Dünyanın Sanayi Lokomotifi Alman Ekonomisi Çöküşte Mi?
Dünyanın Sanayi Lokomotifi Alman Ekonomisi Çöküşte Mi? – Covid-19 salgını sadece sanayi ülkelerini değil sanayi ithalatçısı olan ülkeleri de kelimenin tam anlamıyla bir bozguna uğrattı. Özellikle dünyanın en büyük sanayi devi olan ve aynı zamanda en büyük sanayi ihracatçısı da olan Almanya için durum diğer ülkelere göre biraz daha kötü diyebiliriz. Çünkü özellikle bu dönemde ulaşım sektörü durma noktasına geldi ve Alman uçak sanayi devi Airbus milyonlarca dolar zarara uğradı. Akabinde çalışan azaltma yoluna gitti. Bu Airbus gibi birçok dünya devi Alman markası işçi çıkarma , üretimi durdurma kararları almalarına sebep olmuştur.
Dünyanın Sanayi Lokomotifi Alman Ekonomisi Çöküşte Mi?
Öncelikle Alman ekonomisinin Hitler gibi bir liderden bu günlere kadar olan dönemlerine bakalım.
Sanayi Devrimine Sonradan Dahil Olmuş Bir Ülke İçin İnanılmaz Bir Başarı
Sanayi devrimini baz olarak ilerleyecek olursak Almanya ,İngiltere ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinden neredeyse bir asır sonra sanayi devrimine başlayabilmiştir. Fakat süreci oldukça hızlı yöneten Alman hükümeti sanayi devriminde diğer ülkeleri yakalamıştır.
1800’lü yılların ortalarında ‘’ demiryolu çılgınlığı ‘’olarak da bilinen demiryolu ulaşımının ivme kazanmasıyla ülkenin neredeyse her yerine raylar döşenmeye başlanmış. Tren fabrikaları sanayinin öncüsü olmuştur. O dönemlerde birleşik olan Alman devletleri arasında ticareti serbestleştirmek için, gümrük birliği kurulmuştur.
Bu hamle üretilen ürünler için yeni pazarların açılmasını ve ticaretin artmasını sağlamıştır. Ticaretin artmasıyla birlikte mühendis, mimar ve makinistlerden oluşan bir havuz yaratılmıştır. Bunun sonucu olarak da kömür ve demir yatırımları canlanmaya başlamıştır.
Almanya topraklarında bulunan birçok madenin kontrolü kısaca ekonomiye dair alınan kararların çoğu Fransa’nın elindeydi. Politika ve toplum ile ilgili olarak, 1881-1889 yılları arasında dönemin Başbakanı Otto von Bismarck, sosyal sigorta ve iyileştirilmiş çalışma koşulları sağlayan yasaları teşvik etmişti.
Dünyanın ilk refah devletinin kurulmasını sağlamıştı. Almanya’ya, genel sağlık, zorunlu eğitim, hastalık sigortası, kaza sigortası ve emeklilik maaşı gibi sosyal sigorta programlarını ilk tanıtan kişi olmuştur. Dahası, hükümetin evrensel eğitim politikası, dünyanın en yüksek okur yazarlık oranıyla – %99 – ulusa daha fazla insanla ulaşan eğitim düzeyleri ile sayıları işlemede iyi daha fazla mühendis, kimyager, gözlükçü, fabrikalar için vasıflı işçi, yetenekli yönetici, bilgili çiftçi ve yetenekli askeri personelle Almanya’da meyve vermiştir.
1900 yılına gelindiğinde Almanya Britanya ve ABD’yi çelik üretiminde geride bıraktı. Aynı zamanda devasa nüfus artışıyla beraber üretime katılan çalışan sayısı da 1895 yılında yarım milyon iken 1907 yılına gelindiğinde bir milyona ulaşmıştır.
Alman sanayisi 1913 yılında GSYİH ‘nın (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) %60’ını oluşturmaktaydı. Almanya 1914 yılında dünyanın elektrikli aygıtların yarısını üretmekteydi. Aynı zamanda ihracatı devasa boyutta artan Almanya dünyanın en büyük ihracatçılarından biri konumuna gelmiştir.
Hitler Yönetiminde Alman Ekonomisi
İşsizliğin patlama noktasında olduğu zaman Naziler iktidara gelmişti. Fakat dev kamu projeleri sayesinde tam istihdam sağlandı.
Hitlerin izlediği en önemli politikalarından biri olan , hammadde sıkıntısı çeken büyük işletmelere hammadde sağlanmasıdır. Ve işletmelerle güçlü ilişkiler geliştirilmesiyle beraber kontrollü bir şekilde işçiler sendikalaşma sona erdirilerek tek çatı altında toplandı .
Ulusal İşçi Servisi(RAD) ve Alman Emek Cephesi (DAF) oluşturuldu. Aynı zamanda çalışma koşullarını belirleyen İşgücü Güzelliği (SDA) ve işçiler için spor kulüpleri kuracak Neşeden Güç Doğar(KDF) kuruldu.
Naziler döneminde ekonominin neredeyse hiç kötü bir duruma gelmediğini söyleyebiliriz. Çünkü insan gücüne ve tabi ki makine gücüne fazlaca yatırım yapan bir iktidar vardı.
Neden Tek Bir Ekonomik Bölge Yok?
Almanya sanayi endüstrisine baktığımızda dünyaca ünlü markaların faaliyet gösterdikleri lokasyonlar birbirinden oldukça farklıdır.Örneğin ülkemize baktığımızda sanayileşmiş şehirler bellidir. Fakat Almanya’da bu şekilde bir konumlaşma yok.
Çünkü Almanya federasyon olarak çok merkezli bir ülkedir ve tek bir ekonomik merkeze sahip değildir.Her eyalette bir şirket en azından bir şirket faaliyet göstermektedir. En büyük otomobil üreticileri Wolsburg’da (Volkswagen),Stuttgart’ta (Mercedes Benz ve Porsche) yer almaktadır.Ve daha birçok ünlü marka bu şekilde eyaletlere ayrılmıştır.
Covid-19 Pandemisinde Alman Ekonomisi
Özellikle bu dönemde GSYİH’lalarının (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) neredeyse yarıdan fazlasını ihracat yaparak kazanan , Almanya gibi ülkeler derin bir dar boğaza girdi.
Daha önce bahsettiğimiz gibi dünyaca ünlü birçok Alman markası üretimi durdurdu.İşçi çıkararak küçülme yoluna gitti. Almanya Maliye Bakanlığının verilerine göre Almanya tarihindeki en büyük resesyonun (durgunluk)beklendiği açıklandı.
Maliye Bakanı Peter Altmaier ihracatın %11 civarında düşmesi ve büyümeyi de eksi 6.3 olarak tahmin ettiklerini dile getirdi.
Almanya ekonomisinin ancak önümüzdeki yıl toparlanabileceği yönünde öngörüler var. Fakat salgın öncesi ekonomik seviyeye dönmek için 2022 yılında (tabi salgının gidişatına göre) ancak ulaşabileceklerini açıkladı .
Covid-19 salgını hala devam etmekte. Fakat üretimin yavaş yavaş başlamasıyla beraber ekonominin ne kadar açıkları kapatamayacak seviyede olsa da artmaya başladığını görüyoruz.