Chobani: Milyon Dolarlık Yoğurt
Chobani, Yunan konseptli yoğurt ile kısa sürede Amerika’da en çok satan yoğurt markasıdır. Marka, Fast Company dergisi “Dünyanın En Yenilikçi Şirketleri 2017” listesinin gıda ve sosyal fayda kategorilerinde 1 numarada yer almıştır.
Ayrıca şirketin CEO’su Hamdi Ulukaya, Ernst & Young’ın “Dünyada Yılın Girişimcisi Ödülü”nü kazanmıştır. Ürünün bu başarısını, hangi stratejik hamleler ile yakaladığına bir de yakından bakalım istedik.
Nasıl başladı?
Hamdi Ulukaya, babasının köyde yaptığı peynirleri Amerika’da satmakla işe başlamış. Ulukaya, bir gün masasında bulduğu, üzerinde “makineleriyle beraber satılık yoğurt fabrikası” yazan ilanı çöpe attıktan yarım saat sonra, kendisini çöpün içinde ilanı ararken bulmuş.
İnsanların karşısına bu tip fırsatlar çıktığını ama kendisinin bunu fark edip değerlendiğini söylüyor. Bu sebeple o çöp kutusunun, Ulukaya’nın hayatının dönüm noktası olduğu ortada olan bir gerçektir.
Peki, Neden Yunan Yoğurdu?
Hamdi Ulukaya, Amerikan tarzı yoğurdu fazla şekerli, sulu ve yapay bulmuş. O andan sonra, ABD pazarı için kaliteli, lezzetli, doğal ve uygun fiyatlı bir süzme yoğurt yaratmak amacı ile bu sürece girmiş. Yoğurt ustası Mustafa Doğan’ı Türkiye’den ABD’ye getirtmiş. Birlikte yeni yoğurdu mükemmel hale getirmek için farklı sıcaklık ve sürelerde çeşitli mayalarla yüzlerce deneme yaptıktan sonra, istedikleri lezzet, kıvam ve doğal raf ömrüne sahip bir yoğurt elde etmeyi başarmışlar.
ABD’de içerisinde Yunan yoğurdu niş bir pazarken, bu pazarı alıp yüksek bir yere getirerek başarıyı elde ettikleri ortada.
Ve Pazarlama Faaliyetleri
Chobani yoğurtlarını, herkesin satın alabilmesini isteyen Ulukaya, bu nedenle ürünün pazarlanmasında butik dükkanlardan ziyade büyük marketlerin ve ülke genelinde yaygın zincir marketlerin süt ürünü reyonlarını hedef almış. Böylece de markanın hızla büyümesini ve tüketiciler tarafından benimsenmesini kolaylaştırmış. Yeni kurduğu şirketi, marketlere raf kirası ödeyecek durumda olmadığından Ulukaya, ürününü raflara koyabilmek için marketlere para yerine yoğurt ile ödeme yapmış. Bu sayede yoğurdu satıldıkça raf kirasını zaman içinde ödeme imkanını da pazarlığa dahil etmiş bulunmakta.
Marketlerde yoğurdunu müşterilere tattırarak, beğenenlerin hemen satın almasını sağlamış Ulukaya. Geleneksel pazarlama tekniklerine ayıracak bütçesi olmadığı halde ekibinin sosyal medya aracılığıyla tüketicilerle sürekli ve doğrudan iletişim halinde olmasını da sağlamış.
CHOmobile adını verdiği bir tadım kamyonuyla Amerika’nın dört bir yanında festival, resmi geçit ve genel olarak ailelerin katıldığı diğer etkinliklerde bedava yoğurt dağıtmış.
Yoğurdunun pazarda yerini almasından sonra yenilikler konusunda da geç kalmamış Ulukaya. Çocuklar için tasarlanmış yoğurt olan Chobani Champions ile başlayarak markasına yeni ürünler eklemeye yönelmiş. Küçük kaselerde yer alan çikolatalı Chobani Bite, üzerine dökülecek malzemelerin kasenin ayrı bir bölmesinde sunulduğu Chobani Flip ve sadece doğal bileşenlerden imal edilen ilk ve tek 100 kalorilik Yunan yoğurdu olarak pazarlanan Chobani Simply 100 takip geliştirilmiş.
Sadece Amerika’da mı?
Elbette küreselleşme yolunda da adımlar atıldı. 2011’de Melbourne’lu süt ürünleri üreticisi Bead Foods’u satın alarak Chobani yoğurdunu Avustralya’da üretmeye ve satmaya başladı.
Ürünün Avustralya’da elde ettiği başarı üzerine Chobani, 2014’te Singapur, Malezya ve Panama’dan başlayarak dağıtım alanına Asya ve Latin Amerika’yı da dahil etti.
Bazıları yalnızca bakar; bazıları ise görür. Bizler bu başarıyı, bakmaktan öte görmek, daha ötesinde hayata geçirmek ve daha da geliştirerek zirve konumlandırmasını gerçekleştirmek olarak görüyoruz.