eminim, ben senin 7/24 sohbet arkadaşınım”.

Leo, doğal bir fikir hissetmek için marka tarafından tasarlandı. Böylece bir markanın daha derin bir kişiselleştirme girişimi olarak hedef kitlesine ulaşmış oldu.

Meta evrende marka kişiselleştirme olasılıkları

Meta evrenin, insanların gerçek dünyadaki gibi yaşayabileceği, oynayabileceği ve çalışabileceği yeni bir gerçeklik yaratması olası. Yani kurgusal evren ile insanlar gerçek dünyada olduğu gibi sanal dünyada da konumlara, deneyimlere ve eylemlere sahip olacak. Açıkçası bu durumda marka kişileştirmeyi de teşvik etmek için sonsuz fırsatlara sahip olabiliriz.

Özetle tüketiciler, kişilik nüansını daha derinden anladıklarında, bir marka karakteriyle çok daha iyi bağlantı kurabilecektir.

@hivemeta

Bunun kişileştirmenin geleceği için anlamına da bakalım. Bizler de sonunda markalarla karşılıklı etkileşime geçebileceğiz. Böylesi bir durumda şirketlerin artık cam kaplamalı binalar olmadığını söyleyebileceğiz.

Sonuç:

C. Jung ve D. Aaker’in idealleri sadece ders kitabı fikri değil. Bu fikirlerle şirketlerin de kendi kişiliklerini yarattıklarını, müşterileri arasında yaşayıp bir arada var olduklarını görmemiz mümkün. “İnsanlar, insanlardan ürün/hizmet satın aldığından” bu durum satışları ve müşteri güvenini büyük ölçüde etkileyecek. Ve marka kişiselleştirmenin geleceğini hep birlikte deneyimleyeceğiz.

Bonus: Küresel Marka Yönetimi

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar