Geç Öğrenilmiş Kariyer Dersleri
“Vakit nakittir” felsefesi ile üniversite yıllarında veya mezun olur olmaz kendini iş dünyasının çetrefilli yollarına atanlar şunu çok iyi bilirler ki; motivasyon hevesi ve konsantrasyon heyecanı olmadan hiçbir nakit, vaktin kıymetine eş değer olmuyor. İş yaşamında edinilen yaşanmışlıklar ve kariyer hedefleri doğrultusunda alınan kararların getirileri, günübirlik yaşamların hızını öyle bir uçuruyor ki, çoğu insan içinde bulunduğu durumdan memnun olup olmadığının muhakemesini bile ertelemek zorunda kalıyor. Sonuç; ne kadar ertelenirse ertelensin, belki bir olayın kıvılcımı ile belki de bardağı taşıran son damla ile kendinle ve geçmişinle hesaplaşmanın “işte tam zamanı” diyeceğin an mutlaka geliyor.
Ne kadar geç kalınırsa kalınsın, geç alınmış bir karar, hiç alınmamış bir karardan daha iyidir. Bu yazıyı okuyorsanız, siz de bu eşiğe varmışsınız demektir. O zaman şimdi derin bir nefes alın ve kıssadan hisse alabileceğiniz yeni başlangıçlara hayatınızda yer açın.
Çünkü;
1- Hayat kısa…
Duyabileceğiniz en klişe sözlerden biridir değil mi ? Peki bu kadar duyduğunuz bir şeyi kulak arkası ettiğinizin farkında mısınız ?
Sevmediğiniz şeyleri kenara bıraktığınız hamleler yapmalısınız. Sadece gelir odaklı çalıştığınız işleriniz, ya da sadece yüksek unvanlar uğruna verdiğiniz mücadeleler sizi bir zaman sonra fena halde sıkacaktır. Küçük de olsa daha iyi olabileceğini düşündüğünüz şeyler için hemen adımınızı atın.
2- Sosyal bağlantılar önemlidir.
Son zamanlarda oldukça popüler olan ‘networking’ kelimesine kimileri tarafından argo ifadelerle kötü anlamlar yüklemeye çalışılsa da aslında sadece iş değil hayatımızın her alanında bizi fayda sağlayacak bir tecrübe olduğunu unutmamak lazım.
Sosyal bağlantılarınızı kuvvetlendirecek toplantıların, buluşmaların vakit kaybı olduğunu düşünmekten vazgeçin. Aslında en başarılı insanlar en geçiş ve en çeşitli sosyal ağlara sahip olma eğilimindedir.
Sosyal ağlarınızı genişletmek için harcadığınız emek ve sarf ettiğiniz çaba sizi başarıya ulaştıracak etkenlerdir.
3- Sağlığınızı başarı ya da zenginlik için feda etmeye değmez.
İş yaşam dengesini kurmamakta zorlanan insanlar, stres ve aşırı iş yükten kaynaklı ciddi sağlık problemleriyle karşılaşabiliyorlar. Gerçek şu ki sağlıklı kalmak sağlığınızı geri kazanmaktan çok daha kolaydır. İlk tercihiniz her koşulda sizin sağlığınız olsun.
4- Hayatınızın en güzel anlarından hiçbiri ekrana bakmakla eş değerli olmayacak.
Erişebildiğiniz o küçük ekranların hayatımızı yönetmesine izin vermek cazip geliyor. Fakat telefonlarınızda e-postalarınızı kontrol ederek hayatınızın sonuna ulaşamayacaksınız. Düzenli olarak bağlantılarınız kesin ve gerçek hayatı yaşamaya çalışın.
Yok, hayır bu kadar da değil!
5- Öğrenmeyi hiçbir zaman bırakmayın.
Günümüz teknolojilerinin değişim hızı ile öğrenmeyi “tamamladığınızı” düşünürseniz, daha önce değilse de birkaç yıl içinde geride kalacaksınız. Eski bir köpeğe yeni bir hileyi öğretemeyeceğiniz fikri açık bir şekilde yanlıştır ve hiçbir zaman yeni bir şey öğrenerek zihninize yatırım yaptığınız için pişman olmazsınız.
6- Farklılaşın.
Sürekli aynı işler üzerinde çalışıp iyi olabilirsiniz. Fakat bu tek bir konuda iyi olmanız anlamına gelir ve başka konularda ne durumda olduğunuzu sorgulamakta zorlanırsınız. Aynı konular üzerinde çalışmak aynı zamanda sıkıştığınız bir kariyer yoluyla baş başa kalmanız anlamına da gelir. Bu yüzden ufkunuzu açın ve yeni konulara yönelin.
Göreceksiniz ki hem daha başarılı hem de daha keyifli bir iş hayatına sahip olacaksınız.
7- Yalnız başınıza hızlı gidebilirsiniz fakat birlikte daha uzağa gidebilirsiniz.
Başka bir deyişle, ekip çalışması hayallerin gerçekleşmesinin kaynağıdır. Araştırmalarda görülen o ki birçok kişi yalnız başına çalışmayı tercih ediyor. Fakat sonuçlara bakıldığında belki yalnız başına çalışmak ilk anlamda süreçleri hızlandırıyor gibi gözükse de takım çalışmaları uzun vadede kariyer ve başarıyı getiriyor.
‘Her büyük fikrin gelişmesi gerçekleşmesi için bir takım gerekir.’ sözü bu konuyu en güzel anlatan ifadedir.
8- Endişe ederek hiçbir şey elde edemezsiniz.
Korku ve endişenin panzehiri eylem ve koşuşturmacadır. Bir fikir peşinde koşmaktan, konuşmaktan çok korkmaktan veya başkalarının senin hakkında ne düşüneceğinden endişelenerek zaman harcıyorsan, hedeflerine ulaşamazsın. Bununla birlikte, endişeyi ve korkuyu bastırırsanız ve harekete geçerseniz, neredeyse hiçbir şeyden endişe duymadığınızı görürsünüz.
9- Başarısızlık bir son değildir.
Başarısızlığı bir son olarak görürseniz zaten başladığınız noktadan çok da fazla ileri gitmiş değilsiniz demektir. Bunun yerine başarısızlığı yeni bir başlangıcın fırsatı olarak görürseniz başarılı olma ihtimaliniz artacaktır.
10- Mutluluk bir yolculuktur, bir varış noktası değil.
Sürekli bazı eylemleri yaptığınızda mutlu olacağınız hissiyle yaşarsanız başarısızlıkla sonuçlanan konularda mutsuz olacağınızı göreceksiniz. Aksine mutlu olmayı bir alışkanlık ve yan paydaş olarak hayatınızda tutarsanız sonuçlardan bağımsız daha mutlu bir hayat süreceğinize garanti verebiliriz.
Hayatın güzelliğinin farkına varmak için geç kalmayın, mutlu olun! 🙂