Bir Kromozom Farkla Bin Adım Önde: Down Sendromu

Paylaşmayı unutmayın.

Down sendromunun ana nedenini artık bilmeyen kalmamıştır diye umut ediyoruz. Bu sendromun bir hastalık değil, genetik farklılık olduğunu ve aslında onları özel kıldığını da biliyoruz. 21 Mart tarihi resmi olarak Dünya Down Sendromlular Günü olarak tanımlanıyor.

Neden 21 Mart olduğunu hiç merak ettiniz mi?

Sıradan bir insanın vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken, Down Sendromuna sahip birinde 21.kromozomun 2 yerine 3 kopyası bulunuyor. 21.3 ile bu tarihte kutlanan gün ise aslında bir kromozomun önemini vurgular nitelikte. Ve elbette bu kromozomal farklılık bir kusur değil! Çünkü onların başarabildiklerini ve zihinsel becerilerini kullanarak normal dediğimiz insanlardan çok daha güzel işlere imza attığını gördükçe bunu söylemek zaten mümkün değil… Hatta başlıktan da anlayacağınız üzere, bazen bir kromozom farkla bin adım önde olduklarını gördüğümüz kişilerden bahsediyoruz.

Down Sendromuna sahip biri öğrenme zorluğu yaşar; çünkü analitik zeka dediğimiz kavram sendrom ile birlikte yarıya iner. Fakat doğru yetiştirilme ve eğitim ile birlikte aşılamayacak bir durum olmadığının da örnekleri var.

Onların başarılarına bir bakın!

Pablo Pineda

İspanyol asıllı bir aktör olarak 2009 yılında bir film festivalinde tanıdığımız Pineda, Avrupa’da aldığı lisans eğitimden sonra üniversite eğitimini tamamlayan ilk Down Sendromlu İspanyol vatandaşı olarak kendini tarihe kazıyor.

”Yo, también” filminden sonra İstanbul’a gelen Pablo Pineda, Cervantes Enstitüsü’nün Film Gösterim Merkezi’ndeki gösterimin ardından “Toplumun genelinde bizim gibi engelli insanların sevemeyeceğine, aşık olamayacağına, cinsel ilişkiye giremeyeceğine yönelik bir algı var. İşte bu film, bizim de bir insan olduğumuzu, bizim de duygularımızın var olduğunu anlatıyor.” diyerek farkındalığı ve kendine has dünyasıyla kendine hayran bırakıyor.

Zekası ve mizah anlayışı takdire şayan!

Doğru eğitilen ve yetiştirilen Down Sendromlu kişilerin IQ’larının 90’a kadar çıktığı bilinmektedir. Bu da IQ’nun genelinde olduğu gibi Down sendromuna sahip olan kişilerin, alınan eğitim ve yapılan çalışmalar ile geliştiğini gösterir. Erken yaşta başlanması ile ciddi yol alınacağını söyleyen uzmanlar, Down Sendromlu çocuklar iyi bir eğitimle normal birey şeklinde hayatlarını sürdüreceklerini söylüyorlardı. Onlara imkan tanıyanlar ise hayatı sürdürmenin yanı sıra meslek edinebildiklerini gördüler. Bunun için önemli olan şey ise fizik tedavi, özel eğitim ve dil terapisine gibi bazı profesyonel yardımlar oluyor.

İstediğinde kim neyi başaramaz ki?

Zhou Zhou

Zhou bir orkestra şefi… Ve onların tabiri ile “zihinsel engelleri olan kişilerin yanlış anlaşıldığı ve marjinalleştirildiği” bir ülkede Çin’de doğdu. Bir gün, belgesel film çekmek isteyen bir öğrenci, Zhou Zhou’nun şefin hareketlerini tam olarak taklit ettiğini fark etti. Sonrasında Zhou Zhou’ya bu orkestrayı yönetmeyi isteyip istemediği soruldu, Zhou Zhou batonu aldı ve sahne sırası Zhou’ya geçtiğinde herkes şaşkın bir sessizlik onun performansını izledi. Gerisi ise tarih… Çünkü şimdi Zhou dünya çapında saygı gören bir orkestra şefi!

@oddee

Eli Reimer

On beş yaşındaki Elisha “Eli” Reimer’dan bahsetmeden olmaz! Çünkü Eli Everest Dağı’na tırmanan Down Sendromlu ilk kişi oldu. Eli, Everest’in Nepal’deki ana kampına 10 günlük bir yürüyüşten sonra toplam 70 mil yüksekliğe ulaştı. Bir yıllık bir hazırlık sürecinin ardından ailesi ile birlikte büyük bir zafere imza attılar. Bazen sadece inanmak yeter. Bu inanç ve disiplini birleştirebildiğimiz sürece başarı elde etmenin hiç de zor bir şey olmadığını gösterdi.

@trek4tef

Eli, Zhou ve Pablo gibi binlerce örnek sıralanabilir. Çünkü her gün başka bir Down Sendromlu birilerine ilham veriyor. Zihinsel olarak bazı becerileri öğrenmek zorunda olsalar da duygularının bizimkilerle aynı olduğunu unutmadan, inancımızı tazeleyen her birine sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Kendi hayatlarımıza sınır koymadan onlar için gerekli farkındalıkları sağlamış olmak dileğiyle…

 

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar