Dünya için Büyük Tehdit: İklim Krizi
Dünya için büyük tehdit: İklim Krizi. Sıcaklar, kuraklık, kirli sular, plastik atıklar ve dahası… Bugün dünyanın en büyük tehdidi olarak algılanan iklim krizine detaylı bir bakış sunmak istiyoruz.
İklim krizi nedir?
İklim krizi, küresel ısınmayı ve dünyanın iklim sistemi üzerindeki kötü etkilerini ifade eder.
Küresel ısınma, atmosferdeki sera gazlarının birikimi sonucu dünya yüzeyindeki ortalama sıcaklıkların artması olarak tanımlanabilir. Bu artışın temel nedeni ise insan faaliyetlerinin sonucunda ortaya çıkan sera gazı emisyonlarıdır. Bunun yanı sıra, iklim krizi de benzer bir anlam taşımaktadır. Küresel ısınma, küresel iklim değişikliği ve bunların etkileriyle yakından ilgilidir. Bu terime göre yerküremizde yıllık ortalama sıcaklıklar yükseliyor. Yani küresel ısınma gerçekleşiyor. Bunun sonucunda ise iklimde dengesizlikler meydana geliyor ve iklim değişikliği yaşanıyor.
Okyanuslar hayati bir iklim düzenleyicisidir, dünyanın kalbidir. Çünkü ısıyı emerler, dünyamızdaki oksijeninin yarısını üretirler ve hava düzenlerini yönlendirirler. Okyanuslar, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklıklarına ulaştı. Ve maalesef bu da gezegenimizin sağlığı için korkunç sonuçlar doğurdu. AB’nin iklim değişikliği servisi Copernicus’a göre, ortalama günlük küresel deniz yüzeyi sıcaklığı bu hafta 2016’daki rekorunu kırdı ve 20.96 santigrat dereceye ulaştı. Yani, yılın bu zamanı için ortalamanın çok üzerinde bir sıcaklık. Sırf bu sebepten bile iklim krizi göz ardı edilmemeli.
Okyanus Sıcaklığı Neden Önemlidir?
Daha sıcak suların karbondioksiti emme direnci daha düşüktür. Suların sıcaklığından dolayı da gezegeni ısıtan gazlar emilemez ve atmosferde kalır. Ayrıca okyanusa akan buzulların erimesini hızlandırarak deniz seviyesinin daha fazla yükselmesine neden olur. Sıcak okyanuslar, daha soğuk sular aramak için hareket eden deniz canlılarının besin zincirini bozar. Köpek balıkları da dahil olmak üzere bazı yırtıcı hayvanlar, daha sıcak havalarda kafası karıştığı için saldırganlaşabilir.
Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi için Meksika Körfezi’ndeki denizin sıcak dalgasını izleyen profesörler var. Onlardan biri olan Dr Kathryn Lesneski, “Suya atladığınızda su banyo gibi geliyor” diyor. “Florida’daki sığ resiflerde yaygın mercan ağartması var ve birçok mercan çoktan öldü.” diyor. Hatta Birleşik Krallık’taki Plymouth Deniz Laboratuvarı’ndan Dr Matt Frost da bir yorum yapıyor. “Okyanusları tarihin herhangi bir noktasında yaptığımızdan daha fazla stres altına sokuyoruz” diyor. İlaveten, kirlilik ve aşırı avlanmanın da okyanusları değiştirdiği gerçeğine atıfta bulunuyor.
İklim Krizinin Habercisi: El Niño
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Dünya’mızı etkilemeye başlayan El Nino’yu resmi bildiri ile duyuralı çok oldu. El Niño, El Niño-Güney Salınımının sıcak aşamasıdır. Ve Güney Amerika’nın Pasifik kıyısı açıklarındaki alan da dahil olmak üzere orta ve doğu-orta ekvatoral Pasifik’te gelişen bir ılık okyanus suyu bandı ile ilişkilidir. El Niño, Güney Amerika’nın batı kıyısındaki ılık su yüzeye çıkarak küresel sıcaklıkları yükselttiğinde meydana gelir.
Yani, El Nino, doğu ekvatoral Pasifik Okyanusu’ndaki yüzey sularının olağandışı ısınmasını tanımlayan bir iklim modelidir. Günümüzde bu terimi uzmanlar kıyı yüzey sularının ısınmasından ziyade düzensiz ve yoğun iklim değişiklikleri olarak tanımlamaya başladı.
Imperial College Londra iklim bilimi öğretim görevlisi Dr. Paulo Ceppi de bu kriz ile ilgili yorum yapıyor. Artık fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan küresel ısınmaya ek olan ısı kaynağından bahsediyor. 2018’den beri ısınan bir doğal hava sistemi olan ilk El Niño’dan gelen ısı nedeniyle “Dünya keşfedilmemiş bir bölgede” diyor.
İklim Krizi – Buna Nasıl Engel Olabiliriz?
Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek, gereksiz araç kullanımını azaltmak bize çok fayda sağlayacakgtır. Mesela bisiklet ya da toplu taşımaya yönelmek, tasarruflu enerji sınıfında yer alan beyaz eşyaları tercih etmek önemli detaylardır. Her ne kadar önemsiz gibi görünse de küresel iklim krizinde bireysel mücadele için büyüktür. Örneğin kullanmadığımız elektrikli aletlerin fişini çekelim. Televizyon, bilgisayar ve telefon şarj aleti gibi elektrikli cihazlar beklemede olsalar bile elektrik kullanırlar. Bu sebeple fişlerini çekmeyi unutmayalım. İklim değişikliği küresel bir problem olsa da günlük hayattaki alışkanlıklarımızı değiştirerek bunu önleyebileceğimiz birçok yöntem var aslında. Bir yandan enerji ve para tasarrufu yaparken bir yandan da küresel ısınmayla mücadele edebiliriz.
Su Kıtlığını Nasıl Aşabiliriz?
İklim değişikliği, su kirliliği ve artan talep gibi faktörler nedeniyle su stresinin artmasıyla birlikte önemi giderek artan bir sorundur. Su kıtlığı tüm kıtalardaki, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar için bir sorundur. Su kıtlığı, ağırlıklı olarak insan yapımı bir sorundur ve insan yapımı bir çözüme ihtiyaç duyar. Fiziksel su kıtlığı, talebine göre mevcut su kaynaklarının eksikliğini ifade eder. Ekonomik su kıtlığı, suya erişmek, depolamak ve/veya evlere, işyerlerine vb. dağıtmak için yetersiz finansal kaynaklardan kaynaklanan sınırlı su erişimini ifade eder.
Aslında dünya nüfusunun üçte ikisi her yıl minimum bir ay şiddetli su kıtlığı yaşıyor. Buna ek olarak, 500 milyon insan, özellikle Çin ve Hindistan’da, insanların yağmurla doldurduğuna göre iki kat daha fazla su tükettiği bölgelerde yaşıyor. Bu kategoriye giren bölgeler için, gelecekte ciddi su kıtlıkları neredeyse garantidir. Su kıtlığı insanlık için en büyük riskler arasında yer alıyor.
Su Kıtlığıyla Mücadele İçin 6 Strateji
1. Su Filtreleme Sistemlerinin Geliştirilmesi
Suya erişim sağlayabiliriz fakat içilmesi güvenli olan suya erişimin olması başka bir durum. Bundan dolayı etkili su filtreleme sistemleri, tatlı suyun kullanımının güvenli olmasını sağlamaya yardımcı olur. Dünya çapındaki şirketlerin bakteri, mikrop ve diğer kirletici maddelerden arınmış, arıtılmış su üreten sistemlere ihtiyacımız var. Hatta bu temiz içme suyunu mümkün olduğu kadar çok okula, hastaneye, işyerine ve eve dağıtan kanalları da geliştirmeliyiz.
2. Su Kullanımınızı Azaltın – İklim Krizini Göz Ardı Etmeyin!
Su kıtlığı tehdidini azaltmak için dünyadaki her topluluğun elini taşın altına koyması gerekir. Artık dünyanın her türden su görevlilerine her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Daha kısa duşlar alarak, evde bahçe kullanımı için yağmur suyu toplayarak su kullanımınızı azaltabilirsiniz. Ayrıca gri suyu yeniden kullanabilir ve sızıntıları ortadan kaldırabilirsiniz. Ya da sürdürülebilir enerji ve su azaltma girişimlerine yatırım yapabilirsiniz.
3. Sulak Alanların Korunması
Bu alanların doğal su filtreleme sistemlerinde büyük rol oynadığını biliyor musunuz? Sulak alanlar endişe verici bir hızla yok oluyor. Ancak sulak alanların korunması dünyamız için büyük bir getiri sağlayabilir.
4. Sulama Verimliliğinin Arttırılması
Endüstriyel tarım, su kaynakları üzerindeki en büyük drenajlardan biridir. Basitçe salma sulama sistemlerinden yağmurlama veya damla sulama sistemlerine geçebiliriz. Bu yöntem sayesinde tarım sektörü büyük miktarda su tasarrufu yapacaktır. Topraktan buharlaşmayı azaltan toprak işlemesiz veya sınırlı toprak işleme ve malçlama gibi daha iyi toprak yönetimi uygulamalarıyla birleştirildiğinde, daha verimli sulama sistemleri su kullanımını önemli ölçüde azaltabilir.
5. Rezervuarlarda Artan Su Depolaması
İklim değişikliği kuraklık ve sellerin sıklığını artırıyor. Bundan dolayı rezervuar kapasitesini genişleterek, tuzlanan ve arıtılması daha zor hale gelen okyanusa kaybını önlemek için sel suyunu depolayabiliriz. Bu depolanan suyu, kuraklık zamanlarında su sağlamak için kullanabiliriz.
6. Deniz Suyunun Tuzdan Arındırılması
Tuzdan arındırma işlemi uzmanların pek tercih ettiği bir işlem değildir. Çünkü deniz suyunu içme, yemek pişirme, banyo yapma ve daha fazlası için güvenli tatlı suya dönüştürmemiz gerekir. En büyük dezavantajı ise, tuzdan arındırma çok büyük miktarda enerji gerektirir. Fakat daha fazla su kıtlığına katkıda bulunmamaları için bu enerji kaynaklarının sürdürülebilir olması önemlidir. Sydney son zamanlarda artan kuraklıkla başa çıkmak için tuzdan arındırma tesisini genişletti.
Su kıtlığı konusu gözünüzü korkutsa da, pek çok umut var. Gezegenimizin ve su kaynaklarının geleceğini güzelleştirebiliriz. Yeter ki İklim Krizini Göz Ardı Etmeyin .Su kıtlığını azaltmaya yatırım yapmak için bir araya gelirsek, insanların gelecek on yıllar boyunca sağlıklı su kaynaklarına güvenebilmelerini sağlamaya yardımcı olabiliriz.
KAYNAK: BBC, WATERLOGIC, IKLIMBU