Davranış Ekonomisi Nedir? Davranış Ekonomisi Faydaları Nelerdir?
Davranış Ekonomisi Nedir? – Davranışsal ekonomi, insan davranışlarını ve karar mekanizmalarını daha iyi anlamamızı sağlamak için psikoloji, nöroloji, karar alma süreçleri ve ekonomi gibi farklı alanları bir araya getiren bir disiplin olarak tanımlanıyor. Temel olarak, kişilerin nasıl karar verdiklerini anlamayı sağlıyor.
Davranış Ekonomisi Nedir?
Temel Faydaları Nelerdir?
Medya, dijitale evrilme ile bir dönüm noktası yaşıyor. Ancak çok fazla dezenformasyonu da beraberinde getiriyor. Bu noktada davranış ekonomisi, profesyonellere bir çok fayda sağlıyor.
Birincisi; kullanıcı davranışlarının satır aralarını okumayı sağlıyor. İkincisi; yanılsamalara kapılmayı engelliyor. Üçüncüsü; bilinçli karar mekanizmaları yaratmaya yardımcı oluyor.
Karar Verme
Bilinenin aksine insanın karar verme davranışı rasyonel değildir. 90’lı yıllarda bunu fark eden kişi Richard Thaler‘dır. İnsanlar karar verirken dürtüsel ve irrasyonel hareket etmektedirler. Dahası tuzaklara düşmeye fazlasıyla açıktırlar. Bununla birlikte insanlarda ilk duyduğu bilgiye inanma eğilimi vardır. Bu eğilim, daha sonra duyduklarını akla yatkın hale getirir. Özellikle Twitter, bu konuda kitleleri istenilen yargıya yönlendirmeye çok müsaittir. Sosyal medyada oluşturulan sürü psikolojisi, kendi önyargıları olmayan kişilerin doğrulanma kaygısını körükler. Böylelikle karar verme davranışı manipüle edilmiş olur.
Bunun yanında, herkesin duymak istediğini duyduğu gerçeği de yadsınamaz. Fikir değiştirme, yıllarca doğru bildiğini yıkmak özgüveni zedeleyen bir davranıştır. Bu yüzden insanlar, kısıtlı bilgiyle zaten bilip inandıkları yolda hızla ikna olurlar.
Neden Davranış Ekonomisi
Kurumsal yönetim penceresinden bakıldığında davranış ekonomisi hayati önem taşımaktadır. Çünkü, bir kurumdaki karar alma süreçlerinin iyileştirilmesi paydaşların alacağı faydayı artırır. Dahası, kararların uygulanması sırasında çıkacak hataları en aza indirir.
Girişimcilik yönünden incelendiğinde de başarının anahtarı görevi görmektedir. Bir girişim, nakit akışını çok iyi yönetibilir. Bunun yanında özgüven yanılgısı ve işletme körlüğü gidişatı tepetaklak etmek için yeterlidir. Tam bu noktada davranış ekonomisinin ilkeleri izlenmelidir. Girişimci, sonsuz özgüveninini bir kenara bırakmalıdır. İkincisi, öğrenmeye açık olmalıdır. Ayrıca yenilik taraftarlığı gibi önyargıları yıkmalıdır. Sürekli öğrenme ile yola devam etmelidir. Ve gerektiğinde bırakmayı bilmelidir.
Davranış ekonomisi, insanlara en iyi kararı vermeleri için oluşturulan bir dürtmedir.
