Bir Şeyleri Kaçırmak Hiç Bu Kadar Keyifli Olmamıştı – JOMO

Paylaşmayı unutmayın.

Zaman zaman sosyal medya hesaplarından uzaklaşıp, gündemi, haberleri hatta yakın çevrenizin o an ne yaptığını bile bilmek istemediğiniz anlar oluyor mu? Bazen kendi duygu ve düşüncelerimize odaklanmak bir ihtiyaç haline gelebiliyor ama fırsatları, gündemi kaçırma korkusuna yenik düşebiliyoruz. Bunun için küçük bir öneri mevcut: JOMO. Belki de bir şeyleri kaçırmak sandığımızdan daha keyiflidir…

FOMO vs JOMO

FOMO yani ”fear of missing out”. ”Bir şeyleri kaçırma korkusu” olarak da bilinen FOMO, son yılların yeni hastalıklarından biri olarak karşımıza çıkmıştı. Fırsatlar, gelişmeler, takip edememe ve kaçırma kaygısı olarak da birçok alanda karşılık bulan bir terim haline geldi. İnsanın herhangi bir gelişmeyi takip etmediğinde kendisi için bir eksiklik olduğunu düşünmesi hali olarak da açıklayabiliriz. Örneğin, sosyal medyada arkadaşlarının durumlarından haberdar olma isteğine karşı koyamayan ve durumları sürekli takip etme isteğinde olanların yaşadığı durum.

Çağın gereği internet her an elimizin altında. Kolay ulaşılabilir olduğundan her şeyi takip etmek bizler için artık bir o kadar hızlı bir şekilde ilerliyor. Sadece bizim için değil, herkes için böyle olduğunu düşününce burada da hız yarışı devreye giriyor. Saniyeler içinde telefona bakıp, telefonu elinizden düşürmediğiniz bir döneminiz oldu mu? Yolda yürürken, otobüste binerken, arkadaşlarınızda birlikte keyifli zamanlar geçirirken bile… Böyle dönemlerde insanlar telefonunu kontrol etme ihtiyacı duyoyorlar çünkü orada olmadığı anlarda, daha çok eğlenen insanların olabileceğini ve onları görmeleri gerektiğini söylüyorlar.

FOMO artık çok alışıldık bir durum peki ya JOMO nedir?

2011 yılında FOMO kavramı ortaya çıkaran Caterina Fake, “Dikkatimiz, merakımız kullandığımız sosyal ağların para birimi” olarak tanımlamış. Oysa tecrübeler ve araştırmalar öyle demiyor. Zira sosyal medya bağımlılığı insanları daha mutlu hale getirmiyor. Aksine depresyona kadar uzanan bir sürü rahatsızlığa sebep olabiliyor. JOMO ise tam burada devreye giriyor.

JOMO, 2012 yılında yani FOMO’dan bir yıl sonra, Caterina Fake’in yakın arkadaşı Read Anil Dash tarafından ileri sürülen bir kavram. Sosyal medyada bir şeyleri kaçırmanın keyfini ifade eden bu kavram bizleri gerçek yaşama çağırıyor. Yani bir yandan yakınlarımıza, sevdiklerimize ve kendimize dönmenin keyfini anımsatıyor. Düşünsenize bazı duygularınıza odaklanmayalı ne kadar oldu? Heyecan, güven gibi temel ihtiyacımız olan duygulara erişimimiz sosyal medyanın dışında da var. Ancak sürekli orada olmak isterken bu nasıl mümkün? Kısacası JOMO ile mümkün.

@CaterinaFake

JOMO, sosyal medyadaki tüm bu rekabet, merak ve anksiyeteden uzak durmayı tercih etmek anlamına geliyor. Böylesi bir durumun sizin kendine ayıracağınız zaman ve enerji karşılığı ne ile paha biçilebilir? Hadi düşünelim. JOMO’nun en güzel yanı, olup bitenden uzak kalmanın sevincini yaşamak için özel bir yöntem izlemeye veya özellikle bir şey yapmaya gerek olmaması. Siz hala hiçbir şey yapmadan durmanın ya da sosyal medyadan uzaklaşmanın zor olduğunu düşünüyorsanız birkaç önerimiz var.

Çevrimdışı kalın

Yalnızca bir süre deneseniz bile belki iyi gelecektir. Kontrollü olmak ve beklemek önemli. Hiçbir şekilde televizyon, dergi, sosyal medya, bilgisayar, cep telefonu gibi araçlar kullanmayın. Bir süre olan bitenden uzak kalmak oklarınızı kendinize çevirdiğinizde ve bundan da keyif aldığınızı hissedebilirsiniz.

Yakın çevrenizi biraz değiştirin

İlla ki sosyal medyada sürekli aktif olan insanlar vardır etrafınızda. Ancak bir süre sizi bu mecralara teşvik eden arkadaşlarınız ve yakınlarınızdan uzak durmayı deneyebilirsiniz. Ya da onlara bu durumu izah edip merak etseniz bile etmediğinizi söyleyebilirsiniz. Tatlı, beyaz bir yalan 🙂

Hayır demeyi öğrenin

Özellikle kendinize. Bir şeyleri değiştirmek ve hayatınızı düzene sokmak istiyorsanız önce kendi iradenizi sınamayı öğrenmelisiniz. Bir kere oldu yapamadım demek tekrarlayan bir durum haline gelip sizi kendinizden uzaklaştırabilir. Bu yüzden ilk seferinde bile kendinize hayır diyip biraz daha sabredin.

Ana odaklanın

Gerçek güzelliklerin değer önerisinden çok uzaklaştık. Bunu dijitalleşme, sosyal medya kültürü, yeni toplumsal algılar yarattı. Ancak an hala çok güzel. Ve gerçek olan, farkında olmamız gereken çoğu şey anda saklı. Bir şeyler uzak kaldığınızda buna odaklanıp bunun tadını çıkarmaya çalışın. Pişman olmayacaksınız.

Bonus: Kendinizi Geliştirin – Hayatınıza Yön Verecek 10 Beceri

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar