Asıl Nokta: Orijinallik
Asıl Nokta: Orijinallik – Çoğumuz büyük resme odaklı olara yaşasak da, küçük detayların yarattığı büyük etkileri göz ardı edemeyiz. Nasıl küçük dokunuşlar büyük güzellikler yaratıyorsa, küçük adımlar büyük sonuçların öncüsü oluyorsa, aslında küçük detaylar da hayatımızın büyük bir parçasını oluşturuyor. Bu küçük gibi görünen detaylar zamanla bizim olmazsa olmazlarımız haline bile geliyor. Özellikle geçmişten gelip günümüzde de kullanılan icatlar fark etmesek de çoğu zaman bizim kurtarıcımız oluyor. Genelde icat deyince aklımıza “Bilim, deney, matematik, ispatlar…” gibi terimler geliyor. Bunların önemi kadar orijinal fikirler de önemli. Bu icatlar hayatımıza nasıl girdi? Ne idi ne oldu?
Termos
Sıvı kimyasalları depolamasına yardımcı olacak bir ürüne ihtiyacı olan İskoç fikizçi ve kimyâger James Dewar , aslında ilk başta vakumlu bir şişe olan Termos olarak anılacak ürünü icat etti.
Dewar, bir cam şişeyi bir başka şişenin içerisine koydu ve iki şişe arasındaki havayı alarak bir vakumun oluşmasına neden oldu. İki katmanlı bu kap, Dewar’ ın hayalindeki içerisindeki sıvıyı düşük ısıda uzunca bir süre tutacak ürünü geliştirmesine önayak oldu. Bu kapların gündelik yaşamda da kullanılabileceğini fark eden ilk kişi, Dewar’ın kapların üretimini yapması için işe aldığı Reinhold Burger oldu. Burger, kimyasal sıvılardan ziyade yiyecek ve içeceklerin sıcak ya da soğuk olarak uzun süre depolanabileceğini de fark etti ve gündelik yaşam içinde de kullanmaya başladı.
Post-It
Spencer F. Silver, Colorado Üniversitesi’nde araştırma laboratuvarında kıdemli kimyager olarak çalışan bir bilim insanı. Basınca duyarlı yapıştırıcıları araştıran beş kişilik bir ekibin başına atandı. Ekibin amacı yeni, süper güçlü bir endüstriyel yapıştırıcı geliştirmekti. Ancak Dr. Silver molekülleri polimerleştirmek için kullanılan tepken maddeden yanlışlıkla fazla ekledi. Sonuç tam olarak doktorun istediği gibi olmadı ama doktor bu deneyde daha önce görülmemiş başka bir şey fark etti. Silver farkında olmadan ‘’ yüksek yüzey zayıf bir yapıştırıcıydı. Fakat bu madde defalarca yeniden kullanılabiliyordu ve Silver’a cazip gelen de bu oldu. yapışkanlığı’’ ve ‘’ düşük soyuntu ‘’özelliklerine sahip bir yapıştırıcıyı yaratmıştı.
Sökülebilecek kadar zayıf bir yapıştırıcı ekibin başarmaya çalıştığı şeyin tam tersiydi. Yaptığı bir hata, bir yenilik doğurmuştu. Azmini yitirmeyen Silver deneylerine devam etti. Ancak üretebildiği tek şey iki kağıt parçasını bir arada tutabilecek kadar güçlü ama soyulabilecek kadar
Telefonun Darbe Almasını Engelleyen Kılıf
Almanya’daki Aalen Üniversitesi’nde mühendis olan Philip Frenzel, herkesi rahata kavuşturacak işlevsel bir telefon kılıfı tasarladı. “Adcase” isimli kılıf, telefon düştüğünde milisaniyeler içinde açılabiliyor. Bu sayede telefonu düşmelere karşı koruyan kılıf tekrar tekrar kullanılabiliyor.
Frenzel, ilk etapta cihazın etrafında aniden beliren hava yastıkları hayal etti ancak bu yeniden kullanım için uygun bir fikir değildi. Sonra da kedi gibi dört ayağı üzerine düşen bu tasarımı hayata geçirdi. Yaratıcılığının öncüsü olan bu kılıf, sakar insanlar için ideal.
Asıl Nokta: Orijinallik – Can Yeleği
Yüzme bilmeyen bir kişi önce panik içinde çırpınır, ciğerlerindeki havayı kontrol edemez ve batmaya başlar. Can yeleği sayesinde suya batma gibi bir durum olmaz. Vücudun su üzerinde kalmasını sağlayan ilk can yeleği, 1854 yılında İngiltere’de Kaptan J.Ross Ward tarafından yapıldı. Bu ilk cankurtaran yeleği, keten bezinin arasına dikilmiş mantar parçalarından oluşuyordu.
Havayolu şirketler uçağın düşmesine karşın can yeleklerine ufak bir ışık koyup, karanlıkta denize düşmemiz halinde bulunmamızı sağlamaktadır. İlginçtir ki, genellikle yolcular acil durum can yeleklerini uçaktan çalıyorlar. Uçakta, suya acil iniş yapılması halinde takılacak can yelekleri de –özellikle yaz aylarında- yolcuların götürdüğü eşyalar arasında dikkat çekiyor.
Bisikletçiler İçin Sırt Çantası
Araba gibi darbelere daha kapalı araçları kullanmanın, bisiklet, motor gibi darbelere fazlaca açık araçlara kullanımından çok daha güvenli olduğu aşikar. Motorda sinyal verebilme şansımız olsa da bisiklette çok da mümkün değil.
Bisikletçilere yönelik geliştirilen Aster sırt çantası, bisiklete entegre uyarı sistemi, sinyal ve fren ikaz ışıklarıyla sürücünün ekstra güvenliğini sağlıyor.
Trafikte diğer araçlarla iletişimi sağlayan bu çanta, kazaları azaltmayı hedefliyor ve dünyanın en güvenli sırt çantası olduğunu dile getiriyor. Antanın ön yüzündeki ekran sayesinde sağa sola dönme, yavaşlama, durma gibi hareketlerin sinyali doğrudan vermeye yarıyor. Çantadaki tablet, sürücünün akıllı telefonundaki uygulama ile Bluetooth aracılığıyla senkronize çalışıyor.
Orijinallik – Sony Walkman
Kulaklık tarihinde en önemli olay, kuşkusuz 1979 Walkman’in piyasaya çıkmasıdır. Daha önceleri sabit cihazlara bağlanan kulaklıklar artık taşınabilir hale gelmişti. Walkman ile birlikte verilen Sony’nin MDL-3L2 kulaklıkları taşınabilir ilk kulaklıklar oldu.
2001’de iPod bütün müzik evrenini yeniden değiştirdi. 2008 yılında da Dr. Dre ve Jimmy Loovie ve Monster , birlikte Beats by Dre kulaklıklarını geliştirdiler. Dre kulaklıkları büyük bir pazar payı yakaladı ve hızla genişlemeye devam etti. Şimdiki popüleritesi yüksek olan Bluetooth kulaklıkların temeli buradan atıldı.
https://www.teknolojioku.com/mobil/telefonlari-dusmekten-koruyan-kilif-5b386fb38ca78025ef7e44e5