Yola Çık Çünkü Yol Açık!
Bir Hollandalı demiştir ki: Kapıdan dışarı çıkmayı başaran insan, yolculuğunun en zor kısmını arkasında bırakmıştır! Aslında hayat bir yol gibidir, bazen kolay bazen de engebeli. Hayatta önemli bir karar aldığında ilk adım, başarıya giden en önemli adımın olur. Aynı şekilde kapıdan dışarı adım attığında o, an en zor kısım arkanda kalır. Evet, zordur biliriz: Sorumluluklarını, belki aileni belki de arkadaşlarını bırakıp yollardaki macerana atılmak. Fakat o kapıyı arkanda bıraktığında asla unutamayacağın, asla başka yerde öğrenemeyeceğin tecrübeleri sırayla görmeye başlarsın.
Neden Seyahat Etmelisin?
Herkesin bazen seyahat etmemek, gezmemek için nedenleri olabilir. Ama bu hayata bir kere geliyorsun. Bırak! Sadece ufkunu genişlet, yola çık çünkü yol açık!
Önce ne yapmak ve nasıl yapmak istediğini belirle. Nerelere gitmek istiyorsun? En çok neyi veya hangi kültürün güzelliklerine şahit olmak istiyorsun? Sabah kahvaltını Fransa’da kruvasan ile yapıp akşam yemeğini Roma’da güzel bir İtalyan restoranında yemek ve bunları deneyimlemek istemez miydin?
Neye İhtiyacın Var?
Önüne ilk engel olarak para çıkacaktır, pek dert etme. Biz parasız gezen birçok insan tanıdık, gördük ve hikayelerini okuduk. Vizeni, pasaportunu çıkartacak paraya sahip ol. Sonrası için pek düşünme. Zaten gezerken zevk aldığın şeyleri yaparak para kazanmak için yollarda ruhun sana çok yardımcı olacak.
En sonunda çantanı al, ne fazla eşya ne de az!
Sonrasında nasıl gezeceğine karar ver. Otostop? Tren? Bisiklet?.. İlk durağını bul ve en uygun zamanda hayallerini yaşayabileceğin yere doğru ilerle.
Nasıl Yapabilirsin?
Unutma bunun için birçok yol var. Öğrenciysen Interrail yapmanı öneririz. Ruhunu, kendini ve kişiliğini yollarda tam olarak bulabileceğin ve kendini tamamen özgür hissedebileceğin şekilde ilerlemene olanak sağlayacaktır. Trene atla, hem de çok uzaktan değil İstanbul’dan bütün Avrupa’ya açıl. Sofya, Belgrad, Budapeşte, Viyana, Paris, Hollanda…
“Dünya bir kitaptır ve seyahat etmeyenler, onun sadece bir sayfasını okurlar.” St. Augustin
Yol Sana Neler Katacak?
Günlük rutininden bağımsız hareket etmenin verdiği hazzı hissedeceksin. Unutma, kimse seni sabah saat 8’de kaldırmayacak! İstediğin saatte kalkıp istediğin saatte uyuyacaksın. Duvarlarını yıkıp çok farklı yerlerde bulunacaksın.
Görmediğin yerler hayatının kitabında yeni sayfalar açacak. Sana yeni insanlar, yeni yerler ve kültürler tanıtıp bir süre sonra sanki onlardan biriymiş gibi hissedeceksin.
Seyahat etmek özgüven ve başarı duygusu hissettirir ve dünyaya baktığın perspektifi değiştirir. Ama sakın dönmeyi düşünme! Evet, bir gün döneceksin ama o günü veya döndüğünde ne yapacağını düşünme! Çünkü döndüğünde farklı bir insan olup başkalarına anlattığın hikayelerinle insanların gerçekleştirmek istediği hayalleri süsleyeceksin.
İlham Al!
2005 yılında, sıradan bir insan olan Matt Kepness, Tayland’ın Chiang Mai şehrine bir arkadaşıyla gider. Orada otobüse bindiğinde aynı otobüste onunla yolculuk eden 5 gezgine rastlar ve onlarla sohbet etmeye başlar. Onların hayata bakış açıları ve anlattıkları hikayeler Matt için ilham kaynağı olur. Bu yüzden kendisine “Neden bende yapamayayım?” gibi sorular sorar ve çalıştığı sıkıcı işinden istifa eder. Gezi serüveni bu şekilde başlar.
2006 yılına geldiğinde artık tüm dünyayı kapsayan gezisinin 1 yılını geride bırakır. Bu süre boyunca asla arkasına bakmayıp sadece yolculuğun onu mutlu ettiğini ve bu işin kendi hayatını çizen bir yol olduğunu düşünür.
Şu anda 70 ülkeyi gezip arkasında bırakan Matt, gezerken birçok işte çalışıp geçinmiş ve onun yaptıklarını yapmak isteyen, hayalleri olan insanlara ilham kaynağı olup bağışta bulunmuştur.
“Hatırlıyorum. Yolculuğumu planlarken çok korkup endişelenmiştim. Ama her korkuyu kafamda kurduğumu anladım. Kapıdan çıktığımda aslında en korktuğum kısım sonlanmıştı.”
Son olarak, unutmayın: Hayat monotonlaşmış kalıplara sığmaz! Daha çok gezmek, daha çok kültüre tanık olup daha çok insan tanımak gerekir.
…Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim……Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85’indeyim ve biliyorum. Ölüyorum…
Jorge Luis Borges – “Anlar” şiiri.
Geç olmasın!
Son olarak bir yerden başlamak açısından güzel bir örnek: Dünyanın Kalbinde Yaşayan Bir Kabile: Pirahã