Dünyadaki En Trend Startup Projeleri

startup

Paylaşmayı unutmayın.

Dünyadaki En Trend Startup Projeleri– Girişimler herhangi bir pazar ihtiyacını giderme amacı taşıyan yenilikçi bir ürün, süreç ya da servis sunar.

Bir girişim genellikle hızlı bir şekilde ölçeklenebilir bir iş modeli ortaya çıkarmak için kurulan küçük bir işletme, ortaklık veya organizasyondur. Girişimciler daima gelecek için hareket eder. Eğer bir girişimci risk alma cesaretini yitirirse başarısızlığını ilan etmiş olur. Bundan ötürü, girişimciler geri adım atmaktan korkmamalı, yeniden başlama gücüne sahip olmalıdır. Ayrıca elde ettikleri sonuçları değerlendirebilmelidirler. Daha çok çalışmak yerine verimli bir çalışmayı benimserler. Bunun gibi aktif adımları uygulayan girişimciler Dünyadaki En Trend Startup Projeleri listesine adım atmış olurlar.

1. Biyoteknoloji Girişimleri

@shooliniuniversity

Dünyadaki En Trend Startup Projeleri denince birinciliği bilim ve teknolojinin mükemmel uyumu kapıyor. Biyoteknoloji; hücre ve doku biyolojisi kültürü, moleküler biyoloji, mikrobiyoloji, genetik, fizyoloji ve biyokimya gibi birçok alanı kapsıyor. Doğa bilimlerinin yanı sıra makine mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği ve bilgisayar mühendisliği gibi mühendislik dallarını da kapsıyor.

DNA teknolojisiyle bitki, hayvan ve mikroorganizmaları geliştirirler. Daha sonra, doğal olarak var olmayan veya ihtiyacımız kadar üretilemeyen yeni ve az bulunan maddeleri elde etmek için kullanırlar. Daha şimdiden 299 milyar dolar değerinde olan bu endüstriye yatırımlar hız kesmeden devam ediyor.

2. Dijital İnovasyon Afrika’ya Yayılıyor – Dünyadaki En Trend Startup Projeleri

@newsweek

Startuplar ve risk sermayesi paraları Afrika’ya taşınmaya başlıyor. Bu ülkedeki yatırımlar birçok kez çok riskli kabul edildi. Fakat bir yandan kıtadaki kullanılmayan potansiyeli birilerinin keşfetmesi gerekiyordu. 2021’de, küresel VC büyümesinin ortasında, Afrika teknolojisi, Dünyadaki En Trend Startup Projeleri arasında geçen yılki faaliyetin 2 katı ve yatırılan miktarın 3 katından fazlası ile diğer tüm bölgelerden daha hızlı büyüdü.

Örneğin, Kenya merkezli Twiga Foods, ticaret ve envanter takibi için mobil uygulama gibi teknolojilerin yanı sıra bir gıda dağıtım ağı ve altyapısı oluşturuyor.

Goldman destekli bu girişim şu anda Kenya’daki 17.000 çiftçiyi 35.000 satıcıya bağlıyor. Ve bu sayı günden güne hızla artıyor. Bu sayede, Twiga tipik hasat sonrası kayıpları ortalama %30’dan %4’e kadar azalttı. Kıtada bunun gibi devam eden kazançlar, daha fazla VC destekli ​girişimlerin kapısını açıyor.

3. Sürdürülebilir Finans Ana Akım Haline Geliyor

@setav.org

Sürdürülebilir finans, çevresel ve sosyal getirileri göz önünde bulundurarak yatırım yapma uygulamasıdır. İş dünyasının ve toplumun kalıcı yararı için çevresel, sosyal yönetişim kriterlerini iş veya yatırım kararlarına entegre eder. Yani her türlü finansal hizmeti kapsayan sorumlu bir finansal sistemi öngörmektedir.

Günümüz yatırıcımlar arasında bu kavram giderek daha yaygın hale geliyor. Örneğin, gıda girişimi Beyond Meat, sığır eti gibi görünen, pişiren ve tadı olan bitki bazlı burgerleriyle popülaritesini hızla artırdı.

4. Kendini Kanıtlamış İş Modelleri Yeni Coğrafyalara Yayılıyor

Uber Eats , GrubHub, Getir ve DoorDash gibi girişimler, kendi alanlarında çoktan başarılarını kanıtlamış girişimler. Benzer şekilde, geleneksel taksi endüstrisini büyük ölçüde sarsan Uber ve Lyft araç çağırma uygulamaları arasında akla ilk gelen isimlerden. Birçok girişimciyi cesaretlendiren bu projeler sayesinde yeni fikirler farklı coğrafyalara açılıyor.

@Intra- Acp

Mesela, Glovo’nun bu açıdan güzel bir hikayesi vardır. 1.2 milyar dolarlık fon toplayan bu İspanyol girişimi, başlangıçta Avrupa çapında faaliyet gösteriyordu. Ancak şu anda hem Güney Amerika hem de Kuzey Afrika’daki operasyonlarını da genişletiyorlar. Ayrıca Glovo sadece yiyecek değil, her türlü ürünü teslim etmeleri açısından benzersiz! Akıllı telefon aksesuarları, evcil hayvan maması, çiçekler… Anlayacağınız ne ararsanız var!

5. Kodsuz Bir Başlangıç ​​Patlaması

@compTIA

“Low-code” denilen düşük kodlu bir geliştirme platformu aramaları son 5 yılda %614 arttı. Düşük kodlu bir geliştirme platformu, bir grafik kullanıcı arabirimi aracılığıyla uygulama yazılımı oluşturmak için kullanılan bir geliştirme ortamı sağlar. Düşük kodlu bir platform, tamamen operasyonel uygulamalar üretebilir. Ya da belirli durumlar için ek kodlama gerektirir. Yani düşük kodlu geliştirme platformları, harcanan geleneksel süreyi azaltır. Bunun yanı sıra, iş uygulamalarının daha hızlı teslim edilmesini sağlar. 

Örneğin, Makerpad, kodsuz inşaat yapan girişimciler için bir öğretici platformdur. Bu öğretici platform birçok kullanıcı çok beğenildi ve başarı ile büyümeye devam ediyor.

6. Paylaşım Ekonomisi Yeni Sektörlere Ulaşıyor –Dünyadaki En Trend Startup Projeleri

@isfikirleri

Bu ekonomi sahibince nadir gereksinim duyulan bir ürünün ya da hizmetin sahibince kullanılmadığı zamanlarda ihtiyacı olan başka kullanıcılara, uzmanlaşmış bir pazarlayıcı tarafından sunulması ve kullanıcının ödediği kullanım ücretinden pazarlayıcının bir pay alması temelli alışveriş düzenidir.

Paylaşım Ekonomisi Neden Önemli? –Dünyadaki En Trend Startup Projeleri

Bu düzen daha önce yüksek yatırım gerektiren gereçlerin firmalar arasında birbirlerine kiralamaları şeklindeydi. İnternet üzerinden ve akıllı telefon yazılımları aracılığı ile yapıldığında hem işlemin ucuza mal olması hem de anında karara bağlanıp işleme konulabilmesi ile dikkat çekti. Üstelik internet üzerinden kişisel alışveriş geçmişinin görülebilmesi, ödeme, haberleşme, coğrafi takip gibi başka hizmetlerle birleştirilebilmesi hızla artmasına imkan verdi. Daha küçük ölçekte ama çok daha yüksek sayılarda işlemlerin söz konusu olduğu alanlara yayılmasına da olanak verdi.

@medium

Örneğin Airbnb, ev sahiplerinin ek gelir elde etmek için uzaktayken evlerini kiralamalarına fırsat verdi. Airbnb birçok gezgin için daha ucuz ve pratik bir seçenek olduğundan bu geleneksel otel endüstrisini sekteye uğrattı. Önümüzdeki on yıl, startuplar gücünü diğer sektörlere yaymaya çalışacak. Bu sayede paylaşım ekonomisi birçok alana yayılacak.

7. Agtech Oldukça Talep Görüyor

@seoulz

İnsanlar sürdürülebilir çiftçiliğin ötesine geçmeye çalışırken tarımsal teknolojiye ihtiyaç duyuyor. Tarım teknolojisi veya agroteknoloji, verimi, verimliliği ve karlılığı artırmak amacı taşıyor. Kavramı açmak gerekirse tarım, bahçecilik ve su ürünleri yetiştiriciliğinde teknolojinin kullanılması olarak adlandırılıyor. Tarım teknolojisi, çeşitli girdi/çıktı süreçlerini iyileştiren, tarımdan türetilen ürünler, hizmetler veya uygulamalardır. Sürdürülebilir tarım, çoğunlukla bozulmuş olan üst toprak ve ekolojik sistemlerin statükosunu korumaya çalışır. Anlayacağınız, Agtech toprağı hem iyileştirme hem de verimini kullanmayı hedefler.

Teknoloji ile Toprağı İyileştirelim

Söz konusu toprağın iyileşmesi olunca rejeneratif tarım terimi hayatımıza giriyor. Rejeneratif tarım, ekili arazilerdeki toprak koşullarını iyileştiren uygulamalar için kullanılan genel bir terim. Bazı rejeneratif uygulama örnekleri arasında sentetik pestisit ve gübre kullanımının azaltılması, daha az sıklıkta toprak işleme ve örtü ekimi yer alıyor. Bu, kendi kendini besleyen bir süreçle toprağı iyileştirmek ve insanların çevre üzerindeki etkisini tersine çevirmek anlamına gelir.

@agroverdad

Agtech yenilikleri, havalandırma ve solunumu ölçen IoT toprak sensörleri gibi teknolojiler verimi artırıyor. Örneğin, dijital hayvancılık teknolojisi firmalarından biri olan Antelliq 2,4 milyar dolarlık bir değere sahip. Kullandıkları akıllı etiket ürün kategorileri, çiftçilerin hayvanları daha kolay takip etmelerini ve izlemelerini sağlıyor.

KAYNAK: EXPLODING TOPICS, WIKIPEDIA

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar