Beyin Fırtınası: Diyet ve Pazarlamanın Hayalperest İlişkisi
Günlük hayatımızda sıkça söz edilmeye başlayan spor, fitness, pilates ve diyet sözcükleri buralara nasıl geldi, hiç merak ettiniz mi? Bunun iki temel ögesi var; değişen tüketim düzeni ve moda. Hayatımızın ve günümüzün karmaşası arttıkça her şey değişmeye başladı. Eskiden özel bir günde veya bazı aralıklarla farklılık olsun diye dışarı yemeğe çıkılırdı. Akşam yemekleri tüm aileyi bir araya toplayan etken idi. Şimdi ise fast-food ürünlerini günlük hayatımızın temeline yerleştirdiğimiz gibi evlerimize de bolca sipariş eder haldeyiz. Yemek yapmaya üşenince kahvaltılık besin tüketmek yerine yemek sipariş eder olduk.
Modaya gelince ise eskiden mankenlerde gördüğümüz güzel elbiseler idi. Şimdi ise her şeyi tek düze olmaya iten bir yapı haline geldi. Kıyafetlerden ev eşyalarına kadar. Bir oyuncak, bebek fiziğine göre tasarlanan kıyafetler ve bunların her yere yayılması ile oluşturulan beden ve dış görünüş kaygısı. Kıyafetin içine girmek için yapılan diyetler…
Şimdi bu iki etkene bağlı olarak karşımızda iki kitle var. Bir tarafta kimi sağlığı için kimi estetik görünümü için diyet endüstrisine hayat veren, diğer tarafta ise sihirli bir dokunuş ile büyük farklar yaratacağını söyleyen insanlar.
Hepimiz biliyoruz ki, günde 8 dakika spor ile veya sadece egzotik bir meyvenin tüketimini arttırarak sağlıklı bir bedene ulaşamayız. Bunun pazarlamasına baktığımız da bir video ile Google aramalarında en üste çıkmak ile yola çıkılıyor. Sosyal medya paylaşımları ile devam ediliyor bu yolculuğa. Facebook Messenger’da dikkatleri üzerine toplayan kullanıcı diyalogları, farkları gösteren Instagram postları ile potansiyel müşterileri topluyorlar.
Bir de fiziksel pazarlama alanı mevcut: Spor salonları… Özellikle bahar ayları geldiğinde yani yaza az bir zaman kala, plaj hazırlıkları için pazarlama çalışmaları başlıyor. Kayıtlar yapılır, bir süre sonra tatil gelir ve devamsızlıklar başlar. Sadece spor salonunun ücretleri ödenmeye devam eder.
Sahiden ihtiyacımız olan birkaç egzotik meyve ve spor mu? Yoksa irade mi? Ya da sağlığına kavuşması gerektiğini kabullenmek mi? Yoksa toplumda oluşan estetik algısının karşısında olmak mı? Gerçeklerle yüzleşip kabul etmek ile başlamanız gerekiyor diye düşünüyoruz. Her şeyi yapabilecek gücü ve iradeyi pazarlama araçlarına ihtiyaç duymadan başlamak gerekiyor. Tüm bu yolları ise destek almak için kullanmalısınız. Ne de olsa ipin ucu sağlığa bağlı dolayısıyla sağlığımızı uçuruma çekmemek gerekli.
Son zamanlarda LA kökenli fitness uzmanı Angelica Divinagracia’dan bir New York Times sağlık bölümü için harika bir not yazdı:
“Diyet ve beslenme işi milyar dolarlık bir endüstridir çünkü başarısızlık için tasarlandı. Diyet bittiğinde eninde sonunda başladığın noktaya geri dönersin. Sonra başka bir tane diyeti başlatırsın. ”
Beyin fırtınası başlasın!
Bu döngüye girmek gerçekten ne denli doğru? Öncelikle bunu bir düşünelim. Sağlıklı olmanız gerekiyor, bu da sağlıklı alışkanlıklar yaratmanız gerektiği anlamına geliyor.
Hangisini tercih etmeliyiz? Siz de bir düşünün ve bir sonraki adımı bu düşünce doğrultusunda atmaya niyet edin!
Böylece bir disipline sahip olur ve bir plana bağlı kalabilirsiniz. Ve her sabah kalktıktan sonra bu fark yaratan alışkanlıklara bağlı kalmak ile yola başlayabilirsiniz.
Bir sonraki Beyin Fırtınası için aklınıza gelen herhangi bir konu varsa, bunu her zamanki gibi bizlerle paylaşmanızı diliyoruz.
Sağlıkla kalın!