Herkesi Kıskandıran Kadın: Tomris Uyar

Tomris Uyar

Paylaşmayı unutmayın.

Sınır tanımayan hayatı ve ilham kaynağı aşkları ile Tomris Uyar, günümüzde hala erkekleri kendine hayran bıraktığı gibi kadınları da kıskandırmaya devam ediyor. Uyumsuzdu ama topluma uyumsuzdu. Bakmayın aşklarından bahsettiğimize kendisi haz etmezdi aşkları ile anılmaktan.

Şiirler yazdıran bu asi kadın, hiç şiir yazmadı ama öyküleri ve çevirileri ile hayat verdi edebiyata. İlk öykü dosyası Papirüs dergisi, yangında kül olsa da o hiç vazgeçmedi yazmaktan ve ardından İpek ve Bakır isimli ilk kitabını yazdı. Ama hep karamsardı bu asi kadın. Sorulduğunda ise: “Bayağılar, yoksulluklar, kırımlar her an gözümün önündeyken, oyalayıcı bir şey yazmaktansa kopkoyu bir karamsarlığı yeğlerim.” diyordu. Belki de bu karamsarlığı, kolej aşkı olan Ülkü Tamer ile evliliğinde Ekin isimli bebeğinin sütten boğulmasına bağlıydı, kim bilebilir.

Şimdi Tomris Uyar’ın ilham kaynağı aşklarına bir bakalım…

Cemal Süreya

cemal süreya

Cemal Süreya ve Tomris’in üç yıl süren bir ilişkisi oldu ve bu edebiyat tarihinin en verimli üç yılı olarak adlandırıldı. Öylesine verimliydi ki sadece Cemal Süreya’ya değil, Ülkü Tamer’in de Cemal Süreya için şiir yazmasına sebep olmuştu:

tanrı

binbirinci gece Cemal’i.

binikinci gece şiir okudu tanrı,

başı döndü sonra,

kadını yeniden yarattı.’

Cemal Süreya şiirler yazmış ve Tomris ile birlikte Küçük Prens’in çevirisini yapmışlardır. Fransızcası olan Süreya çevirmiş, Tomris ise Türkçe mealindeki uygun kelimeyi seçmiştir.

Tomris dominanttı, Süreya ise naif bir aşk adamı. Belki de bu yüzden yaşanmıştı şahsiyet rötarı ama iki dizeyle anlatmıştı kendini Cemal Süreya;

‘Daha nen olayım isterdin,

onursuzunum senin!’

Belki de bu sözlerdi her şeyi açıklayan. Daha fazla bağlanmaktan korkan Cemal Süreya, asla sahip olunamayacak bir kadın olarak gördüğü Tomris Uyar’ı terk etti ve bir daha hiç onu yazmadı.

Turgut Uyar

turgut uyar ve cemal süreya

Şiir konulu mektuplar ile başlamıştı konuşmaları, zamanla da yerini aşk mektuplarına bırakmıştı. 7 yıldır yazamıyordu Turgut Uyar ve tekrar yazmaya başlamıştı, esin perisi olmuştu Tomris Uyar. Hiçbir aşkını yazmayan Tomris, bir tek Turgut Uyar’ı yazmıştı ve evlilik ile devam etmişti bu ilişki ama sevdası da sınırları kabul edememişti Tomris Uyar’ın. Bunu şöyle dile getirmişti:

‘Bir ara ben onun dünyaya açılan penceresi olmaktan da öte bir şeydim, bir parçası gibiydim. Ve kendimi bir parçası gibi hissettiğim için de sıkılıyordum tabii.’

Turgut Uyar ise bunu çoğu duvarı süsleyen bir sözle cevaplamıştı:

‘Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.’

Edip Cansever

Edip Cansever

Turgut Uyar’ın yakın dostuydu Edip Cansever ve sık sık evlerine misafir olurdu. Tomris Uyar da farkındaydı ilgisinin ama bunu sadece ‘çok kuvvetli bir bağ’ olarak nitelendiriyordu.

Tomris çiçek pasajını ve rakıyı çok severdi, rakı masalarında bir araya gelirlerdi. Edip Cansever: “Tomris rakıyı severdi, bense onu.” derdi.

Hiç şiir yazmayıp, bir akımın ilham kaynağı olan bu asi kadının röportajı ile bitirelim bu yazıyı. Esen kalın!

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar