Kötümser Zamanlarda İyimser Çocuklar Yetiştirme Sanatı
Yazının başlığından yola çıkalım. Kötümser olmaya gerek yok biliyoruz. Zaten mevsim sonbahar haliyle hepimizin içinde az ya da çok bir melankoli duygusu mevcut. Bir de bunun yanında havaların soğuması, buna bağlı olarak değişen masraflar, sokakta kalanlar o da yetmezmiş gibi bizim de bu gerçeğin farkında olmamız işleri zorlaştırıyor ve bu şartlar altında ”Nasıl iyimser çocuklar yetiştirilir ki?” diye soruyor olabilirsiniz. Nasıl bu süreçten çocuklarımızın en az hasarla çıkmasını sağlarız, gelin birlikte düşünelim!
Bizler de işin içinden tam olarak çıkabilmiş değiliz. Bizim de içimizde isyanlar yok değil; fakat durun! O kadar karamsar olmaya gerek yok! Biz varsak ve bizim gibiler varsa hala her şeyden önemlisi nefes alıyorsak umut da var!
İyimser çocuklar yetiştirirken unutulmaması gereken noktaları unutmamak gerek. Öncelikle kişi, iyimser kelimesinin ne anlama geldiğini bilmeli değil mi? İyimser insan; zorluklardan da zevk almayı bilir, olasılıkları takdir eder ve bir durumun üstesinden gelebilme yeteneğine karşı derin bir inanca sahiptir. Geleceğe güzel bakanlar için umut bir zorunluluktur. Eğer sloganınız “deneyin, tekrar deneyin” şeklindeyse ve bardağınızın her zaman yarısı dolu ise o zaman herhangi bir fırsattan en iyi şekilde yararlanmaya hazırsınız demektir. Etrafınızda yeşeren tüm karamsarlıklara inat, tüm iyimserliği hak eden ve buna değen her çocuk gibi siz de iyimser çocuklar yetiştirebilirsiniz.
İyimserler daha dayanıklıdır. İyimserlik; insanların zorluklarla mücadele etmeye devam etmelerini sağlarken, kötümserlik onları hayal kırıklığına uğratır. İşte, tüm bu noktaları göz önüne alarak geleceğimizi adadığımız umut dolu çocuklar yetiştirmemiz gerek.
Gelelim şimdi de nasıl bir yol izleyeceğimize!
Güncel olayları tanımlamak için kullandığınız dili değiştirin.
İyimserlik geliştirilebilir. Araştırmacılar; daha karamsar bir bakış açısına sahip olan insanların bile travmatik buldukları durumları tanımlamak için olumlu bir dil kullandıklarında, durumla ilgili duygularının daha olumlu hale geldiğini ve daha genelleştirilmiş iyimserlik duygularının arttığını iddia ediyorlar. Siz de bunu düşünerek çocuğunuz ile iletişim kurmanın ve bu iletişim dilinin temellerini iyimserliğe dayandırmayı deneyebilirsiniz.
Mevcut olayları daha umutlu bir tonla anlatmak için bazı noktalarda takıldınız mı? Bunu düşünün: Bugün “nefret söylemi” olarak adlandırdığımız şey, çok uzun zaman önce sadece “konuşma” idi. Şirketler tarafından ne yazık ki bu tür kötü davranışlar daha yüksek kârlarla ödüllendirildi; hayvanları yok eden avcılık sporu; atıkların nehirlere boşaltılması, karışıklıktan kurtulmanın etkili bir yoluydu. İşte, siz de tam bu noktada yaşanan yanlışları en olumlu dil olan onlara anlatın ve nefret söyleminden uzak durun. Bunu yaparken gerçeklere tamamen kapalı bir çocuk yetiştirmenin de sağlıklı olmadığı bilinci ile ilerlemekte fayda var. Pozitif, olumlayıcı tümceler kurun ve bu gerçek yaşamınızın da bir parçası olsun.
Çocuğunuzla herhangi bir topluluğa dahil olun
İyimser çocuklar yetiştirmenin en etkili yöntemlerinden bir tanesi de onu hayata hazırlayan, ona hayattaki iyi kavramını gösteren bir topluluğun içinde olmaktır. Başkalarına iyilik yapın, herhangi bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak çalışmaya başlayın. Böylesi yapılan eylemler hem size güç verecek hem de onları oldukça motive edecekler. Kötümser bir zamanın içinde her şeyin sanıldığı kadar kötü olmadığını gördükçe iyilik yapmanın keyfini yaşatacaklarından eminiz.
Hem de çocuğunuzla daha çok zaman geçirmiş olursunuz. Bu oldukça değerli değil mi?
Haber izleyeceğiniz kanalı iyi seçin
Çocukları dış dünyadan uzak tutmaya çalışırken onu bir kafese hapsetmeyin ya da herhangi bir mobil cihaza! Gündemi takip etmesini ve haberleri izlemesini engellemeyin. Fakat burada önemli bir nokta var. O da seçtiğiniz haber kanalı. Kullandığı dil, görseller noktasında yine en iyimser, en nefret söylemi içermeyen kanalı tercih etmeyi asla göz ardı etmeyin.
Medyada sık sık karşılaştığımız taraflı, önyargılı ve ayrımcı olarak nitelendirdiğimiz dili onlardan mümkün olabildiğince uzak tutun. İzlediği diziden, oynadığı oyuna kadar her şeyin sizin yönlendirmeniz olduğunu unutmayın. Her ne kadar internet ortamı olumsuz olarak algılansa da eğitici ve öğretici birçok kanala sahip olduğunu biliyoruz. Siz gelişirseniz onlar da gelişir. Bu tip platform ve kanalları araştırıp her yolu birlikte yürümeyi başarırsak, kötümser zamanı iyimsere dönüştürmemiz bile mümkün.
Onlara sevgiyi ve birini/bir şeyleri sevmenin güzelliğini öğretin
Sevginin eksik olduğu bir beden bir çocuğa yakışmayan tek şey. O yüzden her şeyden önce ona sevgiyi ve sevmenin aslında ne kadar güzel bir his olduğunu öğretin. Sevin! Sadece onu değil onun sevmesini istediğiniz her şeyi. Bazen bir hayvan sevgisi, bazen hiç tanımadığınız birine gülümsemek hatta bazen eşyaları bile sevin ki sevginin neleri değiştirdiğini öğrensinler. Dünyayı, o nefret söylemlerini, tüm karamsarlıkları değiştirebilecek tek gücün sevgi olduğunu bilirlerse eminiz bu dünya çok daha güzel bir yer haline gelecektir.
Bizce denemeye değer! Her zaman söylediğimiz gibi; nefes alıyorsak hala umut var!