Dil Öğrenme Becerisi Nasıl Gelişir? Doğuştan mı Gelir?

Paylaşmayı unutmayın.

Dil Öğrenme Becerisi Nasıl Gelişir? Doğuştan mı Gelir? – İnsan iletişiminde dil oldukça önemli ve gerekli bir bilişsel beceri olarak karşımıza çıkar. Bu iletişim aracına sahip olmasaydık hayatımız aynı olur muydu? Şüphesiz ki hayır. Ancak uzun yıllardır dilbilimcilerin hala tartışmaya devam ettiği bir konu da bulunmaktadır.

Dil öğrenme becerisi doğuştan mı geliyor yoksa sonradan mı geliştiriliyor? Günümüze dek insanoğlunun evrimi, her iki düşüncenin de doğru olabileceğini bizlere gösterdi. Her iki ayrı görüşün de kendi içinde farklı kanıtları mevcut.

Dil Öğrenme Becerisi Nasıl Gelişir?

İnsanlar Yeni Bir Dili Nasıl Öğreniyor?

Siz de fark etmişsinizdir ki çocuklara kıyasla yetişkinler ikinci bir dili çok daha zor öğrenirler. Oysaki çocuklar sadece ana dilleri ile kalmayıp ikinci ve hatta üçüncü dili de kolayca öğrenebiliyorlar. Bu da dilbilimcilerin görüşlerini oldukça etkileyen bir sonuç ortaya çıkarıyor.

Ana dilimizi öğrendiğimiz dönem aslında öğrenim becerileri açısından kritik. Ayrıca bazı çocuklar iki ana dil ile büyür ve birden fazla dile yoğun olarak maruz kalırlar. Bununla birlikte özellikle vahşi doğada yetişen çocuklar dile daha geç yaşta maruz kalabilirler. Çocukluk çağında ebeveyn ilgisinden mahrum olan çocuklarda da ana dil öğrenme yaşı gecikebilir.

Doğuştan Gelen Dil Öğrenme Becerisi

Kritik dönem hipotezi yeni bir dil öğrenmeye nasıl başladığımızla ilgili önemli bir fikir veriyor. Dilbilimcilere göre insanlar bir çeşit Dil Edinim Cihazı (Language Acquisition Device (LAD)) ile doğuyorlar. Bu zihinsel yeti, çocukların yeni bir dilin gramer yapısını öğrenmesini sağlıyor. Doğuştan gelen bu bilgi Evrensel Dilbilgisi olarak da geçiyor.

dil-ogrenme-becerisi-nasil-gelisir-dogustan-mi-gelir
Photo by Ryan Wallace on Unsplash

Yeni doğmuş bir çocuk dile ilk maruz kalmaya başladığı dönemde bu evrensel dilbilgisi aktif hale geliyor. Bu aşamadaki dil öğrenme becerisi öğrenilen dilden ve içinde bulunulan kültürden bağımsız işliyor. Aslında bu yönüyle de yetişkinlikte gerçekleşen dil öğrenme sürecinden daha farklı. Dahası, dilden bağımsız olarak öğrenme süreleri ve öğrenme aşamaları aynı kalıyor. Bu da çevresel etkilerin bu dönemde önemi olmadığını gösteriyor.

Yeni Diller Öğrenirken Farklı Yaklaşımlar

Doğuştancılar’a (bilginin doğuştan geldiğini öne süren felsefi öğretiyi savunan kişiler) göre doğuştan gelen bir dilbilgisine sahip olmamız gerekir. Bunun kanıtı olarak da teşvikin yoksunluğu argümanını öne sürerler. Eğer haklılarsa, yeni bir dil çevresel maruziyete dayalı olarak öğrenilemeyecek derecede karmaşıktır. Bir çocuk ana dilini öğrenirken ifadeleri ve dilbilgisi bazen yanlış ya da eksik olur. Öte yandan çevre desteği söz konusu olmadığı için öğrenilen kurallar bütünü daha doğrudur. Bu durum da evrensel dilbilgisi teorisi ile oldukça ilişkilidir.  

Ayrıca ilginizi çekebilir: Yeni Bir Dil Öğrenirken Beyindeki Değişimleri Ölçmek Artık Mümkün

Naturalist bu yaklaşımın kanıtları olsa da davranış bilimci Burrhus Frederic Skinner dilin sonradan öğrenildiğini, doğuştan gelen bir yetenek olmadığını öne sürmektedir. Davranış bilimi, insanın bir uyarana karşı verdiği tepkileri ve bu tepkilerin sonuçlarını gözlemler. Dolayısıyla dil öğrenme süreci de bir çeşit taklittir.

Çocuk ana dilini öğrenirken dili doğru kullandığında çevresi tarafından takdir edilirken hata yaptığında ise olumsuz tepkiler alır. Geri bildirimler olumlu davranışı pekiştirir. Davranış bilimciler bunun ancak tabula rasa olarak adlandırılan boş bir levha ile doğmamıza bağlı olduğuna inanmaktadırlar.

dil-ogrenme-becerisi-nasil-gelisir-dogustan-mi-gelir
Photo by Kimberly Farmer on Unsplash

Diğer yandan bu yaklaşım öğrenmenin nasıl, ne zaman ve nerede başladığını açıklamamaktadır. Bu yeteneğimiz doğuştan değilse neden dile sahip olduğumuzu tartışabiliriz. Dil ve iletişim iki ayrı unsurdur. İletişim karşılıklı olarak anlaşmak ve kendimizi anlatmak için bir yolken dil de bunu yapmamızı sağlayan araçtır. İnsanlardan farklı olarak hayvanlar bu iletişimi doğada sesler, görseller, dokunma ve koku alma yoluyla sağlarlar.

Evrimsel Süreçte Canlılarda Dil Öğrenimi

Belki de insanların bir dile olan gereksinimi evrimsel sürecin bir parçasıdır. İnsanoğlu evrimleştikçe hayvanların yapamadığı pek çok şeyi yapabilmeye başlamışlardır. Yine de bu argümanla ilgili soru işaretleri de mevcuttur. İnsanların erken gelişim sürecinde neden hayvanlardan farklı olduğu hala tartışmalıdır.

Argümanın hangi tarafının daha ikna edici olduğu ise bambaşka bir problem. Hem doğuştancıların hem de davranış bilimcilerin dil öğrenme becerisi ile ilgili kendilerince kanıtları ortada. İnsanlar dili sonradan öğrenebilirler ya da öğrenmeye karşı belli bir yatkınlıkla doğabilirler. Belki de hem çevresel faktörler hem de doğuştan sahip olunan yetenek güçlü bir kombinasyondur.

Ayrıca ilginizi çekebilir: Çocuklarımıza Fayda Sağlayacak En Önemli Öğreti: İkinci Dil

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar