Stoa Felsefesi ve 5 Büyük İlkesi – Yıkıcı Olan Her Duyguyla Başa Çıkın
Stoa Felsefesi ve 5 Büyük İlkesi – Yıkıcı Olan Her Duyguyla Başa Çıkın – Stoacılık, MÖ 3. yüzyılda başlayan bir felsefedir. Yunan şehri Atina’da Citiumlu Zeno tarafından kurulmuştur. Bu felsefe, yaşamın ve genel olarak dünyanın son derece tahmin edilemez olduğunu gösterir. Hatta, bize, hayatın kısa olabileceğini hatırlatmaya devam ediyor. Bu nedenle, stoacılık, bizi güçlü, kararlı ve kendimiz üzerinde tam kontrol sahibi olmaya teşvik eder. Bu felsefe, yaşamdaki memnuniyet ve memnuniyetsizliği analiz eder. Duygusal ve şehvetli reflekslere dürtüsel bir bağımlılık nedeniyle çoğumuzun tatminsiz olduğunu gösterir. Duygusal arzumuzun peşinden koşarız ve bu, istediğimizi elde ettikten sonra içimizde bir boşluk hissine yol açar. Bu şekilde yaşamak yerine, stoacılık, kararlarımızı ve eylemlerimizi yönlendirirken mantığımızı kullanmamızı teşvik eder.
Birçok ünlü ve başarılı lider bu felsefeye göre yaşadı. Örneğin, Roma İmparatoru Marcus Aurelius, Seneca ve Epictetus… Stoacılık, yıkıcı olan her türlü duyguyla başa çıkmamıza ve onları yenmemize yardımcı olan bir felsefedir. Ayrıca sonu gelmeyen tartışmalara girmek yerine eylemlerde bulunmaya teşvik ediyor bizi. Bu felsefenin takipçileri stoacılar olarak bilinir ve ruhsal egzersizler yaparlar. Onları hayatlarını yaşamak için güç üretmek için kullanırlar. Bu felsefeyi öğrenerek ve bu alıştırmaları uygulayarak birçok yönden fayda sağlayabiliriz. Bunu nasıl başaracağınız aşağıda açıklamaya çalıştık.
Stoa Felsefesi ve 5 Büyük İlkesi – Yıkıcı Olan Her Duyguyla Başa Çıkın
1. Bir talihsizlik durumunu düzenli olarak uygulayın.
Seneca, iyi anların tadını çıkarırken kendimizi hayatın zor zamanlarına hazırlamamız gerektiğini belirtti. Gelebilecek herhangi bir talihsizlik için kendimizi güçlendirmek için iyi zamanları kullanmalıyız. Bu stoacılık öğretisine göre, her ay bir yoksulluk veya ihtiyaç hali uygulayabileceğimiz birkaç gün ayırmalıyız. Bu süre zarfında en yırtık pırtık kıyafetlerimizi giymeli, az yemek yemeli veya hiç yememeliyiz. Aynı zamanda, evimizin rahatlığından çıkmalıyız. Bu uygulama sırasında, kişi, bu durumun en çok korktukları şey olup olmadığını düşünmelidir. Sahip olduğumuz olumsuz duygulardan bazıları korku ve kaygıyı içerir. Bunlar deneyimden değil, belirsizlikten kaynaklanır. Bu nedenle, stoacılık, korktuğumuz veya emin olmadığımız şeylere aşina olmamızı teşvik eder. Böylece, bunu yaparak tecrübe kazanır ve geleceğimizde bu talihsizlikler olursa hazırlıklı oluruz.
2. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü konusunda endişelenme. – Stoa Felsefesi ve 5 Büyük İlkesi
İnsanların merak uyandıran bir özelliği, başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğünü önemsemek için çok fazla zaman ve enerji harcamamızdır. Çoğumuz hayatımızı, çevremizdekileri etkilemek için yaşıyoruz. Düşüncelerimizi, isteklerimizi, ihtiyaçlarımızı ve hırslarımızı etrafımızdakileri mutlu edecek şeylere dayandırırız. Birçok insan kim olduklarından memnun değil ve toplumun fikirlerini etkilemeye çalışır. Marcus Aurelius, bu fenomen hakkında kafa yoran bir Roma imparatoruydu. Her insanın neden kendini herkesten daha çok sevdiğini iddia ettiğini, ancak kendi fikirlerine başkalarınınkinden daha az değer verdiğini merak etti. Stoacılar kendilerini sevmeye ve takdir etmeye çalışırlar. Herkesten ne kadar farklı olduklarını kutluyorlar. Bu, özgürleştirici ve bizi güvenle dolduran bir uygulamadır. Bu düşünce biçimini benimseyerek büyük ölçüde faydalanabilirsiniz.
3. Algınızı kötüden iyiye çevirmeye alıştırın.
Stoacıların hayatlarında başına gelen her kötü şeyi faydalı bir deneyime dönüştürdükleri bir uygulamaları vardır. Zor ve inatçı biriyle etkileşime girerseniz, gücenme veya daha sabırlı olmayı öğrenme seçeneğiniz vardır. Bu, stoacıların normalde sahip olduğu bir anlayıştır. Üstelik, yasını tuttuklarında, sabretmeyi öğrenerek üzüntünün üstesinden gelirler. Stoacılıkta, her zorluğu nasıl bir fırsata dönüştüreceğinizin pratiğini yaparsınız. İyi ve kötü, stoacılar için mevcut değildir. Sadece algıyı yaşarlar. Bunu yaparken bir seçimleri vardır. Hayal kırıklığı veya üzüntü tutkusuna odaklanmak yerine, zorlukları fırsat olarak görürsünüz.
4. Hiçbir şey düşündüğün kadar önemli değil.
Stoacılar, kimlik fikrini mümkün olduğunca en aza indirdikleri bir pratiğe sahiptir. Bunu yaparak, kendilerini haklı ve önemli hissetmekten kaçınırlar. Üstelik bu minimizasyonu çevrelerindeki durumlara da yansıtırlar. Bu onların başarılarını, sahip olduklarını, arzularını ve hedeflerini en aza indirgedikleri anlamına gelir. Her şeyi küçük ve önemsiz görürler. Bu sayede hiçbir şeyden korkmazlar ve önemli olan tek şey şu anki hayatlarıdır. Şimdiki an önemli olan her şeydir. Bu, stoacıların iyilik uygulamasına ve şu anda doğru olanı yapmalarına yardımcı olur. Stoacılıkta önemli olan ve önemi olan tek şey budur. Bu düşünce tarzını uygularken alçakgönüllü, dürüst ve çevrenizin farkında olabilirsiniz. Bunlar günlük olarak sürdürebileceğiniz ve kimsenin sizden alamayacağı niteliklerdir. Buna ek olarak, bunlar sizi yozlaştıramayacak iyi niteliklerdir.
5. Dünyayı birbirine bağlı, tek bir varlık olarak görün. – Stoa Felsefesi ve 5 Büyük İlkesi
Stoacıların gerçekleştirdiği faaliyetlerden biri, tüm dünyayı tek bir birleşik varlık olarak görmektir. Dünyayı tek ruhlu, tek bir varlık olarak görürler. Stoacılığa göre, dünyadaki her şey bu bireysel varlığın algısına göre çalışır. Ayrıca tüm koşullar, tek bir akışkan ve hesaplanmış harekete göre gerçekleşir. Buna ek olarak, hem bizim hem de çevremizdeki her şeyin varlığına neden olmak için işbirliği yaparlar. Stoacılar, tüm hayatımızın iç içe olduğunu ve her birinin diğerini etkilediğini anlar. Bu tür bir anlayış, hayatınızda meydana gelen her duruma değer vermenize yardımcı olur. Ayrıca, çevrenizdeki herkesi takdir etmenize de etki eder.