Medyanın Manipülasyon İçin Kurduğu 5 Tuzak
Hiç medyanın sizi etkisi altına aldığını veya onun tarafından yönlendirildiğinizi düşündünüz mü? Cevabınız hayır ise size kötü bir haberimiz var: Siz ne kadar tersini düşünsenizde beyniniz sizinle aynı fikirde değil ve bu manipülasyon süreci sandığınızdan daha kolay.
Medyanın gücünü elinde bulunduranlar empoze etmek istedikleri fikirleri belirli tuzaklar kurarak size aşılayabilirler. Bu durumun ne kadar iyi bir eğitiminizin olduğuyla ya da ne kadar zeki olduğunuzla bir alakası yoktur. Hatta sanılanın aksine zeki ve iyi eğitimli insanların bilişsel hata yapma ihtimali görece daha az zeki insanlara göre yüksektir.
Bu manipülasyon tuzatklarından tamamıyla kurtulmak maalesef mümkün değil. Fakat durumun farkında olup kendinizi biraz da olsa bu manipülasyonlardan koruyabilirsiniz. Şimdi gelin bu tuzaklar neler ve bunlardan kendimizi nasıl koruruz hep beraber bakalım!
1.Uyuyan Etkisi
İkna edici bir mesajın etkisi genellikle zamanla azalır. Bu gayet anlaşılabilir bir durum fakat bunun bir istisnası var: Uyuyan Etkisi.
Uyuyan etkisi, ikna edici bir mesajın zaman içinde bir insan üzerindeki etkisinin artmasıdır. Başka bir deyişle: bir kişi ikna edici bir mesaja maruz kaldıktan sonra ne kadar çok zaman geçerse, tutumu o kadar çok etkilenir. Bu psikolojideki en tartışmalı konulardan biridir ve yıllar içerisinde birçok bilim insanının araştırma konusu olmuştur.
Uyuyan etkisinin işe yaraması için iki durum gereklidir. Birincisi olarak iletilen mesaj büyük olmalıdır. Dikkat çekmeli ve yeniden ortaya çıkana kadar orada kalabilmelidir. İkinci olarak ise mesajın kaynağına güvenilmemelidir.
Örneğin hükümet sözcüleri ve medya genel olarak güvenilmez kabul edilirler. İnsanlar propaganda yaptıklarının farkındalardır. Bu sebeple söyledikleri şeyler ilk başlarda ikna edici gelmeyecektir. Fakat zamanla uyuyan etkisi devreye girer. Mesaj yayılmaya başladığında artık mesajın itibarsız kaynakla bir bağlantısı yoktur. Kaynak unutulur fakat mesaj iletilmeye devam eder.
Bu etkiyi kendiniz de yaşamış olabilirsiniz. Örneğin birisinin size anlattığı bir hikayeyi hatırlıyorsunuz fakat bu hikayeyi nereden veya kimden duyduğunuzu hatırlamıyor musunuz? Uyuyan etkisine merhaba deyin.
2. Parasosyal Etkileşim
Hiç herhangi bir film yıldızına, bir ünlüye yada bir televizyon karakterine kendinizi çok yakın hissettiniz mi? Hiç tanışmamış olsanız bile aranızda bir bağ oluştuğunu düşündünüz mü? Eğer cevabınız evet ise parasosyal etkileşimi deneyimlemiş bulunuyorsunuz.
Parasosyal etkileşim temel anlamda bir medya figürüyle kurulmuş tek taraflı “ilişkiye” denir. Böyle bir ilişkide tabii ki karşı tarafın davranışsal yönlerinin bir kısmını devralmak kaçınılmazdır. Bu durum özellikle en sevdikleri video oyunu, dizi ve film karakterini taklit etmeye çalışan gençler üzerinde daha güçlüdür.
Bu duruma örnek olarak “Angelina Jolie” etkisini söyleyebiliriz. Jolie 2013’te New York Times gazetesine duygusal bir mektup yazmış, taşıdığı ‘hatalı bir gen’ yüzünden meme kanseri riski yüzde 87, yumurtalık kanseri riski ise yüzde 50 düzeyinde olduğu için tedbir olarak çifte mastektomiye (iki memenin de alınması) başvurduğunu açıklamıştı. Diğer kadınların da gen testi yaptırmasını tavsiye ediyordu. Bu açıklamanın ardından ABD’de meme kanseri genleri için test yaptıran kadınların sayısı yüzde 64 artmıştı.
3. Tanımlanabilir Mağdur Etkisi
Tanımlanabilir mağdur etkisi, daha büyük, isimsiz veya istatistiksel bir grup insanın aksine tanımlanabilir bireye daha fazla yardım sunma eğilimini ifade eder.
Örneğin geçen sene Karen Klein ismindeki bir kadın dört ortaokul öğrencisi tarafından acımasızca zorbalığa uğradı. Olayla ilgili 10 dakikalık bir video internette yayınlandıktan sonra 84 farklı ülkeden 30.000 den fazla bağışçı, toplam 700.000 dolar değerinde bağış topladı. Yaptıkları şey çok basitti: kişisel bir hikayeye odaklandılar.
Bir hikaye, bir dizi istatistikten daha duygusal olarak ilgi çekici olduğu için, insanları harekete geçirmek daha olasıdır. Bu sebeple kişisel hikayelere odaklanan hayır kuruluşları genel amaçlar güdenlere göre çok daha büyük bağışlar toplayabilirler.
4. Çerçeveleme Etkisi
Bir mesaj farklı yollarla iletilirse, alıcı tarafından farklı şekillerde de alınır. Nasıl sunulduğuna bağlı olarak, aynı durumlara farklı şekilde tepkiler verebiliriz. İşte bu duruma çerçeveleme etkisi denir.
Çerçeveleme etkisini oldukça fazla yerde görebilirsiniz. Örneğin size iki farklı et türü gösteriliyor: Birincisi %99 yağsız (fat-free), diğeri ise %1 yağlı. Daha sağlıklı olanı seçin denildiğinde hangisini seçersiniz? Muhtemel beyniniz ilk başta birinci seçeceğe yönelmiştir. Ne kadar ikisi aynı miktarda yağ içerse de çerçeveleme etkisinden dolayı beyniniz birinci olana (“fat-free” kelimesinin “sağlık” kavramıyla olan bağlantısından dolayı) yönelmiştir.
Pazarlamada da bir mesajı nasıl “çerçevelediğiniz” oldukça önemlidir. Örneğin bir ürün satmaya çalışıyorsunuz ve iki şansınız var. “ Bu ürün %90 olasılıkla düzgün çalışıyor.” ya da “Bu ürün %10 olasılıkla hata veriyor.” Diyebilirsiniz. İki seçenek aynı anlama gelse de birinci seçenek pozitif çerçeveleme olarak geçiyor ve ürünün pozitif özelliğini vurguladığı için çok daha iyi satış rakamlarına ulaşıyor.
5. Semmelweis Refleksi
Yeni bir fikri hiçbir araştırma yapmadan, sorgulamadan, yeterli tecrübe ve bilgi birikimine sahip olmadan reddeden insanlarla karşılaştığınız oldu mu? Eğer cevabınız evet ise Semmelweis refleksi ile tanışmışsınız demektir.
Ortada olan birçok bilgi arasından kendimize en yakın olanları, en doğru bulduklarımızı seçeriz ve onlara körü körüne bağlanırız. Aynı zamanda bu bilgilerle çelişenleri reddederiz. Yanlış olabileceğimiz aklımıza bile gelmez.
Her gün aynı gazeteleri okur, aynı YouTube kanallarında dolaşır, aynı sitelerde geziniriz. Bu yüzden buradan çıkan bilgilere kolayca inanırız çünkü bu bilgiler bizimle çelişmez, bizi yormaz ve sindirimi kolaydır.
Bu durum insanlar konusundaki fikirlerimiz üzerinde de etkilidir. Sizden nefret edenler genelde kusurlarınıza ve hatalarınıza yoğunlaşırlar, sevenlerse en belirgin hataları bile görmezden gelirler.
Medya tarafından manipüle ediliyoruz. Bu manipülasyondan tamamıyla kurtulamayız belki ama etkilerini azaltmaya çalışabiliriz. İşe yukarıda bahsettiğimiz tuzaklara dikkat ederek başlayabilirsiniz. Sosyal medyada bu tuzaklara daha çok dikkat etmeniz gerekebilir çünkü internette herkes yalan haber üretebilir ve yalan haber doğru habere göre 6 kat daha hızlı yayılır. Kendinizi bu tarz haberlerden korumak için okuduğunuza hemen inanmayın, ara verip biraz düşünün. Çünkü manipülasyon ile yönlendiriliyor olabilirsiniz.