Pazarlama Hedeflerinde Başarısızlık Nedenleri
Pazarlama hedeflerinde başarısızlık nedenlerinden söz edeceğiz. Ancak yazımıza bir deyişle başlamak istiyoruz izninizle. Şöyle ki “Hiçbir plan düşmanla ilk temastan sağ çıkmaz.” ya da şöyle diyelim “İnsanlar plan yapar ve Tanrı onlara güler.” Tabii bu sözler bizleri umutsuzluğa itmemeli! Yalnızca her zaman her şeyin planladığımız gibi gitmeyeceğini bilmeli ve bir B planı hazırda beklemeli. Ne demek istediğimizi biraz daha açalım.
Pazarlamacılar bazen planlamaya fazlasıyla önem veriler. Plana uygun hareket ettiklerinde daha az zaman harcarlar. Çoğu pazarlamacı istikrarlı bir şekilde ilerlemek konusunda kararlıdır. Ancak süreç düşünüldüğünde planın düşmanla temas ettiğinde neyin işe yarayıp neyin işe yaramadığının görülmesi önem taşır. Bu nedenle plan sahaya sürülmeli ve kusurlu noktalar tespit edilerek düzeltmeler yapılmalıdır. Yine de plan işe koşulduğunda ortaya konan pazarlama hedeflerine ulaşılmasında bazı pürüzler ortaya çıkabilir. İşte şimdi sizlere pazarlama hedeflerinde başarısızlık nedenleri arasından yaygın olarak karşılaşılan birkaçını sıralayacağız. Öyleyse başlayalım!
Pazarlama ve Satış Hedeflerinin Belirsizliği
@Pexels
Bulanık suda balık avlanmaz değil mi? Öyleyse organizasyonunuz ne kadar büyük ve verimli olursa olsun hedefleriniz bir kristal kadar berrak olmazsa yönünüzü bulamazsınız. Yoruma açık satış ve pazarlama hedefleri belirlemek, kuruluşunuzun birçok yönde hareket etmek zorunda kalma riskiyle sizleri karşı karşıya bırakır.
Kısacası hedeflerinizin net ve ölçülebilir olduğundan emin olmalısınız. Zamanlama ve teslim edilebilirlik açısından çıktıların ne durumda olduğunu herkesin bilmesi mutlaka gereklidir.
Gerçekçi Olmayan Hedefler
@xresch
Masallarda yaşamıyoruz… Hedef belirlemenin önemli bir parçasını gerçekçi olduklarından emin olmak oluşturur. Amerikan Psikoloji Derneği dayanıklılığın sağlanmasında anahtar olarak belirlenebilir hedefler koymaya dikkat çekmektedir. Aya seyahat etmek evet o zaman için belki de pek gerçekçi değildi ancak satış ve pazarlama söz konusu olduğunda işlerin bu şekilde yürüyemeyeceği aşikar. Satış ve pazarlamada birçok zorlukla karşı karşıya gelinir ve bu zorluklara direnmek gelecekte başarılı olmak anlamına gelir. Çıtanızı yavaş yavaş yükseltin.
Müşterinin Odağından Çıkmak
@pixel2013
Planınızı yaptınız ve pazarlama yolculuğunuz başladı. Yolda birden müşterilerinizin odağınızdan çıktınız… Nitekim pazarlamacılar bloglara daha çok odaklandı ancak müşteriler daha az odaklandılar. Önemli olduğu düşünülen şeyler hakkında konuşulmaya başlandı. Bu pazarlamanın raydan çıktığının görüldüğü en yaygın alanlardan biri haline geldi. Pazarlamacılar tüm zamanlarını müşteri odaklı bir plan geliştirerek harcıyor: sadece müşteriler veya beklentiler ile ilgili araştırmalar yapmak, onlarla ilgili geri bildirim almak, yazmak istenilen şey ile ilgili bir program oluşturmak için öngörülerde bulunmak… Pazarlama müşteri odaklı olmaya son verdiğinde, artık pazarlama ile ilgili olmadıkları için potansiyel müşterilerin dikkatini çekmez. Kısacası müşteri odaklı olmadığınız sürece hedeflerinize ulaşma şansınız kalmıyor.
Dağınık Bir Dikkat
@Pexels
Deneyebileceğimiz milyonlarca şey olmasına rağmen zaman sonlu bir kavram. 38 liranız olduğunu düşünün. Bir kumarhaneye gittiniz, rulet çarkının her cebine 1 liralık bahis yatırdınız. Riski azalttınız ancak hiçbir kazanç elde edemezsiniz. Bu nedenle denemek için birkaç şey seçmelisiniz. Direnci en az alanınızı bulmalı, bu alanları optimize ederek zaman içinde pazarlama kapasitenizi artırmalısınız. Kuruluşunuz sonsuz bir kaynağa sahip değilse pazarlama takibiniz için odaklanmalısınız. “Bırak dağınık kalsın!” demek pek mümkün görünmüyor.
Kısa Vade için Uzan Vadeyi Feda Etmek
@haleceylanbarlas
Sağlıklı bir kuruluşta satışlar, uzun vadede kısa vadeli ve pazarlama odaklı bir şekilde ayarlanmıştır. Pazarlama çalışmaları (e – posta listeleri satın almak, kullanıcıları spamlamak -bunu yapmayın-) kısa vadeli taktiklerde zorlanıyorsa çıktı başarısız olacaktır. Bir marka ve talep oluşturmak konusunda pazarlamanın zaman aldığını kabul etmeliyiz. Ancak binamızın tesisatı güçlü olursa korkmamıza gerek yok! Kuruluşunuzu ve içeriğinizi beğenen insanlardan oluşan bir veritabanı, ilgisiz ve istenmeyen e – postalarınızdan etkilenmeyecek, şüpheci bir insan yığınından daha değerlidir. İşinizi riske atmayın. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler gizlilik, veri ve spam görüntüleme şekillerini değiştirdikçe pazarlama da nitelikli olma ve yüksek değerli ilişkiler kurma üzerine odaklanmalıdır.
HIPPO’lara Ürün Kaptırmak
@dapple1
Pazarlama hedeflerinde başarısızlık nedenlerinden en talihsizi belki de! HIPPO (Highest Paid Person’s Opinion), en yüksek ücret ödenen yöneticinin görüşleridir ve bir pazarlama programı için felaket olabilir. HIPPO’lar çoğu kez verileriniz için ilgisiz bir şekilde kararlar alırlar. Reklam ögelerinin performansını artırmak ve bir kampanyanın gözden geçirme aşamasına ulaşmak için hızlı bir şekilde yinelemeyi zorlaştırırlar ve çoğu kez pazarlamacı bile değildirler.
Sabırsızlık
@geralt
“Sabreden derviş…” Hayır, sonunu getirmeyeceğiz ki birçoğumuz bu deyişe karşı iyi olmayan duygular besleriz. Ancak sabretmek önemlidir. Diyelim ki dün bir blog başlattınız ve bugün yeni bir takipçi elde edemediniz. “Bu plan işe yaramıyor.” deyip fikri fırlatıp atmalı mısınız? Cevabı biliyoruz. Veri zor bir şeydir. Pazarlama faaliyetlerinize mikro düzeyde bakarak kapsamlı kararlar almak risklidir. Bir marka oluşturmak, talep oluşturmak zaman alır. Bir şirketin kitlesel büyüme kanallarına girdiği büyük sıçrama başarılarına gelene dek düzinelerce başarısızlık yaşadığını, tekrar tekrar testler yapıp efor harcadığını bir kez daha hatırlatmış olalım. Performansınız hakkında kesinlikle dikkatli olmalısınız. Sürece güvenmeli ve gidişatınızın doğru yönde olduğundan emin olmalısınız.
Pazarlama hedeflerine ulaşamamak konusunda elbette sayısız neden var ancak bir yerden başlayabiliriz değil mi?!
