Nedir Bu “Black Friday“ ?
Ruhumuz Kasım’da aşkın başka olduğuna inanmaya çalışadursun son birkaç yıldır Kasım ayının son haftalarında çanlar alışveriş çılgınlığı için çalıyor. Takvimlerin Kasım’ın 20 ‘lerini devirmesiyle online alışveriş siteleri de kampanyalarına hız verip türlü “ Black Friday” indirimleri ile aklımızı çelmeye çalışıyor. Artık hemen hemen herkesin bazen yükte bazen de pahada ağır ihtiyaçlarını yılın bu dönemindeki akıl çelici kampanyalara denk getirdiği ortada; fakat asıl merak ettiğimiz şey:
Nedir bu “ Black Friday” ve hayatımıza nasıl dahil oldu?
“Black Friday” kavram itibariyle ABD’de Şükran Günü’nden sonra gelen ilk Cuma gününe verilen isim. Ve 1932 ‘den bu yana Noel alışveriş döneminin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Bugünden itibaren mağazalar Christmas konseptleriyle süsleniyor, alışveriş merkezleri türlü atraksiyonlarla hareketleniyor ve göz kamaştırıcı ışıklarla herkes adeta harcamaya davet ediliyor. Black Friday bir resmi tatil değil elbette, ancak o gün mağazalar çok erken saatte açılmakta ve çok geç saatlere kadar müşterilerine hizmet vermekteler. Tabi günün anlam ve önemine istinaden bugün için belirlenen indirimler neredeyse ürünlerin fiyatlarına yarı yarıya etki ediyor.
İnsanların merakla beklediği günün adı neden Kara Cuma?
Aslında keyifli bir gün gibi görünse de isminin “Kara Cuma” oluşu bir tezatı ve görmemiz gereken bazı şeyleri de gösteriyor belki de… Söz konusu günün böyle bir isimle lanetlenmesinin de geçerli bir sebebi var. İlk başlarda Black Friday ‘ın alışveriş ateşini körüklemesi öyle hızlı olmuş ki indirim kampanyalarının da olaya eklenmesiyle Şükran Günü sonrası Cuma’lar aşırı yoğun yaşanmaya başlanmış. Öyle ki 1961 yılındaki bir indirimli alışveriş cuması Philadelphia’da insanların yoğunluktan adım atamayacak hale gelip, trafiğin felç olması ve birbirlerini ezmeleriyle sonuçlanınca söz konusu gün “ Black Friday” olarak anılmaya başlanmış. İnsanoğlunun tüketim çılgınlığının adeta tavan yaptığı bugünün manzaralarına bakarsak; birbirini ezen o ürün için kapışan insanları görüyoruz.
Her ne kadar bu etkinlik ilk olarak Amerika’da ortaya çıkmış ve bizimle pek ilgisi yokmuş gibi görünse de globalleşen dünyada bu tip olayların yerel olarak kalması artık pek mümkün değil gibi. Zaten ABD’nin hemen ardından İngiltere ve Kanada farklı bir tarihi “Black Friday” olarak geçirmeye başlamış ve bunun dünyayı sarması çok da uzun sürmedi. Benzer manzaraları dünyanın birçok yerinde görmek hatta şaşırmak mümkün.
Black Friday nasıl karşılanıyor?
Artık son yıllarda ülkemizde de bazı mağazalar bu günü “Black Friday” ya da coğrafyamızın Cuma gününe hassasiyeti nedeniyle “Happy Friday” olarak geçirmeye çoktan başlamış durumda. Büyük şehirlerde AVM lerin artışı, online alışverişin hızlanması ve türlü sebeplerle ekonominin daralması markaların bu tip etkinliklere dört elle sarılmasını mecbur kılıyor kuşkusuz. Eğer sadece ihtiyaç doğrultusunda ilerleyen bir bünyeye sahipsek bunu en az hasarla atlatıyoruz; fakat psikolojik olarak tüketici davranışlarını şekillendirecek öyle kampanyalara denk geliyoruz ki bazen hiç de ihtiyacımız olmayan ürünleri elimizde ya da E-Ticaret sitelerindeki sepette bulabiliyoruz. Hepsi elbette kişisel bir tercih; fakat şunu da düşünmek de fayda var: Sınırsız ihtiyaçlarımız herhangi bir şeye zarar veriyor mu?
Aslında insanların sadeleşmeye, küçülmeye çalıştığı minimalizm olgusunu tamamen yok eden ve çevreye türlü olumsuz etkilere yol açan bu alışveriş çılgınlığı düşünüldüğünde ve tüketimin kontrol edilmeye çabalandığı günümüz dünyasında yeni bir alışverişe ihtiyaç var mı? Etiketlerdeki rakamlara bakılırsa ihtiyaçların sınırsızlığı ilkesinin hayat direnciyle mücadele etmesi uzun bir süre zor olacak gibi görünüyor. Peki bu konu hakkında siz ne dersiniz?
Black Friday, Happy Friday ya da Efsane Cuma diyelim; sizin için ne ifade ediyor? Gelin düşüncelerimizi bir yerde toplayalım!
#BlackFriday hashtag’i ile Freewall‘da buluşalım!