Ateş, Su, Toprak, PAZARLAMA!
Dört elementi açıklıyoruz ”Ateş, Su, Toprak, Pazarlama!’
Evet, yanlış okumadınız: pazarlama…
Pazarlama, herhangi bir tercihe bağlı olmaksızın, hayatımızın her alanında yer alan bir kavramdır. Günlük hayatımızda birçoğumuz, farkında olmadan pazarlama stratejilerinin akımına kapılırız ve tercihlerimizi bu stratejiler çerçevesinde yönetiriz. Tercih ettiğimiz ürünlerin kalitesi ya da taleplerimizi karşılama kabiliyeti bizim için oldukça önemlidir. Firmalar içinse, doğru pazarlama stratejileri ile doğru hedef kitleye ulaşabilme hayati önem taşır. Doğru ve aktif bir şekilde yürütülmeyen pazarlama stratejileri ise firmalar açısından istenmeyen sonuçlar doğurabilir.
İşte bu yazımızda, firmaların pazarlama stratejilerinde yaptıkları hataları sizlerle paylaşıyoruz.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, hepimizin bildiği gibi artık teknoloji çağında yaşıyoruz. Bunun en önemli getirisi olan sosyal medyanın gücünü de yadsıyamayız. Bu durum firmalar için az maliyetle çok kişiye ulaşmak bakımından oldukça önemlidir. Ancak bu durum avantaj olarak kullanılabileceği gibi yanında birçok dezavantaj da getirebilir. En ufak kurumsal kimlik duruşunu zedeleyecek durumların ve yapılan pazarlama hatalarının, sosyal medya kullanıcıları tarafından asla affedilmeyecek olması bu dezavantajlar arasında sayılabilir. Bunun yanında, kullanıcılar olumlu hallerde firmaları takdir etmeyi ve yüceltmeyi de es geçmezler. Bu nedenle sosyal medya üzerinden yürütülecek olan herhangi bir pazarlama/reklam kampanyası ya da tüketicilere verilecek subliminal mesajlar; ince elenip sık dokunmalı, herhangi bir girişimde bulunmadan bunun üzerinde uzun uzun çalışılıp tekrar tekrar düşünülmelidir.
İkinci kilit nokta ise süreklilik!
Sosyal medya, televizyon, gazete, dergi ya da daha farklı bir yolla yapılan pazarlama/reklam çalışmaları sürekli olmalıdır ki tüketici hafızasında kalıcı olsun. Uygulanan pazarlama taktiği ne kadar ilgi çekici olursa olsun, sürekli olmadığı taktirde, ürün ya da ürünler tüketiciler tarafından hatırlanmaz ve buna bağlı olarak da tercih edilmez.
Bir diğer nokta, reklam kampanyalarının içeriği ve ilgili hedef kitleye uygunluğudur. Firmalar pazarladıkları ürünlerin hedef kitlesini iyi belirlemeli ve bu kitleye uygun reklamlar tasarlamalı ya da pazarlama stratejileri geliştirmelidir. Buna ek olarak reklam metinleri oldukça sade, anlaşılır ve aynı zamanda çarpıcı olmalıdır. Yetişkin bir kişinin ortalama dikkat toplama süresinin 2.8 saniye olduğu gerçeğini de düşünürsek, uzun ve kafa karıştırıcı metinlerin ilgi çekmekten ziyade itici olacağı açıktır.
Bir markanın dikkat etmesi gereken önemli bir nokta da sosyal medyada ya da iş ortamında sürekli kendi hakkında konuşmaması gerektiğidir.
HupSpot CMO’su Mike Volpe, bu durumu şu şekilde örneklendiriyor “Bir kokteyl sırasında sürekli kendi hakkında konuşan, başkalarının anlattıklarıyla ilgilenmeyen ve işinin, hayatının ve hobilerinin reklamını yapan bir konuk düşünün. Hepimiz bu tiplerden nefret ederiz. İş sosyal medyaya gelince pazarlamacılar da tüketicinin durmadan markaları hakkında bir şeyler duymak istediğini varsayar. Aslında durum hiç de böyle değil. En iyi markalar, zamanının %70-80’ini temel izleyicilerinin yaşamına ve çalışmasına göre içeriği tartışmaya ayırıyor. Sadece geri kalan %20-30, zamanını ürün veya servisle ilgilenerek geçiriyor. İş, sosyal medyaya geldiğinde kesinlikle yapmanız gereken konuştuğunuz kadar dinlemeye zaman ayırmanızdır. Tüketicinizin deneyimlerine dair ne söylediklerini, ihtiyaçlarını, markanızla en çok hangi konuda iletişim kurduklarını ve hangi içeriğin en çok sosyal paylaşımları etkilediğini gözlemleyin. Daha sonra bunları aynı doğrultuda markanızın sosyalliğine adapte edin.” Sonuç olarak firma sahipleri ya da temsilcilerinin yapması gereken şey; çok dinleyip az ve yerinde konuşarak etkili bir tanıtım yürütmek.
Yapılan bir araştırmaya göre insan beynine iletilen bilginin %90’ını görseller oluşturmaktadır. Bu nedenle yürütülen kampanyada görsel ögelerin ön planda olmaması, kampanyanın işe yarama oranını büyük ölçüde düşürecektir.
Bonus:
Bu konu ile ilgili olarak “Bu Topuk Seslerine Kulak Verin! Türkiye’de Pazarlamanın 3 Başarılı Kadını!” yazımızda yer alan kadınların pazarlama alanında nasıl başarılı olduklarını okuyabilir ve onların atmış oldukları adımları takip ederek de başarıya doğru yol alabilirsiniz.
Eğer bir ürün pazarlamaya ya da firmanızın reklamını yapmaya çalışıyorsanız, üstelik bu konuda hedef kitleye ulaşma aracı olarak mail ya da mesaj yöntemini seçtiyseniz; mail/mesajlarınızı hedef kitleye iletmek için ”Pazartesi Sendromu” faktörünü mutlaka göz önünde bulundurun.