Yeni Yılı Cesaret ve Umutla Karşılamamızı Sağlayacak Filmler

cesaret ve umut veren filmler

Paylaşmayı unutmayın.


Günleri sayarken şimdi de saatleri sayıyoruz ve bize güzel şeyleri getirmesini istediğimiz koskoca bir yıl var önümüzde. Evet hayat, inişli-çıkışlı bir yol. Bazen keskin düşüşler yaşayabildiğimiz gibi, zirvede, harika bir mutluluğun tadını çıkarıyor da olabiliyoruz. Elbette ki mutsuz, umutsuz hissettiği anlar için herkesin farklı bir iyi hissetme, cesaret bulma formülü var. Bu bağlamda düşününce de sinema, filmler çoğunlukla birer “ayna” gibi yorumlanır. Bazen o aynada kendimizi görürken bazen de bambaşka şeyleri görüp onlarla bütünleşiyoruz.

Zayıf düştüğümüzü düşündüğümüz anlarda sanki bir şey arıyoruz; belki bir işaret, belki bir cesaret örneği, belki de bambaşka bir şey… Bu film listesiyle size, farklı düşüşlerin ve çıkışların aynasını tutmak istedik. Koca bir yaşam boyunca yaşayabileceğimiz pek çok duygudan bazıları için ister bir işaret, ister bir cesaret örneği, isterseniz tamamen başka bir şey olarak izleyin. İyi seyirler!

Yaşamdan Vazgeçme!

My Left Foot: The Story of Christy Brown

İrlanda edebiyatının en saygın isimlerinden biri olan yazar ve ressam Christy Brown’un aynı isimli otobiyografik romanından uyarlanan My Left Foot, 1989 yapımı, yönetmenliğini Jim Sheridan’ın üstlendiği, yazarın ölümünden 9 yıl sonra çekilmiş, biyografi-dram türlerinde bir film.

Doğuştan felçli olan Christy Brown, zamanla sol ayağını kullanabildiğini keşfeder ve sol ayağını kendisine verilmiş bir “şans” olarak görür. Önce resim yapmaya başlar ve resimleri birkaç sergide yer bulur. Ardından da büyük hikaye başlar ve o, sol ayağının hikayesini yazar. Artık her şey değişir.

Yaşamdan vazgeçmemeyi seçmiş bir adamın “var olma” mücadelesi olarak yorumlayabileceğimiz My Left Foot, azim ve umudun asla karşılıksız kalmadığını, içimizde her zaman, her koşulda yaşamımıza anlam katacak “bir şey” olduğunu, cesaretimizi kendi ellerimizle kırmamamız gerektiğini hatırlayacağınız sıcacık, abartıdan uzak bir film.

Yürümeye Devam Et!

The Secret Life Of Bees

Sue Monk Kidd’in aynı adlı romanından uyarlanan 2008 yapımı The Secret Life of Bees’in yönetmen koltuğunda Gina Prince-Bythewood, oyuncu kadrosunda ise Dakota Fanning, Queen Latifah, Alicia Keys bulunuyor.

4 yaşındayken bir kaza sonucu annesini öldüren Lily, gerçek bir aile olamadığı öfkeli babası ile yaşıyor ve annesi hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyor. Yol da tam olarak burada başlıyor.

Vatandaşlık Hakkı Yasası’nın imzalandığı 64 yılında Amerika’da geçen hikaye, ana eksenine Lily’nin yolculuğunu alsa da arka planda ırk ayrımı ile ilgili mesajlar da içeriyor.

Lily’nin kaçış ve arayış ara kesitindeki hikayesi bize, aile olmaya, birey olmaya, kendini keşfetmeye dair pek çok şey anlatıyor. Ama belki de en çok, koşullar ne olursa olsun kendinden ve hikayenden vazgeçme, yolunu seç ve yürümeye başla diyor.

Mücadeleyi Bırakma!

50/50

50/50, yönetmenliğini Jonathan Levine’in yaptığı ve başrolünde Joseph Gordon-Levitt’in olduğu 2011 yapımı komedi- dram- romantik türlerinde bir film. Senaryosu ise kendisi de benzer bir süreci atlatmış olan Will Reiser’a ait gerçek bir hikaye.

Sağlığına son derece dikkat eden Adam, nadir bir kanser türüne yakalanıyor ve hayatta kalma şansının yüzde 50 olduğunu öğreniyor. 50/50’nin, durumun dram boyutunun yanında mizah dengesini çok iyi kurmuş bir mücadele filmi olduğunu söyleyebiliriz. İzlerken aslında herkes için mücadele gerektiren bir durumda, Adam’ın gözünden başka bir hikaye, en yakın arkadaşı Kyle, annesi ve sevgilisinin gözlerinden başka birer hikaye izliyorsunuz. Kurulan mizah dengesiyle birlikte film, o kadar içten ki size de karakterlerle birlikte mücadele ettiğinizi hissediyor.

Hayatımızdaki pek çok şeyin olasılığı yarı yarıya. Ölmek ve yaşamak da bunlardan biri. Film, Adam’ın devam etme çabasını anlatırken bir yandan da sizi hayatın değeri üzerine düşünmeye itiyor ve size diğer 50’lik kısmı gösteriyor. Bizce film, hayat hangi konuda olursa olsun kötü sürprizler yapsa da her zaman olasılıklar vardır ve sen en olumlusuna olan inancını yitirme, diyor.

Tüm Engellere Rağmen İnandığın Yolda Yürümeye Devam Et!

Freedom Writers

Erin Gruwell’in gerçek hikayesinden ve aynı isimli kitaptan uyarlanan 2007 yapımı, biyografi- dram- suç türlerindeki filmin yönetmenliğini Richard LaGravenese yaparken başrolünde Hilary Swank oynuyor.

Wilson Lisesi’nde içlerinde çete üyesi gençlerin de olduğu, farklı ırklardan ve toplumsallıklardan gelen, hayatta kaldıkları her günün “şans eseri” olduğunu düşünen, umutsuz bir grup öğrencinin öğretmeni Erin Gruwell.

Arka planında getto gerçeklerinin anlatıldığı bu film, öğrencilerin gözünden başka, öğretmenin gözünden başka duygular, çırpınışlar ve başarılar barındırıyor. Erin, öğrencileriyle gerçek bir zeminde iletişim kurmaya çalışırken onları ilk olarak hikayeleri çok benzer olan Anne Frank’ı anlatan The Diary of Anne Frank kitabıyla tanıştırıyor. Ve değişim başlıyor. Şimdi sıra onların hikayesinin yazılmasında!

Tabii ki filmi eğitim bağlamında izleyebilir ve değerlendirebilirsiniz. Ama bu, gerçek bir hikaye! Umutsuzluk umuda, zorunlu olarak gelinen okul çıkılmak istenmeyen bir eve dönüşürken, terk edilmiş, engellenmeye çalışılmış bir kadının “Değişime olan inancını kaybetme, inandığın yolda yürümeye devam et” dediği bir hikaye. 

Kendini Kendinde Ara! 

The Secret Life of Walter Mitty

Ben Stiller’ın hem yönetmeni hem başrol oyuncusu olduğu, dram- komedi -macera türlerindeki 2013 yapımı The Secret Life of Walter Mitty, James Thurber’ın 1939 tarihli aynı adlı romanından ikinci kez (ilki 1947’de) uyarlanmış bir film.

Kendi hayal dünyasında yaşayan, yalnız, sıradan, çekingen, “Hayatınızda anlatılmaya değer ne yaşadınız?” sorusuna verecek bir cevabı olmayan; ancak gündüz düşleri son derece zengin Walter Mitty’nin tuhaf ve gerçeküstü hikayesi anlatılıyor filmde.

Aklımızda “Kaybettiğini sandığın şeyi belki de hiç bulmamışsındır. Doğru yerde aradığına emin misin?” sorusunu canlandırıyor Walter Mitty. Cesaretle hayatı yaşamanın aslında ona dahil olarak, ondan daha çok bekleyerek, isteyerek olacağını söylerken bir yandan da çok uzaklarda aradığın “bir şey” belki de yanı başındadır diyor sanki.

Bütün anlamı kendinizde aramaya, yola çıkmaktan korkmamaya teşfik eden The Secret Life of Walter Mitty’nin moral bulabileceğiniz, eğlenebileceğiniz, bakış açınızı etkileyecek bir film olduğunu düşünüyoruz.

Bizce listedeki filmler, birer harika ve yeni yıl başlangıcı için iyi birer seçim. Bizleri düşünmeye itecekleri ve harekete geçmemiz için bizi cesaretlendirecekleri de aşikar. Öyleyse iyi seneler ve iyi seyirler diyelim!

Yeni yılı karşılamak için bir başka listemiz Netflix Sunar: En İyi 10 Romantik-Komedi Filmi yazımızda, göz atmanızı öneririz.

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar