Covid-19 Sonrası Süreç Tüketicilerin Markalara Yaklaşımları Yeniden mi Şekillenecek?

covid-19-sonrasi-surec

Paylaşmayı unutmayın.

Covid-19 Sonrası Süreç Tüketicilerin Markalara Yaklaşımları Yeniden mi Şekillenecek? – Dünya 2020 ocak ayı itibariyle coronavirüs ile mücadele ediyor. Çin’de ortaya çıkan hastalık ilk önce Amerika’ya ardından Avrupa’ya ve bütün dünyaya yayıldı. Zannediyorum insanlık olarak ortak kanımız şudur ki virüs başımıza gelebilecek en feci olay. Birtakım haberlerde belirtildiği üzere dünya gündemini meşgul eden değil bizzat gündemi oluşturan Covid-19 insanı dolayısıyla insana dair her şeyi etkiledi. Bu durumdan markalar da paylarına düşeni elbette aldılar. Salgına global ölçekte baktığımızda bazı şirketlerin kendi çalışanlarının sağlığını göz önünde bulundurarak  iş süreçlerini düzenlediklerini söyleyebiliriz.

Finansal planlamalar yapıldı, iş ortaklıkları gözden geçirildi. Bu süreç sonunda her şeyin değişeceğini ve dönüşeceğini öngören şirketler corona sonrası dönemde yapılacaklarla alakalı çalışmalara dahi başladı. Fakat şirketler bu süreçte yaptıkları çalışmaları iletişime taşımadıkları için biz tüketiciler, tüketicisi olduğumuz markaların yaptıklarından haberdar değiliz. Oysa önemli bir nokta ki insanlık olarak bir sınav verdiğimiz bu süreçte hangi şirketin salgın için dolayısıyla bizim için ne yaptığını bilmek istiyoruz. Çünkü bu bilgi gelecekte bugün yanımızda olan ve olmayan markalara karşı aldığımız tavır ve gösterdiğimiz tutumda önemli bir etken olacaktır. Pandemi sonunda markaların tüketicinin gözünde farklı hatırlanması ile ilgili nisan ayında bir araştırma yapıldı.

Covid-19 Sonrası Süreç

@pexels

Öncelikle araştırmayı kimin yaptığına bakalım: Porter Novelli

Porter Novelli, New York merkezli globalde iş yapan bir halkla ilişkiler firmasıdır. Omnicom grubunun bir parçası olan şirket 48 yıldır faaliyet göstermektedir. Mart itibariyle şirketin CEO’su David Bentley’dir.

Porter Novelli, nisan ayının başında online bir araştırma yaparak insanların Covid19 hakkındaki görüşlerini bir değerlendirme ile beraber tüm dünyayla paylaştı. 1.004 örneklemli bir araştırma ile ABD genel pazarı temsil edildi. Elde edilen veriler ise ABD nüfus sayımı sonuçlarına göre ağırlandırıldıklarında araştırmanın +/- 3.1% hata payına göre %95 güven aralığında dizayn edildiği söylenebilir.

Araştırmanın temel saptamaları şunlardır:

1) Amerikalılar bu kriz sırasında liderlik edecek şirketlere bakmaktadır, çünkü onların bir kısmı iş dünyasına hükumetten daha fazla inanıyor:

Amerikalıların dörtte üçü (% 75) şirketlerin coronavirüs yardımını desteklemek için adım atmaları gerektiğini düşünüyor  ve üçte biri (% 34) coronavirüs pandemisini çözmek için iş dünyasına diğer kuruluşlardan daha fazla inanıyor (hükümet ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar dahil).

% 45’i şirketlerin devletten daha hızlı / daha iyi Covid19 çözümleri oluşturabileceğine inanıyor

2) Şu anda yapılan eylemler krizin ötesinde itibarı etkileyecek:

Amerikalıların dörtte üçü (% 75) şirketlerin şimdiki tavır ve tutumlarının gelecekte kendi algılarını nasıl etkileyeceğini söylüyor. Yine aynı miktarda insan sorumluluk alan şirketleri hatırlayacaklarını belirtiyor. Her 10 kişiden 7’si (% 71), bu süre zarfında sorumsuz olduğunu düşündükleri bir şirketten ürün satın almayı bıraktıklarını ifade ediyor.

3)Şirketler Covid19 duyurularını paylaşmalı, ama en güvenilir kaynaklar başka yerlerde:

Her ne kadar Amerikalıların yüzde 71’i koronavirüs yardım çabalarını desteklemek için yaptıklarını paylaştıklarında şirketler hakkında daha iyi hissediyor olsa da, başta eyalet hükümeti (% 56), sonrasında federal hükümet  (% 52) ve onunla beraber medya (% 52) coronavirüs özelinde bilgi için en güvenilir kaynaklardır.

Coronavirüs ile alakalı en güvenilir kaynaklar sırayla şunlardır: sağlık departmanıyla beraber eyalet hükümeti (%56), yine sağlık departmanıyla beraber federal hükümet (%52), medya(%52), sağlık departmanı ile beraber yerel yönetim (%50), sosyal medya (%25), kar amaçsız örgütler (%12), şirketler (%11), din/inanç temelli örgütlerdir(%9).

Çalışan kişilerin kendi şirketleri ile alakalı değerlendirmeleri sorgulandığında,

4)Onlar şirketlerinin Covid19 yardım çabalarını destekleme konusunda iyi bir iş yaptığını düşünüyor, ancak hız kritik öneme sahip:

Çalışanların yaklaşık üçte ikisi (% 63) koronavirüs pandemisi sırasında şirketlerinin toplulukları desteklemekte iyi bir iş yaptığını düşünmesine rağmen, her 10 kişiden 4’ü şirketlerinin daha hızlı hareket edebileceğini düşünüyor.

Çalışanlar şirketlerinin Covid19’a özgü yanıtlarını öğrendiklerinde ilham alırlar (%74), daha sadık olurlar (%73), tavsiye etme olasılıkları daha yüksek olur (%72), birilerinin dahil olmak istemesini sağlarlar(%71), daha gururlu hissederler(%78).

5)Amerikalılar, şirketlerin önce çalışanlarına öncelik vermek koşuluyla diğer yardım çalışmalarını desteklemeleri gerektiğini düşünüyor:

Amerikalılar, şirketlerin yardım çalışmalarına katılabilmesinin çeşitli yolları arasında, şirketlerin önce çalışanların para ve personal sosyal yardımlarını almaya devam edebilmelerini (% 68), çalışanların sağlığını ve güvenliğini (% 68) korumak için politikalar uygulamalarını ve ardından yardım çalışmalarına ürün bağışlamaları veya hizmet vermeleri gerektiğini düşünüyorlar (% 68).

Yapılan araştırmada hangi şirketlerin yardım çabalarıyla ilgili en iyi iş yaptığı açık uçlu soru şeklinde sorulduğunda birkaç isim ön plana çıkmıştır.Tüketicilerin gözünde, bu şirketler özellikle coronavirüs ile ilgili çabaları noktasında kredi kazandılar . Öne çıkan şirketler şunlardır: Walmart, CNN, Ford, Johnsan and Johnsan, GM, Kroger, Amazon, Google, My Pillow, Fox News Channel.

Peki şirketler şimdi ne yapmalı?

Bu araştırma hakkında daha detaylı bilgilendirme için Porter Novelli kapsamlı bir rapor hazırlıyor. Tamamını incelemek isterseniz raporun linkini yazının sonuna ekledim. Rapordaki verilerin bir kısmını yukarda belirttim. Raporun bence çıkış noktası olan şirketler ne yapmalı sorusuna cevaben oluşturduğu bölüme ise gelin şimdi beraber göz atalım.

Öncelikle, Covid-19 sonrası süreç dönemi bireyler, aileler, topluluklar, ticari kuruluşlar, hükumet ve daha fazlası için yeni,  karmaşık, zorluklara yol açan ve benzeri sık görülmemiş bir dönemdir. Şirketler verdikleri her kararda ve her iletişim kurduklarında bunu akıllarında bulundurmalı. Hepimiz bu kötü sürecin içindeyiz. Onlar bu sürece empati ve insanlık ile önderlik etmeliler.

Ayrıca ihtiyaçları değerlenlendirmeli ve bu ihtiyaçların aciliyet durumuna bakmalılar. Bir krizin içindeyiz ama bu kriz büyüyebilir. Dolayısıyla en acil ihtiyaçları tespit etmek krizin en kritik noktalarına müdahaleyi kolaylaştırır. Krizin seyrine göre ihtiyaçlar değişebilir bu yüzden takibi sürekli yapmak önemli.

Bunlara ek olarak –potansiyel- ihityaç durumuna göre şirketlerin elindekilerin bir değerlendirmesini yapması da şart. Verebileceği hizmetlerin yanı sıra ihtiyaca bağlı olarak hangi ürünleri üretebileceğine bakmalı. Bütün bunlar için gerekli iş gücü elimde var mı sorusu zaten şirket organizasyonu içinde yanıtlanması gereken ilk soru. Bu yardımlar esnasında şirketin konumu, kapsadığı alan ve bölgesel ihtiyaçlar öncelikli olarak göz önünde bulundurulmalı. Gerekli zamanlarda başka şirketlerle ortaklıklar da kurulabilir.

Sonuç olarak, bu sürecin insanlık genelinde ve iş dünyası özelinde öngörülen ve aslında görülemeyen sonuçları -bedeli-  bugününde yarının da ötesinde. Dolayısıyla geleceği düşünerek hareket etmekte fayda var.

Yazımı raporun şirketlere yönlendirdiği –bence- en önemli soru ile sonlandırmak istiyorum: Şimdi yaptığınız seçimler hatırlanacak. Siz şimdi yardım etmeyi mi ölü taklidi yapmayı mı tercih ediyorsunuz? Şirket olarak mirasınızın ne olmasını istiyorsunuz?

Rapor:

Kaynak:

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar