Markalar Özel Günlerde Tüketiciyi Yalnız Bırakmıyor!
İnsanlık olarak bir şeyleri kutlamayı epey seviyoruz. Kapitalizm sağolsun artık her şeyin bir günü var neredeyse… Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Kediler Günü, Bekarlar Günü, Çikolata Günü……. işte böyle uzayıp giden bir liste var. Elbette hepsini yazıp sizi delirtmeyeceğiz merak etmeyin 🙂 İşin ciddiyetini anlamanız için “özel günler takvimi” diye aratmanızı öneririz. Yılın neredeyse 200 günü bir şeyi kutlama veya anma günü. Özel günler markalar içinse, müşterileri ve potansiyel müşterileriyle iletişime geçebilmeleri için önemli bir fırsat. Hele bir de bu iletişim satış aksiyonuna dönüşebiliyorsa markalar mest oluyor. Yani markalar özel günlerde tüketiciyi yalnız bırakmıyor. Peki tüketici nasıl kutlamaları daha çok seviyor?
Yaklaşık 200 günün yarısından fazlası hiç duymadığımız günler belki. Fakat bazı günler var ki, markalar cirolarını ikiye katlıyor ve büyük etkileşimler kazanıyor. Markaların özel günleri kutlama yarışının perde arkasında, tüketici tarafından eleştirilmemek ve hedef olmamak da var. Anneler Günü’nü kutlamayan bir marka düşünsenize… Her an anne, kadın düşmanı olarak linç edilebilir mesela 🙂
Markalar özel günleri nasıl kutlasın?
Günümüzde marka bolluğu ile rekabetin, dolayısıyla bununla birlikte gelen kirliliğin bir çoğumuz farkındayız. Geleneksel reklam mecralarının dışında dijital mecraların yükselişiyle markalar tüketiciyle interaktif iletişim kurabiliyor. Dijital mecrada reklam vermenin düşük maliyetli olması ve kısa sürelerde tüketiciden geri bildirim alabilme avantajı ile markalar sosyal medyayı oldukça aktif kullanıyorlar. Peki bilinirliklerini artırmak isteyen, iletişim fırsatlarını değerlendirmek isteyen markalar tüketicilerine seslenirken samimiyetlerine ne kadar inandırabiliyor? Kutladıkları özel günleri iletişim stratejilerine hizmet edecek şekilde kutlayabiliyor mu? Birbirleriyle pişti olan markalar kervanına mı katılıyorlar yoksa yaratıcılıklarıyla akıllara mı kazınıyorlar?
Markaların iletişim takvimlerine not ettikleri özel günleri kutlarken bizce dikkat etmeleri gereken bazı noktalar var. Bunlara bir kaç başlıkta değinelim…
1 – Samimiyet
İlk başlık olarak samimiyeti seçtik. Maalesef ki yozlaşan dünyada azalan nimetlerden biri samimiyet. Durum böyleyken, tüketicinin sizden önce samimiyet bekleyeceğini, bu kutlama işini göz boyamak için değil, tüketicinize önem verdiğiniz için yaptığınızı düşünmek isteyeceğini unutmamalısınız. Eğer marka olarak bugüne kadar sosyal medyada düzenli olarak aktif olmadıysanız, özel günlerde pastadan payınızı almak istemenizin tüketici tarafından yapmacık bulunabileceğini unutmayın.
2 – Yaratıcılık
Aynı anda bir çok markaya çalışan ajanslar için özel gün kutlamaları zaman zaman kabusa dönüşebiliyor 🙂 Anneler Günü, Sevgililer Günü gibi popüler her yıl, herkesin kutladığı günler için yaratıcı fikirler bulmak her zaman kolay olmuyor. Tekrara düşmek, özgün görsel kaynaklar ve dijital içerikler üretememek maalesef bir çok markayla pişti olmakla sonlanabiliyor 🙁
Bazı markalar da var ki, ulusal olarak kutlanan, belki herkes için özel olmayan fakat bazı topluluklar için oldukça özel sayılan eğlenceli günleri kutluyor. D&R markasının bu konuda çok eğlenceli işlere imza attığını düşünüyoruz. Aşağıda paylaştığımız örnekte, D&R, yaratıcılıkla Hobbit Günü’nü kutlayarak, fantastik kurgu eserleriyle tanınan J.R.R Tolkien hayranı müşterileriyle samimi bir iletişim kuruyor.
Eğer bir Tolkien hayranıysanız, Hobbit Günü’nün ne kadar önemli olduğundan bahsetmemize gerek yok diye düşünüyoruz 🙂 Yine de bilmeyenler için; Orta Dünya’nın en bilinen karakterlerinden, Bilbo ve Frodo Baggins’in doğum günü olan 22 Eylül tarihi, Yüzüklerin Efendisi fanları arasında Hobbit Günü olarak kutlanıyor.
3 – Strateji
Markalar özel günlerde öncelikle samimi, sonrasında diğer içeriklerin arasından sıyrılacak kadar yaratıcı olmalı dedik ve geldik stratejiye. Bahsettiğimiz üç madde birbiriyle güçlü şekilde bağlanılı. Diğer iki maddenin geçerli olması için yapılacak çalışmanın da markayla ilintili bir stratejisi olmalı. Strateji çok derin ve detaylı bir konu elbette ama bizim bu konuda değinmek istediğimiz marka kimliğine ve stratejisine uyum sağlayan kutlama kampanyaları ve içerikleri üretebilmek. Aksi takdirde, marka stratejiyle bağdaşmayan bir kutlama ne kadar yaratıcı olursa olsun fayda sağlar bir nitelikte olmayacak, tüketici tarafından samimi bulunmayacaktır.
Yani diyoruz ki, her marka her özel günü kutlamak zorunda değil. Özel günleri kutlarken, yaratıcı ve özgün içerikleri üretebilmeli, tüketicisinin duygularına dokunabilecek samimiyette işler üretmenin önemi büyük…