Sesli Arama Devrimine Hazır Mısınız?

Paylaşmayı unutmayın.

2020 yılına dek tüm aramaların yarısından fazlasının ses temelli olacağı öngörülüyor. Bu durum markaların SEO devrimine hazırlanmasını gerekiyor. Biz de sizler için bir marka, sesli arama devrimine nasıl hazırlanmalı, nelere dikkat etmeli yardımcı olabilelim istedik. Bir giriş ve ardından bilinmesi gerekenler ile devam edeceğiz. Başlayalım!

Siri’nin ilk zamanlarını ve basit soruları yanıtlamadaki sinir bozucu derecede komik yeteneksizliğini anımsayanlarımız vardır. Bu gibi örneklerle sesli arama zamanında bir sihir numarası gibiydi. Ancak günümüzde bu bir yenilik olarak görülmüyor. (Siri artık beatbox yapıyor ne de olsa.) İnsanlar gittikçe artan şekilde sesli aramayı kullanıyor. Bu nedenle sesli arama kullanmak aklınıza bile gelmiyorsa gelse iyi olur. Çünkü önümüzdeki beş yıl boyunca insanların bilgiye erişme şekli daha fazla ses merkezli olacak şekilde değişecek. Bu da arama yapma şekillerimizin değişeceği anlamına geliyor. SEO için sesli arama hala ve hala bir Vahşi Batı konumunda. Bu konuda akıllarda birçok soru işareti var ve cevap bekliyor. Bizler de en çok sorulan soruları ve cevaplarını aşağıya bırakıyoruz. Umuyoruz aklınızdaki soru işaretlerine bir nebze ışık tutarız.

1 – Sesli Aramayı Niçin Önemsemeliyiz?

Öncelikle bu bir sayı oyunu! Sesli arama oranı hali hazırda yüksek ve gittikçe yükseliyor. Şu an için bazı istatistikler ABD’de aramaların %40’ından fazlasının sesli arama yapıldığı tahmin ediliyor. ComScore tarafından bu oranın 2020’ye geldiğinde %50’lerin üzerine çıkması bekleniyor. En etkili metin ve görsel aramanın yaratıcısı Google ise mobil aramaların %20’sinin sesli arama ile yapıldığını söylüyor.

Bu durumda sınırlı bir kapasiteye sahip olsalar bile şirketler, müşterilerin aradığı yerde olmalı. Sesli arama asistanları henüz çok yeni. Şu an için Alexa, Cortana, Siri ve Google Asistan bu işi yapabiliyor. Bu sadeliğin avantaj sağlamak için faydalı olduğunu söylemeliyiz. Sesli aramanın en büyük fırsatlarından biri çizdiği sınırlar ve bu sınırları kullanarak karşıdaki insanlar ile net ve açık bir konuşma yapabilmektir.

sesli arama asistanları

@webtekno

Kabul edelim ki bugün Google’da arama yapmak, bir bilgi okyanusunu üzerinden seyretmek gibidir. En iyi SEO ile bile neyin arandığını anlayabilmek için hala tüketicilerin elindedir. Sesli aramanın vadettiği ve kurduğu tuzak, bir kişiye sunulan bilgi miktarını büyük ölçüde sınırlandırmasıdır. Basit, gerçekçi bir cevap arıyorsanız, ses bunun için en etkili yoldur.

Bu konuda iyi bir haber vermemiz gerekirse bu, Google’ın, Amazon’un, Apple’ın ve Microsoft’un sesli asistanlarının arkasındaki teknolojinin nihayetinde şirketlerin dikkatini çekmiş olmasıdır. Sesli arama sonuçları daha güvenilir bir şekilde doğrulanıyor. Doğrulama oranı %84. Şimdiye kadar en doğru sesli arama deneyimini Google sağladı ancak diğer platformların grafiği de yükselişte. Bu, sesli aramayla sonucun yararlı olacağını, bir hile değil, güvenle yapılabileceğini göstermektedir.

2. Sesli Arama Davranışının Metinle Arama Davranışından Farkı Nedir?

Yazıdan konuşmaya geçerken arama davranışları da değişiyor. Yazarak ortalama iki üç kelime kullanabiliyorken konuşurken beş – yedi kelime arasında sözcükle arama yapıyoruz. İnsanlar, sesli arama asistanları ile insan gibi iletişim kuruyorlar. Soruları kişisel bilgilere kapatarak doğal dil kullanıyorlar. Bu önemsiz bir farklılık gibi görünse de bir soru sorulduğunda ekstra sözcükler kişinin hedefine dair çok daha zengin bir bağlam sağlayabiliyor.

En önemlisi de sesli aramayı kullanan kişilerin, bölgesel bir cevap aramaya eğilimli olmasıdır. Arama Motoruna göre sesli aramalarla yapılan yerel aramalar, metin aramalarından üç kat daha fazladır. Bu da, bir cep telefonu aracılığıyla birçok sesli aramanın gerçekleştiğini düşündüğünüzde anlam kazanır. Bu durum sahip olduğu deneyimlerden faydalanan akıllı saatler gibi yüksek kaliteli ürünler sunan markalar için ilginç bir fırsat yaratır. Bu şirketler için sesli arama, markalarını kullanıcıların ürünle gerçek hayatta etkileşimde bulunabilecekleri bir deneyime bağlamak için önemli bir kanal yaratır.

sesli arama vs metinle arama

@webrazzi

Nihayetinde sesli arama, cep telefonları ve komodin cihazlarından kurtulacak ve daha geniş bir şekilde fiziksel dünyaya girecektir. Çok uzak olmayan bir gelecekte, ses aramasının sosyal dokumanın bir parçası olması muhtemeldir, bu da park metreden marketlere kadar her şeye görünmez bir etkileşim katmanı sağlar. Sesli arama davranışı – insanların düşüncelerini ve sorularını sözel olarak ifade etmeleri – teknolojinin yetenekleri geliştikçe sürekli gelişecektir.

3. Sesli Asistanlar Cevaplarını Nereden Alırlar?

Cevabı veriyoruz: Mikro veri! Bu sözcük sizi korkutmasın. Bu hali hazırda SEO stratejisinin bir parçasıdır. Basit bir şekilde açıklamak gerekirse mikro veri (şema olarak da bilinir.), bir web sitesinde, arama motorlarının okuyucular için en ilgili oldukları bilgileri çevirmesini sağlayan kodu ifade eder. Google gibi bir arama motoru, sorgulama yapıldığında yanıt olarak bir bağlantı sitesi sunmak için şema kullanacak olsa da sesli arama ile sıralanan liste daha kısadır.

Sesli arama yanıtları ortalama 26 ila 35 kelime arasındadır. Bu da alınan içeriklerin aynı şekilde kısa olması gerektiği anlamına gelir. Mevcut sesli asistanlar, 600 kelimelik bir blog yayınını okuma ve en önemli fikirleri basit, sözlü bir yanıtla ayırt etme yeteneğine sahip değillerdir. Peki, bir markanın içerik stratejisi açısından bunun anlamı nedir? Küçük düşünün. Bir markanın karşılaşabileceği olası soruları belirledik ve ardından, SSS ve modül formunda web sitelerinde bulunan etiketlenmiş “nugget” deneyimlerine yanıtları oluşturduk. Sağlık bilgileri, perakende satış yerleri ve kullanıcı kılavuzları gibi şeyler başlangıç noktası olarak iyi noktalardır.

mikro veri nedir

@botearsiv

Kısalığı benimsemek biraz tuhaf gelse de gelecekte insanların bilgiye nasıl ulaşacakları düşünüldüğünde her şey yerine oturacaktır. Daha fazla insan, “kim, ne ve ne kadar” gibi basit soruları sorarak daha kolay bir şekilde aradığı şeye gidebilmek için sesli aramayı kullanacaktır. Bu noktada içeriğinizi mikro veriler ile etiketleme konusunda agresif bir strateji oluşturmanız gereklidir. Bu veriler, aramalarda bölük pörçük verileri toparlamanıza yardımcı olur ve hızlı bir yanıt vermeniz için imkan yaratır.

4. İçerik Optimize Edilebilir mi?

Bu soruyu kısaca “evet” olarak yanıtlasak da cevap daha kompleks bir yapıda. Geleneksel SEO stratejilerinin birçok yönü sesli aramaya da uygulanır. Arama konusundaki her iyi stratejinin temelinde iyi bir “anahtar sözcük” araması vardır. Sesli olarak sorgulama yapıldığında insanlar daha fazla sözcük kullanma eğilimindedir (Yukarıda da söylediğimiz üzere 5 ila 7 sözcük). Bu eğilim, soru temelli anahtar sözcüklere odaklanır bir şekilde kendini gösterir.

İnsanların ne aradığını ve nasıl bir ses stratejisine doğru ilerlediklerini bilmek ancak sesli aramanın amacını anlamakla ilgilidir. Bu konuda yapılabilecek şey ise bir kişinin bir ürün veya marka hakkında sorabileceği soruları tanımlamaya çalışmak olacaktır. Herhangi bir ürün düşünüldüğünde, onunla ilgili cevaplanacak binlerce soru olacaktır ancak bu soruların insan ihtiyaçlarına göre nasıl dağıtılacağı anlaşılmaya çalışılmalıdır.

içerik optimizasyonu

@botearsiv

Bunu yapmak iki katı fazla efor sarf etmeyi gerektirir. İlk olarak en çok ne ile ilgili soru sorulduğu bilinmelidir. Bu kapsamlı sorular da içerik oluşturmayı gerektirir. Bu noktada cevap verilmek istenmeyen soruların tanımlanmasına yönelinmelidir. “Daha ucuz bir sürümü nasıl bulabilirim?” ya da “Neden çalışmıyor?” gibi hizmet odaklı sorular, negatif anahtar sözcükler grubu içinde düşünülerek yanıtlanacak soru sayısını hızlı bir şekilde belirlemeye yardımcı olacaktır. Araştırmalara göre bir ürünle ilgili sorulan soruların %30’undan fazlası, duygusal sorular veya negatif anahtar sözcükler kategorisine giriyor. Bu noktada bunun bir defalık bir çaba olmadığını bilmeniz gerekiyor. Zorunlu soruları aylık olarak yenilemek, sesli yanıtların güncel olmasını sağlayacaktır.

Toparlamak gerekirse sesli aramalar arttıkça markaların kullanıcı sorularının nasıl geliştiğini bilmesi, onları eğrinin üzerinde tutacaktır. Hayatta kalabilmek için mücadele etmek ve çağa ayak uydurmak şart!

Sesli aramaya da değindiğimiz ve her markanın göz atması gereken 2018’in Pazarlama Trendleri Neler Olacak? yazımızı da okumanızı öneririz.

Kaynak

Paylaşmayı unutmayın.

İlgili Sayfalar