Karantina Sürecinde Markalar Nasıl Başarılı Olacak?

karantina-sürecinde-markalar

Paylaşmayı unutmayın.

Karantina Sürecinde Markalar Nasıl Başarılı Olacak? – 2020 yılında tüm insanlığa aynı dili konuşturmayı başaran Koronavirüs sahip olduğumuz düzeni değiştirmeye kararlı gözüküyor. Hayatımıza girdiğinden beri dünyayı derinden sarsan, özellikle ekonomi, sosyal ve sağlık alanında köklü değişimler getiren pandemi, bir süre daha herkesin gündeminde olmaya devam edecek gibi. Hepimiz imkanlarımız dahilinde evde kalmaya çabalarken, yaşam bir yandan akıyor elbette. Özellikle ayakta kalmaya çalışan, bu süreci hanesine pozitif olarak yazdırmayı arzulayan markalar, gündelik yaşamlarımızın birer parçası olmuş durumda. Peki dijital kullanımın oldukça arttığı bu karantina sürecinde markalar nasıl başarılı olacak?

Karantina sürecinde markalar tüketicisiyle yakınlaştı mı?

Bu süre zarfında büyük bir değişim geçiren insanlar can sıkıntısı, gerginlik, stres gibi yoğun duygularla mücadele içindeyken dijital dünyada vakit geçirmek, online yollarla sevdikleriyle görüşmek, alışveriş yapmak kafa dağıtmak için en çok tercih edilen aktiviteler. Bahsettiğimiz gibi dijital kullanımımızın yoğunlaşmasıyla birlikte, markalarla sosyal mesafemizi pek de koruyabildiğimiz söylenemez. Hayatın neredeyse her alanında kriz doğuran Covid-19, tüm markaların iletişim stratejilerini gözden geçirmesine ve güncellemesine sebep oldu. Aktif ve görünür kalmak isteyen markalarda kendi kimliklerine uyan versiyonlarla “koronavirüs” kavramını iletişimlerine entegre etmeye çalışıyorlar. Sponsorlu reklam olarak ilgi alanlarımıza, arama geçmişimize veya trend ürünlere göre sık sık markaların reklamlarıyla karşılaşıyoruz. Yalnızca güncel kalmak adına tüketiciyle yakınlaşma çabalarının uzun vadede kalıcı etkiler yaratmayacağına inanırken, duygusal faydayı en doğru iç görüyle harmanlayan ve doğru yolla tüketiciyle buluşturan markaların bu dönemden kazançlı çıkacağını düşünüyoruz.

Karantina sürecinde “evde keyifli vakit geçirme” kavramına çare bulan markalar daha çok sevildi.

Daria Shevtsova adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafı

Koronavirüs salgını boyunca hem kendimiz hem diğer tüm insanlar için yapabileceğimiz en iyi şey evlerimizde kalmak olunca “evde keyifli vakit geçirme” kavramına çare bulan markalar daha çok sevildi. Herkes yaşam kalitesini yüksekte tutmaya devam ettirecek, bir nebze de olsa sosyal rutinlerinin yerini doldurabilecek aktivite arayışına girdi. İnsanların bu arayışına cevap olmak isteyen çoğu marka ise sosyal medya içeriklerinde yaratıcı bir dönüşüm geçirdi. Bunlar arasında hedef kitlesinden oldukça olumlu geri dönüşler alan Audi markası yayınladıkları videoyla sosyal medyada konuşulan bir içeriğe imza attı. Haftalardır evde olan, arabalarını kullanmayı veya arka koltukta seyahat ettiği günleri özleyen hedef kitlesi için “A 4-hour-long Slow TV Journey” adında tam 4 saat süren bir yolculuk deneyimi hazırlamışlar. Oldukça başarılı kamera açılarıyla, evinizdeki koltuğunuzda yayılırken içinizi ferahlatacak harika bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Tüketici marka eylemlerinin arkasındaki hakikati çok iyi tespit ediyor.

Her şeyin fazlasının sevilmediği gibi söz konusu reklam olunca da insanlar abartıdan pek hoşlanmıyor. Gittikçe bilinçlenen tüketici ise içinde bulunduğumuz durumu yalnızca “krizi fırsata çevirmek” algısıyla veya “her zaman sizin yanındayız” gibi aşırı duygusal destek temalarıyla ele alınmasını biraz itici buluyor. Bizler, hayatımızı keyifli hale getirecek ve kolaylaştıracak teknolojik hareketlere stratejilerinde yer veren markaların, karantina sürecinde başarılı markalar arasında olacağını düşünüyoruz.

Yeni Normalin Tüketici Alışkanlıkları İyi Tespit Edilmeli!

Yeni normalin tüketicileri alışkanlıkları neler olacak?
cottonbro adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafı

Son söz olarak, bu süreçte markalara düşen şey yalnızca satışlarının düşmesini engellemek, ya da satışlarını daha da artırmak için pazarlama yapmak değil, önümüzde bizi bekleyen yeni normal için değişime ayak uydurmaya çabalamak olmalı. Bunun için de küçük büyük tüm markalar, yeni normaldeki tüketicinin ve alışkanlıklarının nasıl olacağıyla ilgili bolca araştırma yapmaya vakit ve bütçe ayırmalı. Gelecekteki başarıları için en büyük yatırım bu olacaktır.

Bu süreçte sosyal medyanızı nasıl yönetmeniz gerektiğiyle ilgili bilgilenmek için “Covid-19 Sürecinde Sosyal Medya Reklamları ve 4 Etkisi” yazımızı da buradan okuyabilirsiniz 🙂

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar