Bakış Açımıza Bir Devrim: Dikey Video

Paylaşmayı unutmayın.

Akıılı telefonların ortaya çıkmasından önceki dönemi aklınıza getirin. Telefonlar dikey tutuluyordu çünkü konuşmak ve mesajlaşmak gibi temel işlevler dikey olarak daha kolay hallediliyordu. Modern akıllı telefonlarda bu geleneği sürdürmeye devam etti, telefonları dikey olarak kullanmaya devam ettik. Bu süre zarfında ise televizyon ve sinema, çok uzun süredir baskın olan sosyal medya, resmin en iyi deneyim için yatay olarak izlenmesini istiyordu. Biz de telefonları, temel işlevini yerine getirmesi için dikey fakat video izlemek için yatay tutmaya başladık. Bu iki dünya arasında kalmıştık. Fakat bu çok uzun sürmedi ve bakış açımıza karşı bir devrim gerçekleşti. Bugünkü konumuz: Dikey Video

İlk olarak Snapchat tarafından ortaya atılan hikaye formatı sosyal medyayı bütünüyle değiştirdi. Daha sonra bu formatın Instagram ve Facebook gibi medya devlerine gelmesiyle popülerliği iyice arttı. Bu özellik aynı zamanda video formatında da bir devrime yol açtı: Dikey Video. Kullanıcıları kısa, dikey videolar ve görüntüler paylaşmaya teşvik eden hikaye paylaşımı dikey video devrimine öncülük etti.

Telefonları dikey kullanıyoruz.

MOVR Mobile Overview Report’un yaptığı araştırmaya göre akıllı telefon kullanıcılarının %94’ü telefonlarını dikey kullanıyor. Aslında çok şaşırtıcı değil. Telefonun temel işlevlerini kullanırken dikey tutmamız gerekiyor. Başka bir önemli veri de KPCB Research’den geliyor.2016’da yaptıkları bir araştırmaya göre ABD’deki insanların dikey olarak tutulan cihazları kullanarak zamanın% 29’unu harcadığını gösterdi. 2010’da bu oranın %5 olduğunu düşünürsek değişimi gözardı etmek mümkün değil. 

İnsanlar sosyal medyaya en çok mobilden erişiyor.

İnsanların sosyal medya kullanımı giderek artıyor. ComScores’un yaptığı araştırmaya göre ortalama bir yetişkin her gün akıllı telefonunda 2 saat 51 dakika harcıyor. 18-24 yaş arası grubu ele aldığımızda ise bu sayı 4 saat 5 dakika. Dahası bu sosyal medya kullanımının %80’i mobil cihazlar tarafından yapılıyor, bu oranın %61’ini ise sadece akıllı telefonlar oluşturuyor. Yani sosyal medyadaki bir reklamın akıllı telefonlar aracılığıyla yayılma olasılığı daha fazla. Bu sosyal medya uygulamalarının çoğunun dikey tutuşu desteklediğini düşünürsek dikey video formatının ne kadar önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Peki dikey video konusunda dikkat etmemiz gereken şeyler neler? Birazda onlardan bahsedelim.

Platforma özgü olun.

İçeriğin başarısı büyük ölçüde seçtiğiniz platforma bağlıdır. Örneğin Facebook ve Twitter’ın videoları optimize etme şekli çoğu platformdan farklı, doğal olarak bu da izleyici deneyimini etkiliyor. Bu içeriği tasarlarken göz önünde bulundurulması gereken önemli konulardan biridir.

Örneğin Facebook’ta daha uzun videolar kullanabilirsiniz çünkü Facebook’un ortalama kullanım süresi üç dakikadan uzundur. Üç dakika çokta uzun gelmeyebilir fakat kullanıcıyla üç dakika etkileşimde bulunmak marka için çok değerlidir. 

Ancak, ortalama kullanıcı süresinin iki dakikanın altında olduğu Instagram gibi platformlarda uzun videolar kullanmak pek işinize yaramayabilir. Bu içerikler sadece kaynaklarınızı boşa tüketmenize neden olmaz, ayrıca izleyicilerinizi sıkarak onları yabancılaştırır. Kısacası içeriklerinizi platforma özgü seçerseniz, müşterilerinize ulaşma başarınız o kadar fazla olur.

4:3’lük videolardan dönüştürme yapmayın.

@inmobi

Kimse başka bir yerden dönüştürülmüş videoları izlemek istemez. İzleyiciler düzenli olarak yeni içeriğe erişebildiklerinde sizi takip ederler. Kimse bir gün önce YouTube’da gördüğü videonun yeniden boyutlandırılmış bir versiyonunu görmek istemez. İzleyiciler, dikkatlerini çekecek yeni içerik ister.

Ayrıca dikey içerik yatay içeriklerden çok farklıdır. Dikey içerikte, yaratıcı yönetmenlerin kameranın neye odaklanabileceğini düşünmesini gerektirir. Yatay içerikte arka planda daha fazla şey olabilir fakat dikeyde alan çok değerli olduğu için kameranın belirli bir konuya odaklanması gerekir. Buda içeriğin 4:3 formattan dikey formata geçişini zorlaştırır. Bu yüzden bu geçişten uzak durmanızı tavsiye ederiz.

İçeriğinizi 10 saniyenin altında tutmaya çalışın. 

Kısalık, iyi bir içerik için anahtardır. Facebook için uzun süreli içeriklerin iyiliğinden bahsetmiş olsak da her tüketicinin içeriğinizle uzun süre boyunca ilgilenemeyeceğini varsaymak güvenlidir. 10 saniye içeriğiniz için oldukça uygun bir uzunluktur.

Eğer video reklamlar kullanıyorsanız da kısa tutmanızda fayda var. İçeriğiniz kısa sürede anlaşabilir bir formattaysa bu kullanıcıların birkaç içerikle etkileşime girme ihtimalini arttırır. Örneğin 6 saniyelik birkaç video 30 saniyelik tek bir klipten daha değerlidir. Çünkü bu içeriğinizin birden fazla kez oynatılmasına olanak verir. İzleyicilerinize birden fazla video izleme seçeceği sunun, içeriğinizde daha uzun kalacaklardır.

İçeriğinizi hep taze tutun. 

Pazarlama girişimleri için tüketiciyi elde tutmak önemlidir. Tüketicileri elde tutmanın yollarından biri de içeriğinizi taze tutmaktır. Bir düşünün en son ne zaman Instagram’a yada Facebook’a girdiniz. Muhtemelen akışınızın yenilendiğini, yeni içerikler geldiğini tahmin ettiğiniz zaman. Çünkü sosyal medya kullanmadaki amacımız sosyal çevremizdeki en son güncellemeleri kontrol etmek, trendin ne olduğuna bakmak, başka bir deyişle, daha önce görmediğimiz bir içeriğe göz atmaktır. Bu yüzden içeriği hep güncellemekte fayda var, böylece tüketicilerinizi elinizde tutabilirsiniz.

Video devrimi gerçekleşti. Artık kimse dikey içeriğe sahip olmanın önemine itiraz etmiyor. Bazıları hariç. Aşağı eğlenceli ve konuyu özetleyen bir video bırakalım ve son sözü size bırakalım. Yine de söz konusu sosyal medya içerikleri olunca; dikey videoların etkisinin azımsanamayacak derece fazla olduğunu kabul etmeliyiz.

İyi seyirler.

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar