Koronavirüs Bize Neler Öğretti?
Koronavirüs Bize Neler Öğretti? – Virüsten dolayı panik içinde yaşadığımız şu günlerde ölüm haberlerinden tutun sağlık çalışanlarının yaşadığı zorluklara kadar pek çok çoğu kötü haberler duyuyoruz. Olabildiğince evde kalmaya çalıştığımız bu günlerde üstüne kötü haberleri de duyunca psikolojimizi etkilememesi imkansız. Tabi ki duyarlı olmalıyız, tabi ki yaşananları göz ardı etmemeliyiz. Ancak her kötü olay gibi bundan da bir ders çıkarmalıyız. Ölüm haberleri canımızı sıkarken, dünyanın da yenilendiğini göz ardı etmemeliyiz. Çin’ de hava kirliliğinin ciddi oranda azaldığını, İtalya’ nın güzel şehri Venedik’ te balıkların ve kazların tekrar göründüğünü, betondan çıkan güzel yeşillikleri düşünürsek Dünya’mızın bize vermek istediği bir mesaj olduğunu fark edebiliriz. Ayrıca Karantina süresinin doğaya olumlu etkileri adlı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.
Koronavirüs Bize Neler Öğretti?
Sevdiklerimizin Kıymetini
Aile, toplumun doğal ve temel birimidir. Hep ertelediğimiz aile ziyaretlerini iple çeker hale geldik. Arkadaşlarımızla yüz yüze görüşmenin kıymetini anladık. Hayatla hep savaş, hep mücadele içindeyiz. Hayatta kalmaya çalıştığımız şu günlerde görüyoruz ki sarılmak savaştan, öpmek silahtan daha değerli.
Nefes Almanın Kıymetini
Temiz bir nefesin yerini uğruna bir ömür çalıştığımız gücün, güzelliğin ve paranın yerini tutamadığını anladık.
Herkesin İnsan Olduğu
Öyle bir dönem ki din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı olmadan, cebindeki paraya göre sana ayrı muamele yapmayan, yaşamın satın alınamadığı ve statülerin hayat kurtaramadığı bir dönem.
Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar. Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bütün insanlar kıymetlidir.
Eşit şartlarda doğamadık, eşit şartlarda yaşamadık belki. Ancak şuan bütün dünyada aynı korku hissediliyor. Uzun zaman sonra herkes birbirini anlayabiliyor.
Yarının Çok Geç Olduğunu
Bazılarımız “Bugün yapmadıklarımı yarın hallederim.” Dedi. Ertesi gün karantinaya alınanlar oldu, karantina altındaki yakını için endişelenenler oldu, hayatını kaybedenler oldu. “Seni seviyorum.” Yarınlara sığmayacak kadar büyük, hayallerimiz bir gün daha ertelenemeyecek kadar kıymetli oldu. Steve Jobs’ un dediği gibi “Her gününüzü son gününüz gibi yaşayın, elbet bir gün haklı çıkacaksınız.”
Yaşam Döngüsünü
İnsanların ve canlıların hayatını devam ettirebilmesi için doğa olmazsa olmazımızdır. Tüm canlıların yaşaması için gerekli koşullar doğada sağlanır. İnsan için hayati önem taşıyan doğa, maalesef insanlardan hak ettiği değeri göremez. Doğa tüm canlıları kucaklar ve ihtiyacı olan her şeyi canlılara verir. Evde kaldığımız bu dönem yıprattığımız doğanın toparlanmasına yardımcı olacaktır.
Dünyanın Sahibi Olmadığımızı
Virüs çıkmadan önceki halimizi düşünelim; karantina başlamadan önce ekosisteme nasıl davranıyorduk? Yerlere sigara izmaritleri atarak toprağı kirletiyorduk. Denize çöplerimizi atarak suları kirletiyorduk. Arabadan çıkan egzozla havayı kirletiyorduk. Neden? “Zaten dünya kendini yeniler.” Diye. Bir plastiğin milyonlarca yıl yok olmadığını bildiğimiz halde, sigara izmaritinin canlılara nasıl zarar verdiğini bildiğimiz halde bencilliğimizden vazgeçmedik. Ekosistem “Egosistem” e dönüştü ve Dünya bize onun sahibi değil, sadece misafirleri olduğumuzu hatırlattı.
Kendimize Verdiğimiz Değeri
İş telaşı, okul telaşı, kariyer hedefleri, daha iyi bir gelecek için plan yaparken aslında çok önemli bir şeyi de göz ardı ediyorduk: Kendimizi. En son ne zaman sadece kendimiz için bir şey yapmıştık? Film veya dizi izlemek, bazılarımız için çocuklarımızla ilgilenmek dışında bir aktivitemiz olmuş muydu? Yoğun iş veya okul günlerinde yıpranırken deşarj olmak için yaptığımız tek aktivite bir şeyler izlemek oldu. İşte sadece kendimize ayırmamız gereken zaman geldi. Sevdiğimiz şeyleri yapmak için daha güzel bir fırsat olamazdı. Doğanın kendini yenilediği gibi biz de kendimizi yenileyebiliriz. Böylece karantina günlerimiz bittiğinde gerçek anlamda tertemiz bir sayfayla hayata açılabiliriz.
