Gıda Bağımlılığının Son Adımı – Obezite
Yediğimiz Yemekler Bağımlılık Yapar Mı? – Obezite – Günlük hayatımızda tükettiğimiz sigara vb. ürünler serotonin ve dopamine kimyasallarının bağımlılık, alışkanlık mekanizmasını harekete geçirdiği gibi tükettiğimiz gıda ürünleri de aynı salgılama yöntemi ile bağımlılık mekanizmasının çalışmasına sebep olmaktadır. İnsan beyninde bulunan serotonin maddesi, kişinin rahat, huzurlu ve sakin kalmasını sağlamaktadır. Dopamine maddesi ise heyecan, canlı olma durumu ve enerji hissiyatı vermektedir. Karbonhidrat içeren ve şekerli yiyecekler çok tüketildiği zaman vücutta serotonin salınımını arttırarak kişiye huzurlu ve sakin bir his verirken yağ oranı yüksek gıdalar tüketildiği zaman dopamine salınımı artmakta ve kişiye enerji vermekte.
Bağımlılık Yapan Gıdalar – Obezite
Çikolata, fast-food, cips, yağlı hamur içeren börek tarzı yiyecekler, şeker oranı bol gıdalar vücudun serotonin ve dopamine dengesini değiştirir. Ve bu yüzden vücudun bu gıdalara olan isteğini arttırarak bağımlılık yapmaktadır. Bu gıdaların yoğun şekilde bünyeye alındığı zaman sinir hücreleri baskıya maruz kalarak genişler. Vücudun serotonin ve dopamine dengesi ona göre değişir. Yeterli oranda şekerli, yağlı yiyecekler tüketilmediği zaman insan halsiz ve neşesiz olmaktadır.
Gıda Bağımlılığı Nasıl Anlaşılır?
İnsanların canı her zaman bir şeyler yemek ister. Bu o gıdaya karşı bağımlı olduğumuz anlamına gelmez tabii ki. Gıda bağımlılarında bu istek durumu her gün aralıksız tekrar eder. Ve yeme ihtiyacı karşılanmadığı zaman strese sebep olmakta, her hangi bir işe odaklanamamak da ve yemekle buluşulduğu zaman doyma eşiğinin üstünde bir tüketime girilmektedir. Her hangi bir öğünde açlık hissi gidene kadar değilde porsiyon porsiyon tüketiliyorsa bağımlılık riski yüksektir.
Aşırı kilolu olmak veya obez olmak son dönemlerde en sık karşılaşılan sorunlardan birisidir. Fiziksel görünümün olumsuzluğu dışında sağlık yönünden de negatif olarak kötü durumlara yol açabilecek bir durumdur obezlik. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) araştırmalarına göre dünya genelinde “aşırı kilolu” seviyesinde olanların sayısı 1 milyar civarında iken obez insanlar grubundaki sayısı ise 300 milyon civarındadır. Obeziteye sebep olan iki ana unsur vardır. Birincisi genetik unsurlar olurken diğeri de beslenme alışkanlıklarıdır. İnsanlar günlük hayatlarını idame ettirebilmek adına gıda tüketimini belli seviyede tutmaları gerekir. Buna rağmen kiminde bedensel sebeplerden dolayı obezitenin önü açılırken kimi insanlar ise yemek yeme alışkanlıklarına bir sınır getiremediği için obeziteye davetiye çıkarmaktadır.