İstanbul Sözleşmesi İptal Edilebilir Mi?
İstanbul Sözleşmesi İptal Edilebilir Mi? – İstanbul Sözleşmesini artık duymayan bilmeyen yoktur diye düşünüyorum. Geçtiğimiz saatlerde Twitter dünya gündemine oturan sözleşme bazı taraflarca tartışılan bir sözleşme aslında . Sözleşme bir karar ile Türkiye sınırları içinde geçersiz olarak kabul edildi. Peki bu yerel hukuk ve uluslararası hukuk açısından mümkün mü? Öncelikle sözleşmenin detaylarından ve kapsamından bahsetmek istiyorum.
İstanbul Sözleşmesi İptal Edilebilir Mi?
Sözleşme Kapsamı
İstanbul sözleşmesinin asıl amacı en berrak haliyle aslında ; toplum önünde savunmasız tüm bireylere karşı bir koruma ,kovuşturma ve durdurmanın garantisini veren sözleşme olarak açıklayabiliriz. Özellikle Ortadoğu ve Afrika’nın belli bölgelerinde kadınlara ,çocuklara ve savunmasız bireylere karşı çok fazla uygulama yapılmakta. Bu uygulamaların sona erdirilmesi için Avrupa Birliğinden 45 ülke antlaşmayı imzalamıştır. Ve Avrupa Birliğine üye olmayan ülkelerden de 34 ülke bu antlaşmayı imzalamıştır. 2011 yılında imzalanan bu antlaşmayı Türkiye 2014 yılında imzalayarak resmileştirmiştir.
İstanbul Sözleşmesi ‘nin taslağı Birleşmiş Milletler nezdindeki bir çok antlaşma ve tavsiye metinleri değerlendirilerek oluşturulmuştur. Ve şuan ki haline getirilmiştir. İstanbul Sözleşmesinin ilk kısmında şiddet konusu detaylandırılmıştır. Ve kadına yönelik şiddetin tarihsel sürecine değinilmiştir. Kadına yönelik şiddetin cinsiyet eşitsizliği ekseninde meydana gelen güç ilişkilerinden oluştuğuna kanaat getirilmiştir. Bu dengesizlik toplumda kadınlara yönelik ayrımcı bir tutuma neden olmaktadır. Kadına yönelik şiddet insan hakkı ihlali olarak değerlendirilmektedir. Kadınlara yönelik uygulanan ;
erken yaşta evlendirme, cinsel istismar, taciz, tecavüz ile namus gibi cinayetlerin kadını toplumda ‘’öteki’’ duruma getirdiği ifade edilmektedir. Sözleşmede şiddet tanımı Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW)19.tavsiyesi ile BM Bildirgesi’nin tanımıyla psikolojik şiddet ve ekonomik şiddet ibareleri de ayrıca eklemiştir. Sözleşme’nin bu ibaresi kadın –erkek eşitliğini sağlamanın ve kadına yönelik her türlü şiddetin önüne geçileceği yönündedir.
Kadınların aile içinde erkeklere oranla çok daha fazla şiddete uğradığı göz önünde tutularak ;
mağdurlar için destek servislerinin kurulması , tedbirlerin alınması ve daha fazla kaynak aktarılması gerektiğin altı çizilmektedir. Bu durumun da erkeler tarafından ayrımcılık olarak nitelendirilmesi gerekmediği belirtilmektedir.
Uluslararası hukukta kadına yönelik şiddeti ve ayrımcılığı yasaklayan bir çok düzenleme bulunmaktadır. Fakat İstanbul Sözleşmesi kapsamı ve amacı bakımından ayırt edicidir. Sözleşme hem kadına yönelik şiddet konusunda , hem de toplumsal cinsiyet eşitliği konularında bu zamana kadar en kapsayıcı sözleşmedir.
İptal Edilmesi Mümkün Mü?
20.03.2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararıyla İstanbul Sözleşmesi Türkiye sınırları içinde geçersiz oldu. Peki bu hukuk açısından mümkün mü?
Twitter ve çoğu sosyal medya platformunda kitlelerin tepki gösterdiği bu haber sadece Türkiye basınında yer bulmadı. Daha önce de dile getirdiğimiz gibi Twitter dünya gündeminde ilk sırada olan bir haberdi. Dünya gündemine bu kadar oturmuşken böyle bir şey olması sorun?
Aslında ulusal ve uluslararası hukuk bakımından böyle bir şey mümkün değil . Temel hak ve özgürlükleri düzenleyen milletlerarası andlaşmalar kanunlardan daha üstte kabul edilir ki İstanbul Sözleşmesi de temel hak ve özgürlükleri düzenleyen milletlerarası bir andlaşma niteliğindedir. Kanunlardan dahi üstte kabul edilen bir milletlerarası andlaşmanın Cumhurbaşkanı Kararıyla kaldırılması hukuken mümkün değildir. Zira Anayasa’nın 104 . Maddesinin 17. fıkrasına göre Cumhurbaşkanı’nın bu konuda karar çıkarma yetkisi yoktur. Yani işin esası bu Sözleşmenin kararıyla feshedilmesi iç hukuk açısından mümkün değildir. Milletlerarası hukuk açısından bakacak olursak ;
İstanbul Sözleşmesi madde 80 hükmüne göre Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne bildirim yapılması gerekir. Ancak bu karar hukuka aykırı olsa bile maalesef böyle bir kararın çıkması bile , ülkemizde halihazırda engellemeyen kadın cinayetleri ve kadına şiddetin engellenmesi açısından büyük bir darbedir.