Pazarlamanın Sokaktan Öğreneceği Çok Şey Var!
Pazarlama dünyası sizce sokak sanatından ne öğrenebilir?
1990’ların başlarında “grafiti” ile ortaya çıkan sokak sanatı, gün geçtikçe popülerlik kazanıyor. Aslında sokak sanatçıları kamu mülklerini tahrip etme, etrafa zarar verme amacı gütmüyorlar; tam tersine yoldan geçenlerin dikkatini çeken, anlamlı ve güzel şeyler yaratmak istiyorlar. Yapıtlarının anlaşılmasını, görenlerde duygusal bir tepki yaratmasını bekliyorlar. Şimdi düşünelim! Markalar da aslında aynı şeyi istemiyorlar mı?
Dikkat çekmek, anlaşılmak ve duyguları tetiklemek.
Evet, pazarlama dünyasının sokak sanatından öğreneceği çok ders var. Bu yüzden Coca-Cola, Adidas ve Havaianas gibi dev markalar; daha önce sokak sanatını kullandılar ve kullanmaya devam ediyorlar.
Haydi, şimdi gelin sokak sanatından öğrenebileceklerimize beraber göz atalım!
Bakış açınızı ve temanızı tutarlı tutmaya özen gösterin.
Sokak sanatçılarına bakarsanız kendi içlerinde oldukça tutarlı olduklarını göreceksinizdir. Örneğin ünlü İngiliz sokak sanatçısı Bansky’ye bakın. Bansky’nin hicivli sanatı, karalık mizahı ve kendine özgün grafitiyi birleştirir. Tüm grafitileri aynı açıklamayı yapar ve net bir dünya görüşünü temsil eder.
Bir de dönüp Edgar Mueller’e bakalım. Edgar ise yaptığı çalışmalarla insanların ağzını açık bırakır. Onlara “vaov” dedirtmeyi sever. Yaptığı 3-D çalışmalar çoğu platformda viral olur ve pek çok insan tarafından ağızdan ağza dolaşır.
İşte, pazarlama uzmanları da böyle tutarlı yaklaşımları benimsemelidir. İşe markanızın temel kültürü ve prensipleri ile başlayabilirsiniz. Kampanyalarınızın, şirketin genel markasının kapsamına girdiğinden emin olun ve tutarlı bir şekilde değerlerinizi koruyun.
İnsanların sizden bahsetmesini sağlayın.
Sokak sanatçıları, ortaya bir şey çıkarmak ve bunun doğal bir şekilde insanların arasında yayılması konusunda çok başarılıdırlar. İnsanlar günlerce bunlar hakkında konuşur ve anlatılmak isteneni yayar. Bunun en iyi örneklerinden biri Shepard Fairey’dir. Yukarıdaki resmi büyük ihtimalle gördüğünüzü tahmin ediyoruz. Çoğu insan bunun bir kaykay markası olduğunu sandı ama aslında Shepard, büyük bir marka şakası yaparak bir şeyler kanıtlamaya çalışıyordu. Sonrasında başkan Obama’nın resmiyle ün kazandı ve çok başarılı oldu. Şu anda ise kendine ait olan bir kıyafet koleksiyonu var, kendisine karşı açılmış çok fazla kamu davası olduğu gibi.
Siz de markanızın dilden dile dolaşmasını sağlayın. Tutarlı kampanyalarla akıllarda yer edinin ve gerisini insanlara bırakın. Onlar hikayenizin yayılmasını sağlayacaklardır.
İçeriğinizi en iyi şekilde hazırlayın.
En iyi sokak sanatçıları bu işin ustalarıdır. Kendilerini geliştirmek için saatler harcarlar, çokça pratik yaparlar ki yetkililere yakalanmasınlar. Seslerini duyurana kadar da durmadan çalışırlar. Bu mükemmelliğe adanmışlık aslında bulaşıcıdır ve sanat koleksiyoncuları da tam bunu arar.
Bir marka için içerik oluşturmak da aynı sokak sanatçısının eserini oluşturmasına benzer. Amaç müşterilerin bayılacağı, akılda kalıcı içerikler üretmektir. Siz de markanızın içeriklerini hazırlarken ekstra özen göstermeye dikkat edin; çünkü içerik, sokak sanatında da olduğu gibi oldukça önemlidir.
Sokak sanatçıları da pazarlama uzmanları da aslında aynı şeyi istiyorlar: Fark edilmek ve akılda kalmak. Sokak sanatçıları bu işi layıkıyla yerine getiriyorlar. Bu yüzden pazarlamanın sokak sanatından alacağı çok şey olduğuna inanıyoruz. Siz de markanıza değer katmak, sesinizi duyurmak ve akılda kalmak istiyorsanız sokak sanatını incelemenizi tavsiye ederiz.
Ne de olsa sokaklar kendi insanını anlatır.
Bonus: Bizlerden Biri Olan “Banksy” Ve En Bilinen Eserleri yazımızı da okumanızı öneririz.