Ressamından Daha Meşhur Resim: Çığlık
Bu tabloyu hepimiz biliyoruz değil mi? Evet, bu o meşhur çığlık tablosu. Herkesin hafızasında yer alan, olumsuz duygulara hitap eden bir tablo. Kızılımsı gökyüzü ve kafasını ellerinin arasına alıp çığlık atan insanımsı bir figür.
Hemen herkes aşina bu tabloya. Tablonun bu kadar meşhur olmasını sebebini sorgularken aslında onu bu denli harika kılan ressamın yeteri kadar bilinmediğini farkettik.
Çığlık tablosunun ressamı Edward Munch kimdir?
1863’te dünyaya gelen ressam Munch, Berline gittikten 3 yıl kadar sonra tamamlamış bu meşhur tablosunu. Aslında birkaç tane daha çığlık tablosu var. Bahsi geçen tablo dördüncü, 1895 yapımı ve Leonardo DaVinci’nin meşhur eseri Mona Lisa’dan sonra dünya çapındaki en popüler ikinci tablo olarak kabul görüyor. Peki neden?
Öncelikle bu tablo ekspresyonist (dışavurumculuk) akımına ait olarak gösteriliyor. Ancak şöyle bir durum var ki bu akım, 20 yüzyılın başlarında ortaya çıkmış ve ağırlıklı olarak Avusturya ve Almanya’ da baş göstermiştir. Ressam, bir akımın başlamasından önce o akıma dair bu karamsar ve vurgulu resmi yaptığı için oldukça fazla yere sahip olmuştur. Bunun yanı sıra, Amerika’da 2012 yılında tam 120 milyon dolara satılması da tabloyu kısa bir süre Dünya’nın en pahalı tablosu ünvanı taşımasına neden olmuştur. Ayrıca tablonun iki kez müzelerden çalınmış olması da sansasyonelliğini artırmış bulunmaktadır.
Munch’un günlüğü incelendiğinde bu tablonun neden bu kadar önemli olduğunu onun bakış açısıyla daha kolay anlayabiliriz.
Munch günlüğünde o anki hislerini şu şekilde aktarmıştı; ‘’ İki arkadaşımla yolda yürüyordum; güneş battı, bir melankoli dalgasına kapıldım. Birden gökyüzü kıpkızıl bir renk aldı. Durup parmaklıklara yaslandım. Alev alev gökyüzü, mavi fiyordun ve şehrin üstünde kan ve kılıç gibi sarkıyordu. Arkadaşlarım yola devam etti; ben ise büyük bir endişeyle öylece duruyor ve doğada sonsuz bir çığlığı hissediyordum sanki.”
Belki de ressam o an kendini yansıttı ve insanları duygularında böyle bir varoluşsal ıstırap yakaladığı için bu kadar meşhur bir tablonun sanatçısı olabildi.
Munch o dönemin ekspresyonizminde derin etkiler bırakmasa da , kendinden sonraki sanatçılar çoğu zaman onun tarzından izler taşımaya devam ettiler.
Yapılan bir yorum ise şöyledir ve oldukça çarpıcıdır. ‘’ Bu tablo, İnsanın, 19. yüzyılda o ana kadar kendisini rahatlatmış olan kesinliklerden arınmasını ifade eder. Anlamadığı bir evrenle karşı karşıya olan ve onunla ancak panik duygusuyla ilişki kurabilen, varoluşsal bir kriz halindeki zavallı insanın kendisi sadece.’’
Belki korkunç geliyor kulağa ancak Munch, 123 sene önce hislerini tuvale aktararak modern dünyamıza gönderme yapmıştır. Kim bilir?!