Talih Kuşu Nimet Abla’nın Pazarlama Sırrı

Paylaşmayı unutmayın.

Yeni yıl heyecanı tüm sokakları sardı. Her yer yılbaşı ağaçları, süsleri ve heyecanı ile dolup taşmışken sokaklarda adım başı bir piyango biletçisine rastlamak mümkün. Piyango bileti satanların bu yıl da dilinde şu slogan var: ”Bu biletler Nimet Abla’da yok!” Pazarlama alanındaki rekabete alışkınız; fakat bazı isimler hep başka. Herhangi bir durumu, konuyu hatta kendinizi bile ne kadar iyi aktarıyorsanız o kadar kazanıyorsunuz. Peki, bir isme ulaşabilmek ve aranan isim olabilmek nasıl oluyor? Piyango bileti için kapısında kuyruk olan, gelen herkesi normal bir biletçiden daha fazla umutlandıran Nimet Abla kimdir? Onun bu kadar ünlü olmasının altında yatan sır nedir, gelin birlikte inceleyelim!

Nimet Abla kimdir?

Yıl 1928, yer Eminönü. Asıl adı Melek Nimet Özden olan meşhur Nimet Abla’mız o zamanlar eşinin tütün satıp aynı zamanda sarraf olarak işlettiği bir dükkana destek olan kendi halinde bir kadındı. Eşinin işlerinin kötüye gitmesiyle aldıkları Türk Tayyare Cemiyetinin çıkardığı piyango biletlerini satmaya başlayan Nimet Abla, 1931 yılında sattığı biletlerle 100 bin lira büyük ikramiye kazandırdı.

Bu kadar ünlü olmasının sebebi neydi?

@nimetabla

Şimdilerde ünlü olmak kolay deniliyor. Hatta herkesin birkaç saniyeliğine ünlü olacağına inanılıyor ve belki de bir video ile insanlar kendini dünyaya aktarabiliyor. Tabii ki çok çabuk da unutuluyor. Fakat Nimet Abla zamanında ne video ne de bu harika pazarlama araçları vardı. Haber alınabilecek kaynaklar oldukça azdı. Az olması dezavantaj değil, tam tersine onu bu kadar popüler yapabilecek yegane durumdu belki de. Tirajı yüksek tüm gazetelerin Nimet Abla’yı haber yapması, onu yılbaşında umut kapısı büyük ikramiye olan herkesin uğrak noktası haline getirdi. Aradan yıllar geçip Nimet Abla’yı kaybetmiş olmamıza rağmen hala onun bayiliklerinde kuyruklar oluşuyorsa bu, o dönemin uğruna hala inanıldığından kaynaklanıyor.

Başarısının sırrı ne?

“Kat’i kararımı verir vermez hemen işe giriştim. Önce Eminönü’nde kendi malım olan dükkânı açtım. Tütün, kırtasiye ve bilet satışına başlayınca ser (baş) bayiler, küçük bayiler, ‘Aman bizim müşterimizi almasın’ diye rekabete girdiler. O kadar ileri gittiler ki bilet vermediler bana. Binbir müşkülatla 1500 bilet alıp sattım. Arkası gelmeyince Piyango Müdüriyeti’ne başvurdum. Önce ser bayiden almamı söylediler.”

Her şeyden önce eşinin iflas eşiğinden sonra sesini duyurmayı başaran ve kafasına koyduğu her şeyi yapmaya kararlı, azimli bir kadın.

@nimetabla

“Biletleri aldıktan sonra Lion Fabrikası’na gidip 30 kuruştan 250 gramlık kutular yaptırdım. Bir bilet alana bir kutu şeker veriyordum. Bu şekilde 10 bin bileti kısa zamanda sattım.”

Pazarlama etkisiyle satışları artıracağını biliyor. Nimet Abla, “biletleri nasıl daha fazla satarım?” diye düşünürken bilet satışlarına bir de promosyon ürün eklemiş. Sanıyoruz ki, tüketici davranışları burada devreye giriyor. Şu an günümüzün Ağızdan Ağıza Pazarlama (WOMM) örneği gibi hızlıca yayılan bu promosyonlu satış Nimet Abla’ya gelenlerin ortak noktası oluyor.

Sonrası biraz şans, belki de kader…

Siz buna ister şans ister kader deyin Nimet Abla’nın ilk biletleri 1931 yılında satışa çıkıyor ve yılbaşında açıklanan talih kuşu Nimet Abla alıcısına çıkıyor. 100 bin lira büyük ikramiye Nimet Abla’nın tezgahına isabet edince işin rengi değişiyor. Yukarıda da bahsettiğimiz dönemin önemli medya organı İkbal, Tasvir ve Efkar gazetelerine manşet olan Nimet Abla’nın kazanan kişi ile verdiği fotoğrafını ve röportaj hızlıca yayılıyor. Böylece Nimet Abla’nın ünü İstanbul dışına taşıyor ve sonraki yıllarda başka illerden gelen insanlar Nimet Abla gişesinden bilet almaya başlıyor.

Satışlar artınca ihtimaller de artar.

@nimetabla

2000’li yıllara doğru birçok kez büyük ikramiyeler Nimet Abla’dan alınan biletlere çıkmıştır. Buna fazla satış desek bile fazlaca rakibi bulunan Nimet Abla, satış ve sonrası taktiklerle adeta bir pazarlamacı gibi ince çalışıp adını hepsinden çok duyurmayı başaran kişi olmuştur.

Nasıl mı? Ondan bilet almaya gelen kişilerin isim ve adreslerinin yazılı olduğu bir defter tuttuğu iddia ediliyor. Kazanan kişi açıklanınca ona ulaşmak ve reklam yapmak kolay olsun diye bu kişilerden bazı bilgiler istiyor. Sonrasından yeniden gazeteye çıkmak ve reklamını yaptırmak için harika bir yol değil mi? Kazananlarla verdiği röportajlar devam ettikçe Nimet Abla herkesin uğruna inandığı bir isim haline geliyor. Küçük bir dükkandan nasıl iş kadınına dönüştüğünü şimdi daha iyi anlıyoruz.

Talih kuşu uçtu ama…

1978 yılı 28 Temmuz’da hayata gözlerini yuman Nimet Abla ardından hala devam eden bir efsane bıraktı.

Artık o yoktu fakat Bahçekapı Eminönü Meydanı, Bakırköy İstanbul Caddesi ve Sirkeci Ankara Caddesi’ndeki gişeleri onun adıyla kapılarında kuyruk oluşturmaya devam etti. Onun pazarlama etkisi ve ticari zekası geriye kalır mı? Elbette kalmadı. Üstelik dijitalleşmeye ayak uyduran bayiler online satışla bu etkiyi sürdürmeye devam ediyor.

Bileti nerede alırsınız, şansı nerede ararsınız bilemiyoruz ama şansınız şimdiden bol olsun 🙂

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar