Pazarlama Dünyasının Saklı Cinsiyeti

mona lisa

Paylaşmayı unutmayın.

Anne, sevgili, eş, yönetici, uzman, büyüyemeyen bir çocuk… Kadınlar, hep bambaşka kelimelerle anıldılar. Ama özlerinde önce insan, sonra kadındılar. Vardılar ve aslında hep oradaydılar. Bakılan ama görmenin reddedildiği bir noktada kadın olmaktan öte insan olduklarını göstermek, duyurmak, haykırmak, bildirmek istediler. Bir kısmı başarılı da oldu doğrusu. Bir kısmı da sessizce, varlığını hissettirmeden varoldu bu dünyada. Ama değiştirmekten hiç korkmadan hiç çekinmeden.

Hadi, pazarlama dünyasında kadınların parmak uçlarında yürüyerek nelere nasıl dokunduklarına birlikte bakalım:

Kimlikler Arası Mücadele

Gündelik hayatımızda sahip olduğumuz rol ve sorumluluklar, ister istemez bizlere belirli kimlikler kazandırıyor. Fakat bu durumda bile kadının sorumluluklarının erkeklerinkine göre daha fazla ve zor olduğu rahatlıkla gözlemlenebiliyor.

chess

@loulevit

Baba, çocuk, yönetici ya da arkadaş gibi farklı kimliklere bürünebilen erkeklere kıyasla, hem eş, hem anne, hem çocuk, hem meslek sahibi, hem dişi, hem de evi yöneten olma çabası, kadının vermiş olduğu mücadelenin zorluğunu gözler önüne seriyor. Bu kıyaslama sonucunda da haliyle erkek kimlik sayısı kadına oranla geride kalıyor. Erkeklerin sahip olduğu kimlikler arası geçiş de kadınınkine göre kolay oluyor.

Tek Kimlik Klişesi

Pazarlama dünyası son birkaç yıla kadar kadınların sadece bir kimlikleri varmış gibi bir anlayışı benimsedi. Markalar; kadınları kimlikleriyle birlikte bir bütün olarak görmek yerine onları sadece ya ev kadınları, ya çocuklu anneler ya da çalışan profesyoneller olarak gördüler.

pregnant

@joeythompson

Bizler de bugüne kadar “annem en iyisini düşünür” gibi bir sloganın arkasında hep “geleneksel” bir anne görmeye fazlasıyla alıştık. Sanki söz konusu kadının başka kimliği yokmuş ya da en iyisini düşünmek için her kadının anne olması gerekiyormuş gibi lanse ediliyor.

Bu durum özellikle pazarlama dünyasında çok net olarak görülüyor. Örneğin, “bebek bezi” pazarında bu duruma sıklıkla şahit oluyoruz. Çünkü “anne” kimliği kadının en kutsal duygularından biri olarak vurgulamak yerine çoğunlukla “çocuğun pişik ve temizliğiyle uğraşan” bir kimse olarak vurguluyor. Oysa anneler “dişi” kimliğini en az “anne” kimliği kadar yaşamak ve yaşatmak istediklerini her hal, hareket, davranış ve hatta çocuklarını yetiştirme tarzlarında bile gözler önüne seriyorlar.

Kadın Faktörünün Önemi

Burada vurgulanmak istenilen asıl durum, pazarlama dünyasında kadının her kimliği için ciddi anlamda bir arayış içerisinde olması. Bu arayışın yıllardır ne kadar büyük yol kat ettiği ve kadına ulaşmaya çalışırken, erkeklerin pazarlama alışkanlıklarına bile kadınların yön verdiği keşfi özellikle pazarlama dünyasının en büyük buluşu olarak hemen hemen her noktada karşımıza çıkıyor.

black and white

@shamimnakhai

Bunun en güzel örneğini ise; özellikle “giyim sektöründe” erkek giyim alışkanlıklarını ve tercihlerini kadınların belirlemesi oluşturuyor. Sonrasında ise pazarlamacı “kadını anlamak” misyonunun sadece pazarın bir kesimini anlamak olmadığını, satın alma davranışlarını anlamanın temeli olduğunun farkına varıyor.

Kendini Beğendirme Arzusu

Bu durum özellikle tasarım ve estetik anlamında gerçekleşen önemli değişimlerin de temelini oluşturuyor. Fakat tasarımın feminenleşmesi yani kadınsı özellikler taşıması, sadece kadına özgü olduğu anlamına gelmiyor. Bu durumu ise en güzel açıklayan yine erkekler oluyor.

gri

@matthewkane

Bilinçaltında saklı olan “kendini beğendirme arzusu” her ne kadar kadınlar kadar olmasa da pazarlama dünyasındaki kadın rolünün ve fikrinin ne kadar güçlü olduğunu tüm detaylarıyla gözler önüne seriyor.

“Değişen Dünyanın Mimarı”

Tüm bunlardan sonra ise “kadın” faktörünün şirket politikaları ve değerleri üzerinde göstermiş olduğu etki işin en güzel kısmını oluşturuyor. Artık toplumu ve müşterisini önemsemeyen markalar yerine; doğayı ve çevreyi önemseyen, sosyal sorumluluk bilincinde olan, sporu özendiren ve birçok alanda hemen hemen herkes için fayda sağlayan değerler, yine kadının “koruyucu” özelliğinin yansıması olarak karşımıza çıkıyor.

kadın

@alejandroalvarez

Sonuç olarak pazarlama dünyasının saklı cinsiyeti artık saklı olmaktan çıkıyor. Bunu, tasarımların, reklamların, hatta politikaların bile “kadın faktörü”nden etkilenmesinden görebiliyoruz. Hatta bu farkındalık, uzun zaman önce başlamasına rağmen, sadece erkekler tarafından son birkaç yıldır kabul görmeye başladı. Yoksa zaten hala renksiz mobil cihazlarımız, aynasız alışveriş merkezlerimiz ve parmakla sayarak gösterdiğimiz kadın sürücülerimiz olurdu.

Bu yazımıza ek olarak “Kadınlar Ne İster?” başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ediyoruz.

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar