Geçmişten Günümüze Marka: Starbucks

Paylaşmayı unutmayın.

Bir Gager hatta her şeyden önce bir tüketici olarak markaların pazarlama stratejilerine bir ses olmaya çalışıyoruz. Tek başına sesini duyuramayan fikirleri bir araya getirerek bir şeyleri değiştireceğine inanan Gagerlar’dan, her türlü fikre açık Freewall’a uzanan bir marka hikayesine hazır mısınız? Geçmişten Günümüze Marka serisi ile önce onları ve markanın fikirlerini inceliyoruz. Sonrasında o marka ile ilgili olumlu olumsuz tüm düşüncelerimizi Freewall’a haykırıyoruz. Neden mi? Çünkü biliyoruz hem bizim hem onların buna ihtiyacı var! Seveni, sevmeyeni hatta onsuz yapamayanı ile bugünkü markamız: Starbucks!

Yukarıda da belirttiğimiz gibi kahve içmeyi sevenler arasında hem sevilen hem sevilmeyen bir kahveciden bahsediyoruz. 2.nesil kahve kültürünü dünyaya yayan Starbucks, bugün 65 ülkede 21.000 üzerinde şubesiyle kahveseverlere benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Starbucks’ın amacı ise çok basit; arkadaşlarımızla mükemmel kahvelerimizi paylaşmak ve dünyanın biraz daha güzelleşmesine katkıda bulunmak. Bu düşünce 1971 yılından yani ilk Starbucks’ın  açıldığı tarihten bugüne kadar geçerliliğini koruyor. İlk açıldığı zamandan bahsetmişken markanın hikayesine bir göz atalım!

Küçük bir mağazadan dev markaya…

1971 yılında Starbucks, Seattle’daki tarihi Pike Place Çarşısı’nda bulunan küçük bir dükkandan oluşuyordu. İki öğretmen Jerry Baldwin ve Gordon Bowker ile yazar Zev Siegel tarafından açılan ilk Starbucks, sadece küçük bir mağazada bile kaliteli, taze kavrulmuş kahve çekirdeklerini sunan ve sevilen bir yer olarak insanların beyninde yer etmeye başlamıştı. Adını, Moby Dick’ten ilham aldığı için eski kahve tüccarlarının denizcilik geleneği ve açık denize olan aşkına da şaşırmamak gerek. Starbucks’ın ikinci hamlesi 1981 yılında gerçekleşiyor. Howard Schultz  bir Starbucks mağazasının daha adımını atarak ilk kez aldığı bir fincan – Sumatra –  ile Starbucks’a giriyor. Bir yıl sonra, yani 1983 yılında Howard Schultz İtalya’ya gidiyor ve İtalyanların espresso barlarından kahve deneyimine olan aşklarından büyüleniyor. İtalyan kafe geleneğini ABD’ye getirmek isteyen Schultz, İtalyan kafe geleneğine göre; insanların bir araya gelebilecekleri, sohbetlerine ev sahipliği yapacak bir mekan yaratmayı kafasına koyduktan sonra, onlara ev ve iş yerlerinden sonra 3.adreslerini olacak bir yer oluşturuyor. Schultz, Il Giornale kafelerini açmak üzere kısa bir süreliğine Starbucks’tan ayrılıyor ve daha sonra yerel yatırımcıların yardımlarıyla Starbucks’ı satın alarak 1987 yılının Ağustos ayında şirkete geri dönüyor.

Starbucks bildiğiniz gibi kurulduğu tarihten itibaren farklı bir şirket olma yolunda ilerledi ve her ne kadar sevmeyeni olsa da sadece kahve değil, zengin bir kahve kültürünü birçok ülkeye aşıladı. Şimdi bulunduğumuz herhangi bir şehirde çaydan çok kahve tüketilen yerler görüyorsak bunun bir sebebinin de Starbucks olduğu inkar edilemez bir gerçek.

Ev – İş – Starbucks

Bir markanın felsefesi o markanın her şeyi değil de nedir? Starbucks bunun farkında olarak özellikle müşteri ve çalışanlarına verdiği değeri her zaman gösterecek bir felsefe yaratmak istiyor. Bunu yaparken diğer markalar gibi ön planda olmak yerine önce ev, iş sonra Starbucks algısı ile kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği bir yer açma fikri ile ilerliyor. Mesela kimse size gelip ”Bir şey alır mısınız/ister misiniz?” diye sormuyor. Peki, Starbucks bunu neden yapıyor?  ”İnsan ruhunu beslemek ve ilham vermek.” İşte bu yüzden her mağazada ücretsiz Wi-Fi, çalışmak için uygun ortam ve motivasyonu artıracak keyifli ve hoş bir müzik sunuyor. Kişisel olarak daha da değerli hissettirmek için ise her kahve bardağının üzerine adınızı yazıyorlar.

Aynı zamanda cesur

Bir markanın sadece ürün ve müşteri felsefesi değil aynı zamanda değerlerinin de ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bir markayı kendine kattığı değerlerle benimseyebilir ya da göz ardı edebiliriz; çünkü biz her şeyden önce tüketiciyiz. Starbucks’ın bu konuda yaptığı bir Şirketin CEO’su Howard Schultz, farklılıkların saygı görmesine taraftar olduklarını ve bunun şirket felsefelerinin merkezinde bulunduğunu söyledi. Bünyesinde çalışan personelleri arasında cinsel yönelim ya da kimliğinden dolayı oluşabilecek ayrımcılığa karşı önlem ve yaptırımlar alan Starbucks, 2014 yılında LGBT temalı ilk kısa film Coffee Frenemies’i OutTV ile ortaklaşa yayınlamıştı. Bunun haricinde birçok sosyal sorumluluk projesine imza atan Starbucks, işletmelerin bulundukları topluma olumlu etki yaratabileceğine inanıyor. İklim değişikliği, otizme farkındalık, eğitim, enerji ve sorumlu üretim konusunda çokça projeye imza atan markanın sanıyoruz ki son zamanlarda yaptığı en güzel çalışmalarından biri de İletişimde Engelleri #EldenEle Aşıyoruz projesiydi. Hadi tekrar izleyelim!

Starbucks & Türkiye

 

 

Avrupa ülkelerindeki Starbucks sayısı – Statista/Mayıs 2018

Starbucks 2003 yılından bu yana Türkiye’de hizmet veriyor. Veriyor vermesine ama ”Neden bu kadar çok Starbucks var?” sorusunu elbette siz de soruyorsunuzdur. Birçok Avrupa ülkesine kıyasla fazlalığı ile dikkat çeken mağaza sayısı Mayıs ayında yayınlanan raporla tescilleniyor. Özellikle kahve tüketimi diğer ülkelere oranla daha düşük olan bir ülkeye ikinci dalga kahve kültürünü bu denli yayan pek tabii Starbucks oldu. Her geçen gün artan mağaza sayısı ile yer bulmakta zorlandığımız konumlar da oluyor elbet. Sebebi nedir bilmiyoruz ama 3.dalga kahve mekanlarının bile bunu aşamadığını düşününce doğru bir strateji izlediklerini görmezden gelemeyiz. Sevsek de sevmesek de Mayıs 2018 itibariyle 428 şubeye ulaşan marka bir şekilde tüketicisini buluyor.

Şimdi düşünelim!

Bir markanın geçmişten bugüne yolculuğunda olumlu/olumsuz birçok şey yaşadığınıza eminiz. Markaların ana hedefinin doğru bir strateji ile müşteri deneyimini yüksek tutmak olduğunu düşünürsek onların sizin geri bildirimlerinize ihtiyacı var. Sizin de çok daha iyi bir hizmete…

Freewall’da #Starbucks hashtagi ile sesimizi duyurmaya yardımcı olmak istiyorsan düşüncelerini bize ilet! Markalar hakkında fikirlerini paylaş ve sen değiştir!

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar