Türkiye’de Pazarlamanın En Başarılı 3 Kadını!

Paylaşmayı unutmayın.

Ve Tanrı “Kadın” ı yarattı.

Sonrası mı? Kadınlar evden çıktı ve iş dünyasına narin adımlarıyla sıkı bir giriş yaptılar. “Erkek egemen dünyaya adapte olacaklar mı? O dünyada bir yer bulacaklar mı?” diye merak ettiğimiz o kadınlar, dünyayı parmaklarının ucunda döndürür oldular.

İşte o kadınlardan yalnızca 3 ü! Türkiye’de pazarlama dünyasında başarılarıyla nam salmış üç kadını sizlerle buluşturuyoruz.

Keyifle okumanız dileğiyle..

Kamuran Uçar

Çalışma hayatına Tübitak’ta başlayan Kamuran Uçar, kariyerinde bir değişiklik yapmaya karar verdiği 1999 senesinde Unilever bünyesine katıldı. İlk olarak AR-GE departmanında görevine başladı. Gönlünde asıl yatanın pazarlama olduğunun farkına vardığında, kalbindeki bu hedefe ulaşabilmek için elinden geleni yaptı ve şu an bulunduğu konuma gelebildi.

Kamuran Uçar, Unilever bünyesinde “Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı” olarak görev almaktadır. Bu unvanla, 30 ülkede  6 markanın sorumluluğunu üstlenmektedir.

18 senedir Unilever kadrosunda olan Uçar şirket seçiminde; “pazarlamanın göbeğinde hangi şirketler var?”, “ben o markanın başında olsam neler yaparım” diye düşünerek bu işe başlamış. “Unilever keşke bir hükümet olsaydı da bir toplum yönetebilseydi diyebileceğim bir şirket.” yorumunu yaparken, aslında çalıştığı yere olan bağlılığını göstermektedir.

Aynı zamanda bir anne olan Uçar, bunun zor olduğunu kabul ediyor ancak kişisel motivasyonunun tam olarak bu olduğunu eklemeden de geçemiyor.

Bir pazarlamacı olabilmek için en önemli şeyin merak ve yaratıcı ruh olduğuna inanan Uçar, işinin aslında fikir yaratmak olduğunu söylüyor.
2003 krizinin getirdiği farklılaşma gereksinimiyle ortaya çıkan “Kirlenmek Güzeldir” sloganının 5-6 yıllık bir süreçten sonra ortaya çıktığını, bunu basamak basamak tüketiciye sunduklarını belirtiyor.

 

Beyza Kapu

Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu olan Beyza Kapu, aynı üniversitede Ekonomi bölümünde de ihtisas yapmıştır. İş hayatına 2003 yılında Colgate Palmolive şirketinde başlayan Kapu, bugün bulunduğu yere, kısa bir zamanda büyük başarıların altına imzasını atarak gelmiştir.

Kendini, kararlı, tutkulu ve hareketli olarak tanımlayan Beyza Kapu, çalışma hayatındaki vazgeçilmezleri arasında disiplin, motivasyon ve tutarlılığı saymaktadır.

2006 yılında L’oreal Paris bünyesine katılan Beyza Kapu 2012 yılında Pazarlama Direktörü unvanını almıştır.  2014 yılından bugüne ise Pazarlama ve Satış Grubu Başkanı olarak görevini sürdürmektedir. Üniversite yıllarından beri hayalini kurduğu firmada çalışan Kapu “Ne istediğinizi bilin. Kararlı olduğunuzda, tutkuyla ve özveriyle çalıştığınızda başarı kaçınılmaz.” diyor.

Sektörde lider bir markanın pazarlamasından sorumlu olmanın verdiği stresi giderebilmek için düzenli olarak yoga, meditasyon ve spor yapıyor.

Beyza Kapu, L’oreal Türkiye reklam filmlerinde yerli yüzlere yer veren ve bunu Türkiye’de ilk kez uygulamaya sokan kişi olarakta biliniyor. Bu uygulama ile daha profesyonel bir pazarlama organizasyonu sağlamak suretiyle kozmetik pazarının iki haneli rakamlarla büyümesine katkıda bulunmakla kalmamıştır. Bununla birlikte şirketin Türkiye pazarı sıralamasının 3 numaradan 1 numaraya yükselişine sebep olan, pazar büyümesinin iki katı değerde arttırılmasında büyük rol oynamıştır.

Sosyal medya ve gerçek zamanlı pazarlamada birçok başarılı projeye imza atan Beyza Kapu, sosyal medya yönetimini şirket içine taşıyan kişidir.

 

Yonca Dervişoğlu Brunini

pazarlama

Yonca Dervişoğlu Brunini, kariyerine Unilever’de devam ettiği sıralarda, Londra’da bir akşam barda yaptığı görüşme sonucunda Yahoo ekibine katıldı.

2002 yıllarında gerçekleşen bu olay insanların sanaldan gerçeğe geçiş yaptığı bir sürece denk gelmiştir. Bu durumun etkisiyle maaşların da düşmesine rağmen Brunini, bunu bir meydan okuma olarak gördü ve bu heyecanlı yolculuğa katıldı.

pazarlamanın en başarılı üç kadını

4 yıl sonra Yahoo’nun düşüşünün ve Google’ın ise yükselişinin gerçekleştiği dönemde Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Pazarlama Direktörü olarak yeni görevine başladı. O zamanlar, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu ülkelerde herhangi bir pazarlama ekibi yoktu. Brunini’nin ilk işi Türkiye’de bir pazarlama ofisi açmak oldu.

Brunini, Google’ı ,Unilever’de kazandığı pazarlama deneyimini sanal ortama taşıyabildiği için farkettiğini söylüyor. Ayrıca hala bu deneyimi kullandığını da belirtmeden geçemiyor.

İnterneti, sokağa çıkmaya benzeten Brunini, çocuklarının internette baştan sona özgürce gezinmelerine izin vermediğini, hatta onların Facebook’ta kimlerle arkadaş olduklarını bile kontrol ettiğine de değiniyor.

 

Bu yazı her an her yerde kadın olmanın bilinciyle çalışan tüm emekçi kadınlara ithaf edilmiştir.

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar