Everest Dağı Cesetleri – Dünya’nın En Yüksek Mezarlığı
Everest Dağı Cesetleri – Dünya’nın En Yüksek Mezarlığı. Herkesin bildiği üzere, Everest Dağı, Dünya’da bulunan en yüksek dağdır. Geçmişten günümüze birçok insan bu dağa tırmanmayı denemiştir. Kimisi başardı, kimisi yoldan geri döndü, kimisi ise bu dağda hayatını kaybetti. Hatta, Everest Dağı’nda hayatını kaybeden yüzden fazla dağcının cesedi hala bu dağda bulunmaktadır.
Everest Dağı Cesetleri
Everest Dağı’nda Kaç Ceset Var?
Everest’in kuralı basittir: Düştüğünüz yerde kalırsınız. Son seksen yılda, yaklaşık 300 dağcı dünyanın en yüksek dağından sağ olarak dönmeyi başaramadı. Böylece, bu dağ “Dünya’nın en yüksek mezarlığı” unvanını aldı. Bu yüzden dağın 25.000 fitin üzerindeki kısmına “ölüm bölgesi” adı verilir. Çoğu dağcı hayatını bu bölgede kaybetmiştir.
Birçok insan, o dağda bulunan cesetleri kurtarmak için neden bu kadar az girişimde bulunulduğunu merak ediyor. Gerçek maalesef ki oldukça acı. Çünkü, yaşayan insanların o bölgeye çıkabilmesi çok zor. Bu yüzden, ölülerin bedenlerini de bulmak neredeyse imkansızdır. Bununla birlikte, son yıllarda çıkan isyan ve teşvikler sayesinde, keşif liderleri Everest’in yamaçlarında bulunan bazı cesetleri kaldırmaya başladı. Bazı cesetler çıkarılırken, 100’den fazla kişinin bedeninin dağda kaldığı tahmin ediliyor.
Cesetlerin yanı sıra, dağa atılan tırmanma teçhizatları, oksijen tüpleri ve yıllarca süren tehlikeli keşiflerden kaynaklanan diğer döküntüler dağın eteğini sarmıştır. Böylece, Everest başka bir unvan daha kazanmıştır: “Dünya’nın en yüksek çöp kutusu”.
Dağcıların Cesetleri Ne Kadar İyi Korunmuştur? – Everest Dağı Cesetleri
Everest’teki tipik bir ceset 200 poundun (yaklaşık 90 kg) üzerindedir ve donuk haldedir. Bedenin hareket ettirilebilmesi için önce dağın yamacından cesedi kırmak gerekir. Çoğu beden, ölümden bir saatten kısa bir süre sonra dağın yamacında donar. Dört saat içerisinde de iyice katılaşır.
Düşük sıcaklık nedeniyle bu cesetler yılın 365 günü donuk halde kalıyor. Sonuç olarak, cesetlerin çoğu, onlarca yıl terk edildikten sonra bile neredeyse mükemmel bir şekilde korunmuş durumda. 1999’da keşfedilen George Mallory’nin hala donmuş cesedinden daha iyi bir örnek yok. O ve tırmanış ortağı 80 yıldan fazla bir süre önce ortadan kayboldu. Ancak vücudu neredeyse hiç çürümedi.
‘Ölüm Bölgesi’ Nedir?
Dağdaki ölülerinin çoğu, “ölüm bölgesi” (Death Zone) olarak adlandırılan yerde yatar. Bu bölge dağın 25.000 fit üzerindedir. Havanın deniz seviyesindeki oksijen miktarının sadece üçte birini içerir. Yani, bu bölgede oksijen oranı çok azdır. Bu bölgede bulunduğunuz her dakikayla, ölüme daha çok yaklaşırsınız. Aynı zamanda, helikopterler bu rakıma uçamazlar. Bu da cisimlerin havaya kaldırılmasını imkansız hale getirir. Her ceset, buzlu kaya yüzeylerinden ve kaygan donmuş yamaçlarda elle taşınmalıdır.
Dağcıların Cesetlerini Kaldırmak Neden Bu Kadar Zor?
Donuk ve katı oldukları için bu cesetler sert ve hantaldır. Bu nedenle, birini taşımak neredeyse bir ağaç gövdesinin bir bölümünü taşımak gibidir. Ayrıca, elle taşınan cisimler, Everest’in amansız rüzgarlarında yelken görevi görecektir. Bu da tehlikeyi daha da artırır. Dağın meşhur kuvvetli rüzgarları, dağcıları kelimenin tam anlamıyla dağdan temizledi. Nihayetinde çoğu, hiçbir cesedin bir insanın hayatını tehlikeye atmaya değmeyeceği konusunda hemfikirdir. Bu nedenle, genellikle cesetleri düştükleri yerde bırakma kararı verilir.
Everest’in En Meşhur Mezarları
Everest’deki cesetlerin çoğu anonim olarak kalmış, kayalarla kaplanmış veya kaldırılmış olsa da, hala dağda kalan birkaç ceset bir şekilde tanınmıştır.
George Mallory ve Andrew Irvine – Everest Dağı Cesetleri
George Mallory, 1924’te ortadan kayboldu. Kendisi ve tırmanış ortağı Andrew Irvine, zirveden günlerdir geri dönmeyince öldükleri ilan edildi. 70 yıl boyunca çiftin nerede olduğu bilinmiyordu. Gizem, 1999’da Mallory’nin cesedinin dik bir kaya üstünde yüzüstü keşfedilmesiyle kısmen çözüldü.
Cesedin konumu, Mallory’nin yokuştan düşüp, aşağı kaydığını ve sağ bacağını ikiye ayırdığını gösteriyordu. Ceset, Mallory’nin ceketinde hala görünen bir isim etiketi ile tanımlandıktan sonra, bulunduğu yere gömüld. Andrew Irvine’in cesedi henüz bulunamadı.
Tsewang Paljor (Yeşil Çizmeler)
Everest’teki en bilinen cesetlerden biri, “Yeşil Çizmeler”dir. Cesedinde hala bulunan yeşil tırmanma botlarından dolayı bu ismi almıştır. Cesedin, 1996’da Everest’te ölen Hintli bir dağcı olan Tsewang Paljor’a ait olduğuna inanılıyor. Hala düştüğü yerde duruyor. Dağ’ın kuzey tarafını geçenler, 21.000 fit (8.500m) yükseklikteki bir kireçtaşı mağarasında (Yeşil Botlar Mağarası) onu ziyaret edebilirler.
Rob Hall ve Scott Fischer
Rob Hall 1996’da dağa çıktı ve zirveye ulaştı. Ancak kar fırtınası başlamıştı ve hava koşulları korkunçtu. İnişe başladıktan yaklaşık bir gün sonra, 8690 metrede öldü. Cesedi bir haftadan biraz uzun bir süre sonra bulund ve bu güne kadar hala dağda.
Felaketle sonuçlanan 1996 girişiminin ana rehberlerinden bir diğeri de Scott Fischer oldu. Karşılaşılan aksaklıklara ve diğer sorunlara rağmen müşterilerini zirveye taşıdı. Fischer zirveye ulaştığında yorgunluktan acı çekiyordu. İnişte, onu geride tutacağını bildiği için yanında kalmak yerine yardım alması için önden bir Sherpa (Nepal’de yaşayan etnik bir grup) gönderdi. İki Sherpa, Fischer’e yardım etmek için oksijenle geri döndü. Ama ne yazık ki onu indiremediler. Rob Hall ve Scott Fischer’ın talihsiz Everest macerasını, 2015 yılında yayınlanan “Everest” filminde izleyebilirsiniz.
Everest’in Mirası: 300 ve artmaya da devam ediyor…
1920’lerde Mallory ve Irvine’in ortadan kaybolmasıyla bu sayım başladığından beri, Everest Dağı’nın eteklerinde yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti. Ve sayı artmaya hala devam ediyor. Ortalama olarak, her yıl dört dağcıdan biri Everest’te ölüyor.
Discovery Channel’ın “Everest: Beyond the Limit”‘in 2006’daki galasından bu yana, artan ceset sayısının farkındalığı hızla arttı. 2010 yılında, yalnızca Everest’teki ölülere hitap etmek amacıyla bir sefer başlatıld. Ek olarak 25.000 fitin altındaki cesetler, Everest’in ana kampında yakılmak üzere kaldırılacak ve indirilecekt. “Ölüm bölgesi”nde 25.000 fitin üzerinde olanlar dağda kalacak, ancak sonsuza dek gözden uzak olacak şekilde taş mezarlara gömüleceklerdi.